Meğer Farsça yokmuş!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bir lâf etti, bir hayli cevapla karşılandı. Cevapların çoğu, Bülent Arınçın Kürtçe medeniyet dili değildir hükmüne itiraz sadedinde.
Medeniyet dili ne demek? Bir medeniyetin konuştuğu, yazdığı, okuduğu, okunduğu... dil demek. Böyle kitaplara geçmiş bilimsel bir tarif yok elbette. Biz makulün peşindeyiz.
İslâm medeniyetinin üç güçlü yazı dili var: Arapça, Farsça ve Türkçe. İslâm medeniyetinin ilim dili başlangıcından beri Arapça oldu. Hâlâ da Arapçasız bir İslâm ilmi söz konusu edilemez. Farsça, İslâm medeniyetinin edebiyat dilidir. Türkçe ise en geç devreye girmiş olmasına rağmen, yönetim dilidir. Farsçaya ve Arapçaya giren Türkçe kelimelerin çoğu yönetimle (askerî, sivil) ilgilidir. Meslek isimleri cı, ci, -cu, -cü ekiyle Türkçeden yapılmıştır.
İslâm edebiyatı, Arapça döneminden sonra Gazneli ve Selçuklu saraylarında Farsça konuşmaya başlamıştır. Derler ki, bu dönemin Farsçası, Türkistanda kullanılan bir Farsçadır, ilk Farsça yazan şairler de Türktür. Doğru yanlış, bilmeyiz. Bu edebî gelenek Anadoluda Türkçeleşti. Anadolu/Osmanlı şairleri Farsça ve Arapça divanlar da tertip ettiler. (Bunların en meşhuru Fuzulidir) Ama İrandan Macaristana kadar Türkçe divanlar, Türkçe eserler büyük bir yaygınlık kazandı.
Türkçe 19. Yüzyılda, batı ilim ve edebiyatını tercüme ederek genişledi. Terminoloji esas olarak Arapça köklerden, az miktarda Farsça ve Türkçeden üretildi. Ve batı lisanlarında yazılmış ilmî ve edebî eserler çevrildi. Böylece Türkçe, modern dönemdeki gelişimi ile Arapça ve Farsçanın önüne geçti.
Bir türlü Kürtçeye gelemedik!
Önce şu tespiti yapalım: Kürtçe bu üç büyük dilin sahası içinde bulunmaktan ötürü şanssız bir dildir denilebilir. Bu üç dilin çok geniş bir yazılı metinler koleksiyonu var. Kürtçenin ise sadece Osmanlı ve hatta Anadolu sahasında yazılmış çok az sayıda metni mevcut. Yani İslâm medeniyetini Kürtçe üzerinden okumak, akutmak imkânımız yok.
İran sahasında kalan Kürtçede Farsça, Irakta kalan Kürtlerde Arapça, Türkiyedeki Kürtlerde Türkçe kelimeler fazla.
Tabiî biz böyle tarihe ve literatüre bakıp konuşurken, Kürtçenin ne müthiş bir medeniyet dili olduğunu ispat sadedinde yazanların bazı iddiaları ile karşı karşıya kaldık.
Aslında biz doğrudan doğruya kalmadık! Bir zamanlar Odalar Birliğine Kürt raporu hazırlayarak sansasyona sebep olan Doğu Ergil, Bugün gazetesinde sütununa aktardı, oradan haberdar olduk. Dolayısıyla İbrahim Sediyaniyi tanımışlığımız yok. Fakat iddiaları dilbilim âlemini sarsacak kadar çarpıcı! Onu okuduktan sonra, Farsça diye bir lisanın olmadığı kanaatine varmaktan başka çarem kalmadı!
Ey İran mülkünün sahipleri! Sizin Farsça dedğiniz şey Kürtçeden aparmadır!
Zat-ı muhtereme göre, serbest, bülent ve arınç kelimeleri Kürtçe imiş. Yani Başbakan Yardımcımızın ismi zaten tümden Kürtçe!
Bu bilimsel metinde ilk itirazı, kent kelimesine yapacağız. Kent Soğdcadan Farsçaya ve Türkçeye geçmiş bir kelimedir. Azeri sahasında köy anlamında kullanılır, yeni Türkiye Türkçesinde şehir. Yani hazretin ifade buyurduğu gibi, Yunanca filan değil!
Ya serbest? Bilmem ki ne desem!
Bütün muteber sözlükçüler, cehaletlerinden olsa gerek, bu kelimenin Farsça olduğunu yazıyor!
Bülend için de aynı kayıt var!
Zat-ı muhterem bunların Kürtçeden Türkçeye geçtiğini buyuruyor ama, bizim söyleyiş tarzımızın neden Kürtçeye değil de Farsçaya yakın olduğunu açıklamıyor. Biz neden Kürtçeden aldığımız bılındı Kürtler gibi söylemiyoruz da, Farslar gibi bülend/t diyoruz?
Ya arınç? Asıl golü burada atmış zat-ı muhterem! Başbakan Yardımcısının soyadı bile Kürtçe! (Bu yüzden öz Kürt sayılsa yeridir).
Yahu azıcık Türkçeye âşina olan fehm eder ki, Bülent Beyin soyadı arı kökündendir. Arınmak fiili bu kökten yapılmıştır. ınç eki ise, sıfat ve fiil yapan Türkçe bir ektir! Bu ekle yapılan en meşhur kelime: Sevinçtir!
Bülent Arınç şunu demek istemiş olamaz mı: Kürtçe ile bugünün ve dünün dünyasını yazılı olarak okumak mümkün değildir. Eğitim dili olarak kullanılması iyi sonuç vermez.
Bu sebeple İranda Kürtler dünyayı Farsça, Irakta Arapça okuyor. Türkiyede de Türkçe. Eğer bu diller üzerinden okumak istemiyorsanız, sümürgecilerin dillerinden birini, mesela İngilizceyi ya da Fransızcayı tercih edebilirsiniz! Esasında, Türkler, Araplar ve Farslar da, dilleri yetmediğinde öyle yapıyorlar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.