Ersoy Dede

Ersoy Dede

Aydın Doğan ne istiyor?

Aydın Doğan ne istiyor?

Aydın Doğan’ın Rasim Ozan Kütahyalı ve Nagehan Alçı’yı, hem misafir etmesi hem de ziyaret etmesinin bir anlamı var. Rasim diyor ki; “Nagehan zaten bir CNN Türk çalışanı. Dolayısıyla patronu. Onların bir iş ilişkisi var. Ben de ‘eş’ kontenjanından oradaydım”.. Böyle değil tabii ki.. Nagehan Alçı’nın patronu olduğu kadar Enver Aysever’in de patronu o zaman Aydın Doğan.. CNN Türk’te ekrana çıkan herkesi çalışma ofisine davet ediyor ve evlerinde ziyaret mi ediyor? Bu en hafif tabirle Rasim’in bu yönde gelebilecek sorulara karşı bir tür savuşturma taktiği olabilir.. Dolayısıyla, işin aslının öyle olmadığını zannediyorum..

¥

Rasim Ozan Kütahyalı ve Nagehan Alçı’nın, ‘Aydın Doğan Medyası’nı ne denli sert eleştirdiğini bilirsiniz..

Belki her ikisi de dönemsel olarak Özkök’ü eleştiriyorlardı. Fakat Özkök, patronuna rağmen bir şey yapmış olabilir mi? Gazetenin 28 Şubat dönemindeki tutumuyla, aynı dönemde hakaret ve iftira ettiği yönündeki iddialarla hedefe oturtmuşlardı Hürriyet’i.. Andıç meselesinde Hürriyet’in, bizzat kişilerin ölümüne sebebiyet verecek bir pozisyon belirlediğini düşünüyorlardı.. Hrant Dink Cinayeti’nde de, Ahmet Kaya’nın zorunlu yurtdışı ziyareti ve orada ölmesinde de rolleri olduğunu yazıyorlardı köşelerinden.. Peki o halde, ne değişti de Aydın Doğan, çiçeği-çikolatasıyla Kütahyalı Çifti’nin kapısına gitti? Bir dönem başbakanları pijamalarıyla karşılayan Aydın Doğan, bugün bu sürece nasıl geldi?

KİM NE BİLİYOR?

İki analiz çıktı medya dedikodu sitelerinde. Birinde Aydın Doğan’ın, bugüne kadar yakın olduğu bazı yazarlara ihanet ettiği ve yeni dönemde kendine başka ‘yakın’ yazarlar yapma hazırlığı içinde olduğu iddia edildi.. Burada kastedilenin Ahmet Hakan olduğu çok açık.. Hatta eminim Ahmet Hakan bile böyle anlamış olabilir. Oysa size kişisel tahminimi söylüyorum. Tamamen tersi.. Bence tamamen, Ahmet Hakan’a duyduğu yakınlık ve sempati nedeniyle çıktı Rasim’in karşısına Aydın Doğan.. ‘Susturmak’ ya da ‘satın almak’ ifadelerini kullanmak istemem.. Ama bir niyeti ortaya koymak adına, başı belaya girmek üzere olan bir patronun, bazı hamleler yapmak isteyebileceğini tahmin ediyorum. Şu hakkı teslim etmek gerekiyor. Bir kurumda çalışıyorsanız, o kurum aleyhine yazı yazmak, en basit anlatımla ifade edecek olursak; ‘gereksiz’dir..

Bir şey biliyorsanız ve yazılması gerektiğini düşünecek kadar önem atfediyorsanız, oradan ayrılırsınız olur-biter. Dolayısıyla bu ‘satın alma’ ifademi böyle değerlendirin.

AHMET HAKAN POLEMİĞİ

Mesela CNN Türk yorumcusu Nagehan Alçı, Doğan Grubu ile (yazın yaptığı magazin programı sona erdiği için) hiçbir ticari bağı olmayan Rasim Ozan Kütahyalı’nın, Ahmet Hakan ile ilgili yazılarına, köşesinden tepki gösterdi.. (mealen, ‘benim eşim bile olsa, doğru yapmıştır diyemem’ dedi..) Şimdi tamamen varsayımlar üzerine söylüyorum.. Eğer Kütahyalı’nın iddia ettiği gibi Ahmet Hakan ile Oda Tv Şebekesi’nin bağı-bağlantısı üzerine bir çalışma yapar da savcılar, hakikaten Hakan’ı alırlarsa, herkes bir tedirgin olmaz mı? “Ne biliyor acaba bu Kütahyalı?” demezler mi? Gerçekten de ne biliyorsa eğer bunları birer birer yazmaya başlamaz mı Kütahyalı?.. Yarın bir gün, hâlâ Takvim Gazetesi’nde yazıp Beyaz Tv’de ekrana çıkarsa, “Aydın Doğan’a kadar uzanıyor bu soruşturma” diyemez mi? Gayet rahat der.. Eğer böyle bir veri varsa elinde tabii.. Çamur atmak için değil. Duyduğu ya da öğrendiği bir bilgiyi haberleştirmek adına.. Peki Posta Gazetesi’nde (misal) yazar mı bunu? Ya da CNN Türk’te söyler mi? Çok anlamsız olur söylemesi.. Aydın Doğan tutuklanacaksa ve Rasim bunu biliyorsa ve de söylemek üzereyse, bir an evvel çalışmaya başlamak lazım olabilir.. Ancak, benim tanıdığım Rasim, lafını söylemeyi tercih eden Rasim’dir.. Kalın sağlıcakla.





Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi