Aman sakın ha Hocam!
Dün sabah gazeteleri aldım, şöyle bir Milli Takım’la ilgili haberlere göz gezdireyim dedim ve ateş başıma sıçradı. Hoş, bizim spor medyasının pahalı olanına inanmak doğru değildir ama, olayların yaşandığı yerden de yalan haber olmaz diye daha bir dikkat kesildim.
Efendim mesele şu: Milli Takım’ın son idmanını izleyen gazeteciler, takımın çeklere karşı çıkacak on birinin şöyle dizildiğini görmüşler: Volkan, Sabri, Gökhan, Emre, Hakan, Aurelio, Mehmet Topal, Kazım, Tuncay, Arda, Semih.
Demek ki Fatih hocam bu defa da şapkasından tavşan çıkarmaya kararlı. Umut ederim ki, bu on bir yalan bir on birdir. Rakibin gazetecileri de oradaysalar onları şaşırtmak adına yapılmıştır derim.
Peki, arıza nerede? Gökhan nereden çıktı hocam? Servet oynayamayacak durumda ise, Galatasaraylı Emre oynar. Anlaşılan o ki sen çeklerin kulesine Gökhan’ı düşünüyorsun. Peki, Gökhan iyileşti mi? Sanmam. O halde sakat sakat Servet’i oynat daha iyi. Ya Kazım’ın ne işi var? Madem arkada Sabri’yi düşünüyorsun, o zaman Hamit’in Sabri’nin önüne neden koymadın? Tuncay’ın Semih’in arkasında oynatılmasına ben de katılırım. Hele hele Aurelio ile Topal’ın ön libero yerini ikili olarak paylaşmaları çok doğrudur.
Yani sözün özeti olarak, Milli Takım’la fazla oynama hocam.
Sakatlıklara diyeceğim yok. Bunun dışında sakın o ki, İsviçre maçının ikinci yarısına çıkardığın takımla oynama.
Gelelim penaltı işine. Penaltı atışlarına gidersek, neyin nasıl sonuçlanacağını bilmek mümkün değildir. Bunu neden yazdım. Bazıları Volkan’ın Sevilla maçında kurtardığı penaltılara dayanarak, ‘Keşke’ demişler. Aman sakın ha.
Haaa oyun oraya gider, o başka. Ama hiçbir takım penaltıların nasıl sonuçlanacağını önceden kestiremez. Bakın karşımızda dünyanın en iyi kalecisi Cech’in olduğunu da bu işe katmıyorum.
Takım, arızası yoksa şöyle çıkmalı maça. Volkan, Sabri, Servet, Emre, Hakan- Hamit, Aurelio, Topal, Arda, Tuncay, Semih.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.