Kahrolsun İsrail
Kahrolsun İsrail demek suç mudur? Eğer öyleyse kendimi ihbar ediyorum.. Kahrolsun İsrail Filistin topraklarını işgal ettiği için, bebekleri katlettiği için, Mescid-i Aksaya saldırdığı için, kendi ırkından olmayanları aşağıladığı için, Gazzedeki çocuklara oyuncak götüren Mavi Marmarayı vurduğu, 9 kardeşimizi şehit ettiği için..
Neden bugün durup dururken geldi aklıma İsrail? Sağolsun Mehmet Bekaroğlu hatırlattı.. Bekaroğlunu eskiden çok sevdiğimi hatırlıyorum. Son yıllarda bir takım siyasi savrulmalar yaşadığı sanırım sır değil... Ancak bu, bu yazının tali konusu.. Ana konu ise, vesilesiyle hatırladığımız Kayseride yaşanan hukuk garabeti..
OLAYI BİR HATIRLAYALIM
Geçen Kasım ayında oynanan Kayseri Kaski Spor ile, Maccabi Bnot Euro CUP kadınlar Basketbol Müsabakasından söz ediyorum.. İşte o maç sırasında Kayserili gençler, Kahrolsun İsrail diye bağırdıkları için haklarında dava açıldı.. Fakat savcılık, gençler hakkındaki soruşturmayı; halkı din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek kin ve düşmanlığa sevk etmek suçundan başlattı.. Ve bu gençlerin, sporda şiddetin önlenmesine dair yasanın 14. maddesinin 2. fıkrası ve Türk Ceza Kanununun 53/1 maddesine göre yargılanmasını istedi.. Haklarında birer yıl hapis cezası istenen gençler, bu cuma hakim karşısına çıkacak.
BEKAROĞLU-KILIÇ POLEMİĞİ
Mehmet Bekaroğlu, bu gençler hakkındaki suç duyurusunu, bizzat Spor Bakanı Suat Kılıçın yaptığını iddia etti.. Kılıç ise Kayseride gençlerin İsrail protestosu ile ilgili işlem Savcılıkça resen yürütülmektedir, şahsım ve GSB ile ilgisizdir şeklinde bir açıklama yaptı.. Ondan sonrası, yani Bekaroğlu ile Kılıçın söz düellosu, tamamen kendi aralarındaki bir mesele.. Sonra onu mahkemede hallederler.. Beni ilgilendiren Kayseride İsraili eleştirdiği için bizim savcılarımız tarafından haklarında iddianame hazırlanan, bizim mahkemelerimizde kendini savunmak zorunda kalacak 30 Müslüman Türk... Herhangi bir durumla kıyaslamayacağım. Ne bir başka davayla ne de bir başka toplumsal olayla.. Tamamen kendi başına bir hadiseden söz ediyorum.. 65 yıldır Ortadoğuyu kan gölüne çeviren, sadece 2008de Gazzede çoluk-çocuk binlerce kişiyi katleden, insanları hapseden, zulmeden bir İsraili eleştiriyoruz diye kendi ülkemizde hapisle yargılanıyorsak yuh olsun bize.. Mahkemelerin hakaret edeni yargılamak için sıraya girdiği İsrailin son numarasını biliyor musunuz? Güney Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistanla birlikte Doğu Akdenizde bir güvenlik çemberi oluşturmaya çalışıyor.. Ayrıca Adanın güney tarafında bir askeri üs kurmaya hazırlanıyor.. Bizi Fransız Senatosu ile oyalarlarken, burnumuzun dibinde başka bir takım stratejik hamleler atılıyor.. Önümüzdeki ay Kıbrısa gidecek olan Netanyahuyu takip edin bakalım.. Gerçi o günlerde bizim çocuklar İsraile sövmekten hapsi boylamış olabilirler belki ama neyse..
SAMİMİYET TESTİ
Fransadan ne istiyoruz biz? Soykırım yapmadığımızı kabullenmesini mi istiyoruz? Bizim için İyi insanlardır bu Türkler demelerini mi?.. Hayır. Ya ne? Bulaşmasınlar bu işlere.. Fikir hürriyeti ve akademik araştırma çerçevesinde isteyenin istediğini düşünme ve ifade etme hakkı olsun.. Peki Fransadan istediğimizi Türkiyede yapabilecek miyiz? İsrailin bir devlet terörü uyguladığı, sistemli biçimde 60 küsur yıldır Müslüman katliamı yaptığı, işgalci olduğu tezlerini yükseltemeyecek miyiz? Mavi Marmarada döktüğü kanların ardından Helal olsun mu diyeceğiz? Kayseride basketbol oynamaya gelen kızlar, canları namusları bize Allahın (c.c) emaneti misafirlerimizdir.. Tepkimiz onlara değil.. Onlar gidip ülkelerinde öfkemizi iletsinler diyedir.. Siyonist işgalci terör devleti İsrailedir tepkimiz.. Bu kadarına da hakkımız olsun.. Kalın sağlıcakla...