En kralına maden suyu!..

En kralına maden suyu!..

İmparator Fatih Terim, çek Cumhuriyeti maçının ertesinde bir basın toplantısı yapıyor.. Toplantının arasında da başlıyor basını fırçalamaya.. Fırçalamakla da kalsa iyi.. Resmen dalgasını geçiyor..
Bakın neler diyor İmparator Hazretleri;
“Biz işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz, ancak farkındayım ki sizlerin işini zorlaştırıyoruz.. 70. dakikadan sonra bütün yazdıklarınızı çöpe atmak zorunda kalmanızdan dolayı özür dilerim.. Pes etmeyen bir takımız, yenilgiyi kabul etmeyen yapımız var.. Turnuva boyunca size bu rahatsızlıkları vereceğimiz için şimdiden tekrar özür diliyorum(!)..”
Aynı Terim, çek maçı öncesinde bir salvo daha yapmıştı.. “İstanbul dönüşünde sizlerle(basın mensupları) hesaplaşacağız!..”
Bu zırvalara ne cevap verilir?..
Sadece gülünür!.. Ciddiye alınacak işler değil Terim’in bu söyledikleri.. Nasılsa tuzu da kuru.. Sadece dağları taşları değil, herkesi küçük görüyor.. Açlık sınırının 900 YTL’yi bulduğu, bir başka ifadeyle ayda 900 YTL kazanan insanın aç-bîilaç sayıldığı aziz memleketimizde, adama tutup da 140 bin YTL aylık (eski parayla 140 milyar) verilirse, zat-ı muhterem konuşur tabii.. En kralına maden suyu, der!..
Aslında attığmız başlıkta belirttiğimiz gibi, basına iyi oluyor.. Hepsine mi?. Elbette değil.. Ama önemli kısmına iyi oluyor.. Kendilerine ağzına geleni söyleyen Fatih Terim’i sahi kim palazlandırdı?.
Kim cilaladı?. Kim sıvazladı?..
Bu basın!.. Terim’in futbolculuğunu biliyoruz.. Oynadığı 14 yılda Galatasaray’da tek bir şampiyonluk görememiş birisi Fatih Terim!.. Agresif ve medyatikti.. Hırslı, teknik, mücadeleci bir futbolcuydu.. Ama bir Alpaslan Eratlı değildi.. Bir Ziya Şengül değildi.. Bir Suat Mamat, bir Yusuf Tunaoğlu değildi.. Siz, orta halli bir topçuyu “imparator” ilan ederseniz, hayatını yazı dizisi yaparsanız, attığı her adımı takip ederseniz, çoluğunu çocuğunu manşete taşırsanız, sonucu bu olur!.. O zaman da “Terim bize fırça kayıyor” diye, feryad etmeyeceksiniz!..
Bakın ben rahatsızlık duyuyor muyum?..
Kesinlikle duymuyorum..
Ne geçmişte ne de şimdi, olduğundan fazla abartmıyorum ki Terim’i, söylediklerinden rahatsız olayım, ya da üzerime alınayım..
Ama diğerleri farklı..
Hıncal’ı, Erman’ı, Şansal’ı, Dr. Ahmet’i ve daha pek çokları, Fatih’i yere göğe sığdıramadılar.. Neticesine de katlanacaklar..
önceki gün yazdığım yazıda belirttim.. Fatih Terim’den iyi bir motivasyon ustası olur.. Ama asla iyi bir taktisyen olmaz!.. O yatsın kalksın yanındaki 0ğuz’la Metin’e dua etsin!.. Ve de ABD’li kondisyonere.. Bir de takımdaki sayı itibariyle 5 kişiyi geçmeyen cengaver ruhlu aslan parçalarına.. Evet, bugün Milli Takımımız Hırvatistan’la fevkalade önemli çeyrek final maçına çıkıyor.. Ama gelin görün ki Milli Takım hocası basınla kavgalı.. Basının gözü de hocayı görmek istemiyor..
Böyle bereket olur mu?.
Hırvatistan maçı zaferle bitse ne yazar?..
Hatta Türkiye finale kalsa?..
Daha da ileri gidelim;
Şampiyon olsa?..
Kaç para eder değerli dostlarım!..
İnsanlar birbirlerine kırgın..
Tabiri caizse; Hoca cemaate küs!.. Netice-i kelam; ülkemizin gerginliğe de, gergin kişilere de ihtiyacı yok..
Federasyon Başkanı Hasan Doğan’a sesleniyorum; dikkatli ol başkan.. Hadi Avrupa Şampiyonası neyse de, Dünya Kupası Elemeleri’ne Fatih Terim’le devam etmek, tansiyonu bana göre çok artırır..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi