Öncelik demokrasi mi laiklik mi?

Öncelik demokrasi mi laiklik mi?

Demokrasi teorisi konusundaki çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Alfred Stepan'ın, ülkeler için önemli olanın ne olduğu sorusuna verdiği cevap açıklayıcı ve yaşadığımız tartışmalar için oldukça anlamlı gözüküyor. Prof. Stepan ülkeler için "demokrasi mi, insan hakları ya da laiklik mi önemlidir?" sorusunu soruyor ve bu anlamlı soruya "ben demokrasi derim" derim diye cevap veriyor. Stepan'a göre ülkeler için önemli olanın insan hakları ya da laiklikten önce demokrasi olduğunun kendi içinde anlamlı ve tutarlı bir açıklaması bulunmaktadır. Verdiği cevabı açıklarken şunlara dikkat çekiyor Stepan:

"çünkü demokrasi insan haklarını da laikliği de içine alan bir kavramdır. Demokrasi dünyada var olan diğer tüm yönetim sistemlerinden daha fazla hem bireysel hem de toplumsal inanç ve düşünce hürriyeti vermekte. Demokrasinin tanıdığı dinsel ya da dini içerikli olmayan hakların genişliği başka yönetim sistemlerinde yok. Bu nedenle ben demokrasinin 'birlikte tolerans'a ihtiyacı olduğunu savunurum. Demokrasi yine kişilerin kafalarında değil günlük ibadetlerinde de inandıklarını yaşama hürriyeti sağlar. Bir ülkede çoğunluğun inandığı bir dinin azınlık gruplarına başkasını da ancak demokrasi ile tolere etmek mümkün. Laiklik tek başına bunu sağlamaya muktedir değildir…" (Zaman, 15.06.2008)

Türkiye'de bitmez tükenmez tartışmaların zemininde laiklik, demokrasi ve insan hakları gibi temel tercih alanlarında toplumsal/siyasal kesimlerin farklı tercihlerde bulunmaları, bu kesimler için önceliklerin farklı olması toplumun bir noktada buluşmasını zorlaştıran önemli bir sorun olarak görülmektedir. Tartışmalara ve gelişmelere bakıldığında değişime karşı ciddi direnç içinde olan, statüko yanlısı ve içe kapanmacı bir refleksle hareket eden çevrelerin temel önceliğinin laiklik olduğunu biliyoruz. Buna karşılık ülkenin ve toplumsal-siyasal yapının dünyadaki gelişmeler doğrultusunda dönüşmesini, değişmesini savunan, dünya ile bütünleşmeden yana duruş sergileyen değişimci kesimlerin önceliklerinin demokrasi olduğu görülüyor. Bu durumda en geniş anlamda farklı kesimler arasında öncelik ve temel tercih noktasında demokrasi ile laiklik arasında bir farklılaşma olduğu söylenebilir.

Yukarıya aldığımız Stepan'ın öncelikler konusundaki açıklaması önemli gözüküyor. Demokrasi insan haklarını, temel özgürlükleri ve laikliği de kapsayan bir kavram olarak öncelikler konusunda insan hakları ile laikliğe karşın önceliğe sahip olduğu tartışmasızdır. Demokrasinin gerekli şartlarından olan temel insan haklarının gerçekleşmesi ve laiklik ilkesinin işlerlik kazanması önceliğin demokraside olmasını gerekli hale getirmektedir. Bunun bir sonucu olarak laikliğe öncelik tanıyan ülkelerde laik sistemler kurulmuştur. Ancak söz konusu laik sistemler ne temel insan hakları konusunda ne de demokrasi konusunda sağlıklı bir performans göstermişlerdir. Bundan dolayıdır ki laik sistemlerin varlığı demokrasinin ve temel insan haklarının varlığı anlamına asla gelmemektedir.

Buna karşılık demokrasinin kurumsallaştığı ülkelerde sistemin gerekli bir şartı olarak hem temel insan hakları konusunda belli bir hassasiyet oluşmuş, hem de laiklik ilkesi işlerlik kazanmıştır. Bir ülkede demokrasi varsa ve demokratikleşme konusunda belli bir mesafe katedilmişse burada laikliğin kurumsallaşması da mümkün olmuştur.

Bu durumda önceliğin Stepan'ın tercihinde olduğu gibi demokraside olması, öncelikle demokrasinin tercih edilmesi ve demokrasiyle birlikte zaten laikliğin ve temel insan haklarının gerçekleşmesinin mümkün olduğunun düşünülmesi gerekmektedir. Bu önermeyi mevcut şartlarda doğru olarak kabul ettiğimizde Türkiye'deki gelişmelerin ortaya koyduğu sorunun özünde bir bakıma bir tercih sorununun yattığını söylemek mümkündür. Türkiye cumhuriyetin başından beri temel tercihini laiklik konusunda yapmış ve bu konuda ciddi bir hassasiyet oluşmuştur. Ancak bu tercih ve öncelik demokrasiyi ve demokratikleşmeyi mümkün kılmamıştır. Türkiye'de laikliğin tesisine yönelik ciddi çabaların ortaya konduğu dönemlerde demokrasinin ne adı ne de kendisi vardı. öncelik laikliğe verildiğinden laik sistemin tesisine çalışılmış fakat bu demokratik bir sistem olmamıştır. Oysaki öncelik demokratik sistemin tesisine verilmiş olsaydı bunun gerekli bir şartı olarak laiklik zaten tesis edilecekti.

Bugünkü tartışmalarda hala demokrasi mi laiklik mi konusunda bir tercih ve öncelik sorunun bulunduğu gözleniyor. önceliğin demokraside olması hem tartışmaları aşmamızı sağlayacak hem de onun gerekli şartı olarak insan hakları ve laikliğin tesisini kolaylaştıracaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi