Amerikan tezgâhı
Amerika, İrana müdahalesine karşı çıkan TSK içindeki askeri personeli tasfiye etmek için,
Türkiyede Ergenekon Operasyonunu başlattı.. Bunu da söyleyen ömrünü devlet hizmetine adamış bir saygın politikacı.. Kişiler üzerinden değil, olgular ve olaylar üzerinden gideceğimiz için bu bahiste fazla isim anmayacağız..
¥
Türkiyenin değişmekte olduğunu kabullenmediklerinin farkındayım. Buna karşı verilen direnç ve mücadele neticesinde böyle garip saptamalarla karşılaşıyoruz.. Daha dün, üzerine Büyük Amerikan Darbesi yapılmış olan Necmettin Erbakanın yaşadıklarını unutup bugün, adeta cuntacı-darbeci kesime destek verir mahiyetteki açıklamalar buna işaret ediyor.. Ergenekonun kendisi yapısal mânâda milliymiş ve fakat o yapı üzerine gelen soruşturma ve davalar Amerikan destekliymiş.. Yani bu ülkenin savcısı-hakimi ABDden emir alan hukukçularmış.. Belki Türkiyeyi çok iyi bilmeyen birine üstü kapalı sloganik sözlerle anlatırsınız bu şekilde.. O da kabul edebilir belki.. Ama ortada davalar var, soruşturmalar var, silahlar var, planlar var, var da var.. Hadi bütün belgeleri ve silahları ABD koydu oraya diyelim.. Danıştay Baskınını da ABD tertipledi. Cumhuriyet gazetesine bombayı da onlar attı. Hrantı da onlar vurdu.. Geçmiş dönemin işleri ya. Bilmiyoruz ya.. O bakımdan.. Fakat bugün hâlâ işlenmeye devam eden suçları nereye koyacağız?.. Bakın paşa içerden buyuruyor. Diyor ki; biz buradan daha iyi yönetiyoruz.. Bunu da mı ABD söyletiyor Paşaya..
¥
Değişmekte olan Türkiyeyi kendileri anlamıyorlar da bari fırsat versinler anlayanlara engel olmasınlar.. Kılıçdaroğlunun katıldığı Kanal Bdeki bir programın reklam arasında, açık kalan mikrofon neticesinde, Ergenekonun Saadet Partisini nasıl kıskaca aldığını çok açık biçimde görmedik mi? Bu tuzağa düşen oldu, bu tezgahı gören oldu.. Bu oyuna gelen SPli olduğu gibi kullanıldıklarını fark edip pozisyon alan SPliler de oldu.. Kim hangi tarafta kaldı, onu da yavaş yavaş görmeye başladık çok şükür.. (Olayı hatırlatalım.. Kanal B Genel Müdürü Nahit Duru, reklam arasında Belediye Başkan adayı Kılıçdaroğluna diyor ki; Haberal... Bana şu talimatı verdi. Dedi ki, ne yaparsan yap. Bunların oyunu azaltacak ne puştluk biliyorsan hepsini yap dedi. Dedim ki hocam, yani biz tabii bu adamlarımızı çıkaracağız, ama esas Saadet Partisini çıkarmak lazım). Sonraları merhum Erbakan Hoca da, dönemin SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da, daha evvel sokağından geçmediği kanallarda baş konuk yapıldı.. Bu tertibin farkına varamamış olan bazıları ise bugün Ergenekonu destekleyecek birtakım anlamlar içeren analizler yapmaya devam ediyorlar..
TBMMDEN BÜYÜK İRADE YOK
Değişen Türkiyede ise anlayamadıkları şu.. 1 Mart tezkeresini hatırlayın.. Bülent Ecevitin, olası bir Irak operasyonuna karşı ABDnin yanında olmayacağını deklare ettiği için düşürüldüğü kanaati hepimizde hakim değil mi? Peki yerine kim getirildi (!) bu mantıkla bakacak olursak?.. Ak Parti mi? Demokrasiyi tam ve koşulsuz işleteceği önceden tahmin edilemedi mi Ak Partinin.. Belki Başbakan belki de kabinenin bazı isimleri istiyor olmasına rağmen, 1 Mart tezkeresi geçti mi?.. Artık askerin ön aldığı, inisiyatif aldığı dönem geride kaldı.. Iraka yapılan operasyona destek verilip verilmeyeceğine TBMM karar veriyor.. Tıpkı bugün İrana yapılacak bir operasyona destek verilip verilmeyeceği değişkeninde olduğu gibi.. 28 Şubatta yapılan darbenin bizzat arkasında ABD olduğu, dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Warren Cristopherin imzası ile sabitken, bugün darbe yapmaya hevesli cuntacı yapıyı çökertmeye kararlı bağımsız yargı mekanizmasını Amerikancı olmakla itham etmek, en hafif tabirle, meseleyi saptırmak anlamına gelecektir. Kalın sağlıcakla.