Kâbeye yürüyen Boşnak: Senad Haciç
Tabii güzellikleri kadar, akan kan ve gözyaşıyla kendisinden söz ettiren Balkan ülkesi Bosnanın, bu ismi nereden aldığına dair birçok rivayet bulunuyor. Hakan Albayrak, bu rivayetlerden bir tanesini Ebuzer isimli kitabında şu şekilde anlatıyor:
İgman dağının eteklerinde İsevi dervişler yaşarmış. Bunlar İncilde bahsi geçen son Peygamberi beklerlermiş. Bir gün Vakit tamam, artık gelmiş olmalı deyip son peygamberi bulmak ümidiyle yalın ayak yola koyulmuşlar. Yıllarca yürümüşler. Binlerce kilometre yol katetmişler. Ayakları kana bulanmış. Derken Medîne-i Münevvereye varmışlar. Medinede önlerine çıkan ilk adama Biz Allahın elçisini arıyoruz. Adı Muhammed demişler. Adam Ne yazık ki geç kaldınız. Allahın elçisi dün öldü demiş. Dervişler içli içli ağlamaya başlamışlar. Ben Hattab oğlu Ömer demiş adam. Elçinin yakınıydım. Buyrun mescide geçelim, biraz soluklanırsınız. Bu arada ben size elçinin getirdiği mesajı anlatırım.
Dervişler teklifi şükranla karşılayıp, Peygamber mescidini kanlı ayaklarıyla kirletemeyeceklerini söylemişler. Bunun üzerine Ömer bin Hattab onlara sarı mesler hediye etmiş. Dervişler mesleri öpüp bağırlarına basmışlar. Bir Peygamber dostunun hediyesini ayağımıza süremeyiz demişler. Siz kimlersiniz? diye sormuş Ömer bin Hattab.
Biz Igumanlarız demiş İgumanlar.
Geldiğiniz ülkenin adı ne?
Geldiğimiz ülkenin adı yok.
Peki, sizin dilinizde yalınayak nasıl denir?
Bos. O halde ülkenizin adı biraz sizin dilinizden, biraz bizim dilimizden BOSNA olsun. Yalın ayağımız.
Bu rivayetin gerçeklik payı ne kadardır onu kestirmek zor. Ancak Senad Haciç isimli bir Boşnak, yukarıda anlatılana benzer bir hikâyenin kahramanı olarak aramızda bulunuyor.
Senad Haciç, 47 yaşında bir Boşnak. Üniversite öğrencisi olduğu dönemde, altın yıldız başarı ödülüne layık görülmüş. Bir süre üniversitede asistanlık yaptıktan sonra ayrılmış. Bugünlerde yazarlık yapıyor. İslam ve Allah ile alakalı bazı kitaplar kaleme almış.
Senad Haciç, yıllardır Hacc ibadetini gerçekleştirmeyi arzulasa da, uçak ya da otobüse verecek kadar parası hiç olmamış. Maddi imkânsızlık, onun içindeki Mekke, Medine ve Kâbe aşkını söndürememiş. Aksine, daha da alevlendirmiş. Son iki yıldır, Hacc ibadetini gerçekleştirmek için Bosna-Hersekin Tuzla şehrinden, Mekkeye yürüyerek gitmeyi düşünüyormuş.
Her işte önemli olan niyet etmektir diyen Senad Haciç, bu niyetini gerçekleştirmek adına, 10 Aralık 2011de harekete geçmiş. Tuzla şehrine 40 kilometre uzaklıktaki Banoviç kasabasından başlattığı Hacc yürüyüşünde, bin 600 kilometreyi geride bırakmış.
Bosna, Sırbistan, Bulgaristan ve Edirneyi, 65 günde yürüyerek geçen Senad Haciç, birkaç gün önce İstanbula ulaştı. Cumartesi günü, Bosna-Hersekin Preporod gazetesinde yazarlık ve Federal Radyoda programcılık yapan Edvin Kanka Çudiç ile birlikte, Senad Haciçi karşılamaya gittik. Uzun uzun konuştuk, dertleştik. Senad Haciç, İstanbuldaki ilk televizyon röportajını Tek Rumeli TVye ve ilk gazete röportajını Yeni Akite verdi.
Senad Haciç, yürüyüş güzergâhını kendisi hazırlamış ve tam üç kez değiştirmiş. Benim hayatımda hiçbir zaman lüks yaşam ihtirasım olmadı diyen Senad, çok bilinen bir mekânın önü yerine, anne ve babasının mezarı başında dua ederek yola çıkmış. Yol boyunca, birçok kez köpeklerin saldırısına uğramış, bir buçuk metrelik kar ve eksi 27 dereceyi bulan soğukta yürüyüşünü sürdürmüş. Ancak bunların hiçbiri kendisini yıldırmamış. Karşılaştığı her zorlukta Mekke, Medine ve Beytullahı düşünerek yürüyüşünü sürdürmüş.
Bosna-Hersek İslam Birliği ve Suudi Arabistan makamları, Senadın bu yolculuğu sağ salim tamamlayabileceğine pek inanmamışlar. Hatta Sırbistan ya da Bulgaristanın herhangi bir yerinde yorgunluktan bitap düşeceğini söylemişler. Ne var ki, o İstanbula kadar ulaşmayı başardı. Geride bıraktığı bin 600 kilometreye rağmen hala dinç ve enerji dolu.
Bugün, Senad Haciçin, İstanbuldaki son günü. Yarın (Çarşamba günü) Boğaziçi Köprüsünden geçerek, Ankaraya doğru yürüyecek. Ankaradan sonra Kayseri ve Kahramanmaraşa gitmeyi planlıyor. Elbette, yürüyüş durumuna göre belirlenecek, bazı ara duraklar da olacaktır. Haciç, Türkiyeden Suriyeye geçerek yola devam etmek istiyor. Eğer bu mümkün olmazsa, Irak üzerinden yoluna devam etmeyi planlıyor.
Senad Haciçin Türk halkından tek bir talebi var: Bu kutsal yürüyüşü sağ salim tamamlayabilmesi için kendisine dua etmemiz. Allah (c.c), kendisinin Nur yolu (Put svjetlosti) olarak isimlendirdiği bu kutsal yolculukta, Senad Haciçin yar ve yardımcı olsun.
Not: Senad Haciçin tek talebi dua olsa da, kendisine rastlarsanız, birlikte bir bardak su ya da kahve içmeyi teklif edebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.