Bir yazı için hazırlık yaparken Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Emirdağ
Lahikası’ndaki “Kalbe ihtar edilen içtimaî hayatımıza ait bir hakikat” başlıklı
yazısı önüme geliyor.

Üstat Hazretleri “Frenk illeti tâbir ettiğimiz ırkçılık, unsurculuk fikriyle
Avrupa,âlem-i İslâmı parçalamak için içimize bu frenk illetini aşılamış. Fakat
bu hastalık ve fikir, gayet zevkli ve câzibedar bir hâlet-i ruhiye verdiği için,
pek çok zararları ve tehlikeleriyle beraber, zevk hatırı için her millet cüz'î-küllî
bu fikre iştiyak gösteriyorlar.(….)

İslâmiyetin bir kanun-u esasîsi olan bu âyet- i kerime, ‘Birisinin günahıyla başkası muahaze ve mes'ul olmaz.’(*) Halbuki, ırkçılık damarıyla, bir adamın cinayetiyle mâsum bir kardeşini, belki de akrabasını, belki de aşiretinin efradını öldürmekte kendini haklı zanneder. O vakit hakikî adalet yapılmadığı gibi, şiddetli bir zulüm de yol bulur. Çünkü ‘Bir mâsumun hakkı, yüz câniye feda edilmez’ diye İslâmiyetin bir kanun-u esasîsidir. Bu ise çok ehemmiyetli bir mesele-i vataniyedir.(…)” diyor…

****

Bir ara aklıma uzun yıllar önce yazdığım bir yazım geliyor. Terörist başı
Öcalan yakalanıp yargılanmaya başladığı, “pişman olduğunu” söylediği
günlerde Zaman Gazetesi’ndeki Hodri Meydan köşesine gönderdiğim yazının
yayımlanmış halini buluyorum;

“ASALA tarafından 1982 yılında Ankara Esenboğa hava limanında yapılan
eylemde 9 kişi ölmüş 78 kişi yaralanmıştı. Eylemin failleri Zohrab Serkisyan
ölü, Levon Ekmekçiyan yaralı olarak yakalanmıştı. Ekmekçiyan'ın hakim
önünde yaptığı itiraflardan, pişmanlık dolu beyanlardan etkilenenler, birer
mektup yazarak Ekmekçiyan'ı affettiklerini belirtiyorlar.Ankara'dan
Ekmekçiyan'a mektup yazan İlhan hanım bakın neler söylüyor; 'Yaptığın
eylemden dolayı senden nefret etmiştim ama pişman olduğunu görünce sana
yazmak istedim.(....) Affedilmeni öz annen kadar ben de isterim. Eğer istersen
seni bir anne olarak ziyaretine gelirim, sana oğlum evladım derim. Allah'a
emanet ol.' Mamak Askeri cezaevinde iken bu mektubu alan Ekmekçiyan,
cevabi mektubunda 'Evet annem, seni görmek istiyorum, senin o temiz
ellerinden öpmek istiyorum.

Benim günahlarımı annem olarak affetmeni
istiyorum' der. Ekmekçiyan'a mektup sadece İlhan Hanım'dan gelmez.
Samsun'dan yazan Gafur Bayram Ekmekçiyan'ı İslam dinine girmeye davet
ederek 'Şayet İslam dinine girersen öleceğin saate kadar tam bir inanç ile
yaşarsın. Allah öte dünyada yardımcın olur.' derken İzmir'den Ahmet Öztürk,
'Ailene mektup yaz iltica etsinler biz onlara da bakarız.' teklifini yapıyor
mektubunda.”

Öcalan bile ‘pişmanlığını’ kamuoyu önünde ifade ederken, Ekmekçiyan’ın
itirafları ve pişmanlıkları vatandaşa yukarıdaki mektupları yazdırırken Dink’in
katillerinin kılı kıpırdamıyor.

Hatta Üstadın uyarısını dikkate alınca belki de ‘bayram’ ediyorlar.