Dikkat edin, başınıza cemaat kadar taş düşebilir
Son günlerde bir cemaatçiliktir aldı başını gidiyor...
Şu cemaat bu cemaat derken kabak Cübbeli’nin başına patladı.
Sözde Cübbeli’nin müsebbibi bir başka cemaat.
Aslı astarı yok...
Hocayı “Şifa Ayetleri” adlı kitabı nedeniyle radikal bir şekilde eleştirdim, ama bu seferki öyle değil. Adamların tanrılarına dokundun mu anında cevabını alırsın...
Cübbeli, son zamanlarda hayli dokundu.
Açtı kutunun ağzını. Oysa ondan başka şeyler bekleniyordu.
Öyle ya sorgulanmalıydı, her hafta neden baş köşe ettiler? Hele de ŞOV Televizyonunun ekranlarındaki kadın cinselliği rezaletini görüyorduk.
Öylesi bir sahneye, doğrusu; sakal ve de cüppe ile çıkmak hiç yakışmamıştı...
Hep öyledir, bu ülkeyi yıllardır karıştıranların ellerindeki en önemli koz tapınaklarıdır.
Dokunmaya kalkıştın mı başına en iyisinden çorap örerler, dert açarlar...
Eder çatarlar bir başka cemaatin üzerine yıkarlar...
Bu bir takıştırma ve karıştırma operasyonudur.
Ne var ki Müslüman düşese gelmemeli, akıllı olmalı, yere sağlam basmalı...
Bu sıralarda devlet yapılanmasındaki karmaşayı izliyoruz.
Alnı secde bile görmeyenlerin ortalıklarda cemaat adına dolaştıkları ve de her nimete anında konmak istedikleri bir gerçek.
Demek ki yapı buna müsait...
Zemin ve ortam bulabiliyorlar...
Şu cemaat diyorlar şaşırıyorum.
Hani tanımasak, bilmesek...
Üstelik en çok fatura, Fethullah Hoca üzerinden kesiliyor.
Her yeri tutmuşlar, Ergenekonu da onlar çıkarmış, generalleri de onlar tutuklatmış.
Sade o kadar olsa, bazıları ihaleleri onlar üzerinden kotarıyor...
Propaganda öyle gidince ister istemez inanıyorsun.
Veya çamur atıldığı duvarda tutuyor...
Fethullah Hocanın “Utanıyorum” adlı konuşmasını kasetten dinleyince, anladım ki Hocanın da gidişattan can sıkıcı endişeleri var. Hoca cemaat üzerinden rant elde edenlerden, mevki kapanlardan, kadın düşkünlüğüne yatanlardan utanıyorum diyor...
Hangimiz utanmıyoruz ki!
Cemaat küçük iken kontrolü ve de istikameti kolay, ama büyüyünce arasına dikenler de, çakıllar da, hainler de takılabiliyor. İnsan bu, Allah Resulü döneminde de öyleleri yok değildi...
Aslında bakir olan bu kapıyı açmak lazım.
Cemaatçilik üzerine konuşulacak çok şeyler var.
Hatta benim bildiğim, İslam kisvesi adı altında İsrail dayanışması içerisinde olanlar bile var.
İsrail, bu gibilerine yardım eder, yeri geldiğinde kullanır...
Bazıları da hurafe teknesi.. Dünyalık, saltanat.
Bildiğimiz Süleyman Efendi, Fethullah Hoca, Mahmut Efendi, Sami Efendi gibi tarikat ve meşrepler bu ülkede yeni değildir. Yılların vermiş olduğu tecrübe nedeniyle oturmuşlar ve de halkımızla bütünleşmişler. Hizmetleri sayılmayacak kadar çoktur.
Ne var ki bazıları cemaat düşüncesini iyice kavrayamadığından aşırıya kaçmıyor değil.
Benim cemaatim diyorsa veya yılların masonunu adam tutmuş arkasından hâlâ gidiyorsa, ona buna alet oluyorsa Allah(c.c) o gibilerine akıl ve izan versin, başka ne diyelim...
Cemaat deyince biraz duraksamak lazım.
Mektep, meşrep, tarikat bir tarafa Müslüman için tek bir cemaat vardır, o da Muhammedî(sav) olanıdır. Kur’anî olanı da budur... Başka yol yok, başka kapı yok...
Bir sefer daha Allah Resulü’nün zümrüt kıymetindeki sözünü hatırlayalım:
“Müslüman Müslümanın kardeşidir, en az onu kendi nefsi kadar düşünmedikçe iman etmiş sayılmaz, iman etmedikçe de cennete giremez.”
İşte bu taş, gediğine konulmazsa hepimizin başına düşer, dosta darılırız, düşmana sarılırız... Bu ayıp da bize yeter....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.