Kara yolu ile hac ve umre
Yıllar geçiyor ve darbeci anlayışın uygulamaya koyduğu bir yanlışı düzeltmek kimsenin aklına gelmiyor. Hac ve umreye gitmek isteyenlere çıkarılan maddî zorluktan bahsediyoruz. Geçmiş yıllarda isteyen kara yolu ile, isteyen de hava yolunu tercih ederek mukaddes mekânlara gidip hac ve umre yapma imkânı buluyordu. Sonradan çeşitli bahanelerle kara yolu ile hac ve umre yolculuğu imkânı ortadan kaldırıldı.
Başlangıçta belki akla uygun bir bahane [yol güzergâhındaki ülkeler arasındaki savaş gibi] vardı, ama aradan yıllar geçti ve şartlar değişti. Buna rağmen hâlâ kara yolu ile yolculuk imkânı sağlanmıyor. Hac ve umreye gitmek isteyenlerin şikâyet ettikleri bir nokta da, bu yolculuk için istenen ücretin fazla olması... Elbette hac ibadeti, zengin Müslümana farzdır. Ama bu demek değildir ki fakir Müslüman hacca gitmesin! Fakir Müslüman için hacca gitmek farz değil, ama keşke onlara da imkân tanınsa ve onlar da üzerlerine farz olmadığı halde o mübarek mekânları görse...
Haftalar süren hac ya da umre yolculuğunun kara yolu ile yapılması ebette meşakkatlidir, zordur. Fakat, buna rağmen yasak olmasını kabul etmek mümkün değildir. Elbette herkese hava yolu tavsiye edilir, ama bu imkânı bulamayan ve kendisine güvenen gençler niçin kara yolu ile hacca ya da umreye gidemesin? Asyayı ve Avrupayı bir baştan bir başa gezdiren otobüs turları düzenlenebildiğine göre, niçin hac ve umre için de otobüsle seyahat edilemesin? Günümüz şartlarında uçak gibi konforlu kara yolu araçları var. Yasak kalksın; isteyen, arzu eden, kendisine güvenen kişiler de kara yolu ile gidebilsin.
Hac ve umre yolculuğunu hiç kimse ticarî kâr kapısı olarak görmemeli. Başta tekel durumundaki hava yolu taşımacıları ve diğer kurumlar, Bize mecbur ve mahkûmlar anlayışı ile hareket edip, kıt kanaat geçinerek kenara koyduğu parasıyla hacca gitmek isteyenleri mağdur etmemeli. Yeri geldiğinde Avrupanın en uzak noktalarına kampanyalar düzenleyip neredeyse bedava yolcu taşıyan firmalar, iş hac ve umre yolculuğuna gelince niçin böyle kampanyalar düzenlemezler? Hac ve umre yolculuğunda ulaşım ve bilet gibi kalemlerin büyük miktarlar tuttuğu herkesin malûmu. Kutlu yolculukta uygulanan hava yolu tekeli mutlak surette kırılmalı, isteyen ve arzu edene kara yolu ile bu imkân sağlanmalı. Başka türlü bu konudaki şikâyetleri sona erdirmek mümkün olmaz.
Yeri gelmişken Diyanet İşleri Başkanlığına da bir çağrımız olacak. Elbette bu çağrıyı ilk defa biz dile getirmiyoruz, ama uygulama imkânı bulunmadığına göre tekrarlamakta fayda var: Bilindiği gibi hac ve umreye gidenlere yardımcı olunması için, imam-hatip ve vaiz gibi Diyanet personelleri görevlendiriliyor. Elbette faydalı ve gerekli bir tercih. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yapan ilahiyat mezunları da bu şekilde vazifelendirilse olmaz mı? Malûm, din dersi öğretmenleri ders verdikleri öğrencilere bir şekilde hac ve umre ibadetinden de bahsediyorlar. Peki, bu öğretmenler görmeden anlattıkları haccı, o mukaddes mekânları görmüş hacı öğretmen olarak anlatsa çok daha faydalı olmaz mı? Bunun için belli kıstaslar ve ölçüler konulabilir. Meselâ, şu kadar yıl öğretmenlik yapanlar müracaat edebilir gibi... Ya da bu iş için özel imtihanlar düzenlenebilir. Öyle ya, hac ve umreye görevli olarak gidecekse oralarda ne yapılacağını bilmesi lâzım. Bilenle bilmeyeni düzenlenen imtihanlarlarla tesbit etmek mümkün. Eğer bu yapılırsa hem din dersi öğretmenleri takdir edilmiş olur, hem de öğrencilere daha faydalı olunur.
Temenni edelim ki ilk fırsatta kara yolu ile hac ve umre yasağı sona erer ve din dersi öğretmenlerimiz de Diyanet tarafından görevli olarak hac ve umreye götürülür. Unutmayalım ki hacı öğretmenlerin anlattıkları daha tesirli olur. Çocuklarımız, gören gözlerden hac ve umre ibadetini dinler...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.