Aynı Çamurda Debelenen Kardeşler 2
Evet, yorumculardan bir kısmı bizi anlıyor ve sükut-u hayale uğramanın burukluğu içinde yazıyorlar. Bir kısmı da çok havalı Ne bekliyordun? Zamanında destek vermen yanlıştı diyor.
Oysa biz bizim partimiz dedikleri için de bir zamanlar fiilen ama her zaman fikren destek vermiştik, sonuçta iyi işler de yaptılar, kabul etmezler ama birçok yanlışlar da yaptılar. Kendilerine destek veren insanların fikri çabalarını ve alın terlerini tepede bir grup insan hep kişisel çıkarlarını hesaplayarak hoyratça saçıp savurdular, ama halkın fikirlerini hiç dinlemediler. Halk da kendilerini terk etti.
Bunu itiraf etmek elbette acıdır. İnsan kendinden gizleyemediği yanlışlarını başkalarına örtmek için bir sürü bahane ve mazeret üretmede mahirdir ama bunun kime ne faydası vardır? Şimdi iktidar umutlarının bitmişliğinin verdiği öfkeyle halka hakaret edip dururken bu yanlış ile kendilerine daha çok zarar verdiklerinin farkında mıdırlar acaba? Bu sözlerimizin bir dost uyarısı olduğunu kabul edip etmemeleri, farkındalıklarının da bir ölçüsüdür aslında.
Gözlerini siyaset bürüyen, ama ne sistemi, ne düşmanı, ne de dini ve onun davet metodunu bilmeyenler, bekara kadın boşamanın kolay olması misali bol keseden atıyor ve ileride oylarını almaları muhtemel insanları daha da soğutup kaçırıyorlar. Ama biz davamız adına kol kırılır yen içinde kalır diyerek bildiklerimizi ortaya dökmüyoruz. Şu kadarını söyleyelim ki bugün bunlar diye şimdi aşağıladıkları insanlar dün aynen onlar idiler ve o zaman da aynen bunlar gibi yapıyorlardı. Sonra ne oldu? İstikbali burada görünce orayı terk ettiler ve gelip bunlar oldular.
Her şey gözümüzün önünde cereyan etti. Ama bütün aklını, fikrini ve ilmini partisine ve onun medyasına bağlayanlara bunu anlatmanız çok zordur. Çünkü bu da bir çeşit ırkçılıktır. Irkçılık sadece soya bağlılık değildir. Parti, meşrep, cemaat, dernek, vakıf sevgisi de aşırı olursa gözleri kör eder ve yerine göre ırkçılık ve asabiyet sebep olur. Bunu aşmak da o kadar kolay değildir.
Aynı olduklarını göremeyen, fakat kendilerini hak, başkalarını batıl görenler, aynı çamur sistemde debelendiklerini bile bilmiyorlar ne yazık ki? Dedikleri tek bir cümle vardır: Biz gelirsek başka olur.
Fakat nasıl başka olur? diye hiç düşünmüyorlar. Çünkü onlara yıllarca söylenen aynı nakarattır: Sizin düşünmenize gerek yoktur. Her şey hazırdır. Biz gelince her şey değişecek.
Nedir hazırlık? diye sorsanız, ortada ne doğru dürüst bir kitap, ne rapor, ne dosya, ne de belge yoktur. Peki ne var? Bol bol laf var, vaat var.
Gördük ki laf ile karın da doymuyor, peynir gemisi yürümüyor