Nur Serter Yalanı
Televizyonlarda dizi izleyen bir adam değilim.. Popüler kültürü reddetmek adına değil. Sevdiğim dizi sayısı az. Ona da yetişemiyorum. Yoksa dizilere bayılırım. “Uçurum” diye bir dizi başlamış mesela.
Önemli rollerden birinde bir hayat kadını mı, kadın satıcısı mı biri varmış. Hayali karakterin ismi Nur.. Tanıtım bültenlerinde karakterin ismi “Nur Serter” diye yer almış.. Yapımcı bunun “sehven” olduğunu belirtip özür diledi ve değiştirdi.. Dizinin kendisinde ise kadının soyadı falan yok zaten. Yani ekranları başında oturup da diziyi izleyenler “Nur Serter” diye bir isim duymuş değiller. Hükümet üyelerinden bazıları da tepki gösterdi. Hayretler içinde takip ettim süreci. “Bu yanlıştır, vahimdir, fecidir” falan dediler.. Üstelik RTÜK Başkanı’nın, “incelettirdim, dizide ‘Nur Serter’ ismi kullanılmıyor” yönündeki beyanatına rağmen..
HÜSEYİN ADI KÖPEĞE VERİLMİŞTİ
Aynı koronun, “Kavak Yelleri” dizisinde Peygamber Efendimiz’in ismi olarak bildiğimiz “Mehmed” adının, Hz. Ali’nin ve Hz. Hüseyin’in isimlerinin bir köpeğe verilmesi üzerine bir tepkileri olmuş muydu? Anımsayamadım.. Ya “İnek” sıfatıyla belleğimize kazıtılan “Şaban” ismi üzerine.. Peki ya dandik bir dizi karakteri olan “Gaffur” adı etrafında böyle fırtınalar kopmuş muydu?.. Bu hatırlatmalar kuşkusuz bir hayat kadınının adı “Nur Serter” olmalıdır anlamına gelmiyor ama.. Hem dizi karakterinin adının “Nur Serter” olmadığı ortaya çıkmış olmasına rağmen hem de bunun bir hayal ticareti olduğunun bilinmesine rağmen, sistemli olarak kavga çıkarılmaya çalışıldığı gibi bir hisse kapılıyorum..
NUR SERTER TRAVMASI
Herhangi bir durumu, herhangi bir başka durumla karşılaştıracak değilim. Ama Nur Serter’den hoşlanmadığımı söyleyebilirim. Bana baskıcı 28 Şubat sürecinin o en acı veren yıllarını hatırlatıyor. İkna odalarını, canı yanan kızlarımızı hatırlatıyor.. Nuray Canan Bezirgan’ı hatırlatıyor.. İstanbul Üniversitesi sağlık hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Tıbbî Dokümantasyon Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyken başörtülü olduğu gerekçesiyle final sınavından polis zoruyla okuldan çıkarılan kızımızı.. Hani yeni evliydi.. Polisin okuldan atarken uyguladığı şiddet nedeniyle karnındaki bebeğini düşürmüştü hani.. (-ki gerçek anlamda bir atmadan söz ediyoruz burada. Mecaz değil.. Bildiğin kovboy filmlerinde bardan, hır çıkaran adam nasıl atılırsa dışarıya öyle atılmıştı) Nur Serter ve o zihniyetteki 28 Şubatçı akademisyenlerin bu toplumda yarattığı arızayı ve sosyal sonuçları hâlâ daha devam eden travmaları düşündükçe, bugünkü tartışmayı hayretler içinde izliyorum.. Bir dizi film yapımcısının, ismini uygunsuz bir karakterde kullanması (-ki kullanmadıkları ortada) 28 Şubat zulmü sırasında, karar uygulayıcılarının yaptıklarıyla kıyas bile kabul edilmeyecek bir vakadır..
HOŞÇAKAL KARDEŞİM DENİZ
Haftasonu CHP Kurultay(lar)ı var. Tablo açık ve net. Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları varlık mücadelesi için sahneye çıkıyor. Biliyorum Baykal’a kasetli komplodan sonra bu ifade birkaç kez daha kullanıldı. Ama özellikle 12 Haziran seçimlerinden sonra zaman zaman kafa gösteren muhalif kanat, bu defa tümden tarih olacak gibi görünüyor. Hatta düşmanımın düşmanı dostumdur mantığı içinde, hiç bir araya gelmeyecek isimlerin Kılıçdaroğlu’na karşı müttefik olduklarını düşünecek olursak, yönetimin işi kolay olacak gibi görünüyor. Zira temizliğe başladığı anda, farklı farklı gruplar için ayrı ayrı mesai vermeyecek demektir bu. Tek seferde, ne kadar muhalif varsa ortadan kaldıracak anlamına gelir. Anlayacağınız önümüzdeki hafta CHP için yeni bir dönemin kapılarının açıldığı bir hafta olacak.. Bazı isimler var bu süreçte ne yönetimin yanında ne de muhalif.. O isimlere ise yeni süreçte biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Oyunu bozacak olan onlar sanıyorum.. Kalın sağlıcakla.