Ersoy Dede

Ersoy Dede

GardropGardrop nedir biliyor musunuz?

GardropGardrop nedir biliyor musunuz?

Normal şartlar altında hepimizin evlerimizde kullandığımız elbise dolabıdır.. Ama özellikle bir siyasi partiye angaje gazeteciler için gardrop, angajman değişikliğinden sonra benzin döküp yakılması gereken bir mazidir. Misal bir dönem DSP’den milletvekili aday adaylığı müracaatı yaptıysanız bugünkü Ak Parti rozetinizin yanında, gardropta iyi durmaz. Ya da 12 Eylül’de darbecilere alkış tuttuysanız 27 Nisan’da “hükümet istifa etmelidir” diye beyanat verirseniz bugün bunlar karşınıza çıkar.. Eski DSP’li için biri çıkar der ki; “28 Şubat’ta Mit ile ortak çalıştı”.. Gerçek olmasa bile teorik olarak bir hedef birliğinden söz edilebilir. Bu suçlamaya ya da ithama karşı bir hazırlığınızın olması gerekirdi.. Zira aday adaylığı için müracaat ettiğiniz partinin başkanı, Merve Kavakçı Hanımefendi’nin, TBMM’den attırılması emrini; “Bu hanıma haddini bildiriniz” cümlesiyle vermiş bir kişiydi.. Öbür tarafta ise, 17 Aralık 1978’de; “Huzura susamış milletimiz yürekten sesleniyor: Merhaba asker...” diye yazan, asker geldikten sonra ise; “bir otorite boşluğuydu, asker geldi doldurdu” diyerek durum tespiti yapan bir ismin, bugünlerde darbe karşıtı söylemlerini yan yana koymak güçleşir..

POLEMİK KÜLTÜRÜMÜZ

Basın tarihimiz ünlü polemiklerle doludur. Peyami Safa’nın Cenap Şahabettin ve Aziz Nesin ile kalem savaşları gibi, Necip Fazıl Kısakürek ile Bedii Faik arasındaki düellolarda olduğu gibi, hatta daha yakın zamanda Uğur Mumcu ile Güneri Cıvaoğlu arasındaki polemiklerde olduğu gibi.. Fakat şöyle ilginç bir ayrışma var bu adını saydığım yazarlarla, yazı boyunca isimlerini hiç zikretmediğim bugünkü yazarlar arasında.. Bugünkülerin gardopları kirlilerle dolu. Sadece fikirler üzerinden giden bir savaş yok yani ortada.. Oysa eskiler, aynı manzaraya farklı pencerelerden baktıkları için başka güzellikleri tarif eden üstatlardı. Bugünkülerin yaptığı ise bildiğiniz kayıkçı kavgası..

KAYIKÇI KAVGASI

Madem Pazar yazısı, size kayıkçı kavgasının da ne olduğu anlatayım.. Böyle bazı ifadeler kullanılır günlük hayatta. Belki kimileri yerli yerinde de kullanır. Ama tam olarak neden kullanıldığı bilinmez. Pandora’nın Kutusu mesela.. (aslı Pandora’nın Kavanozu’dur.. bir ara anlatırım) Ya da Demokles’in Kılıcı... Zaman zaman hatta belki bir başka Pazar, bunları da yazarız.. Kayıkçı Kavgası ise, gerçekten, bildiğiniz anlamda kayıkçıların kavga etmesinden türemiş bir söz.. Eminönü’nde müşteri kapma kaygısıyla önce birbirlerine bağıran kayıkçılar sonra kürekleri ile rakiplerinin (meslektaş) kayıklarını itmeye çalışırlarmış. E kayık tabii, yapısı itibariyle kürekle itince devrilecek bir alet değil. Dolayısıyla başından belli ki beyhude bir gayret karşı tarafın yaptığı. Ancak ortaya çıkan manzara itibariyle izleyenlere seyir zevki verirmiş.. Bugünlerde bizim tv’de yaptığımız tartışma programlarına ne kadar benziyor değil mi?..

DÖNÜŞEN TÜRKİYE

Medyada adı konmamış kurallardan biridir, herkes kendi aldığı ödülün haberini yapar. Aynı organizasyonda alınan (ya da verilen) diğer ödüllerden genelde bahsedilmez. Bunu da herkes bildiği için kimse alınganlık yapmaz. Son olarak Esenler Belediyesi tarafından organize edilen, telefonla ve ilçe meydanlarına kurulan sandıklarla halkın tercihini yansıtan bir anket sonucu ödül aldım. Açık söylemek gerekirse, benim dışımda başka kimlere ödül verildiği konusunda bir fikrim yoktu. Törene katılmak üzere Esenler Kültür Merkezi’ne gittiğimde gördüm diğerlerini. Ve şöyle bir gerçekle yüzleştim.. Esenler, Türkiye’de dönüşümün sembolü.. Türkiye’nin dört bir yanından göç alan gecekondulaşmanın, kaçak yapılaşmanın başkenti olan Esenler’de, akıl almaz bir hızla dönüşüm-değişim yaşanıyor. Çok kısa bir süre içinde merkez Esenler’e doğru kayarsa buna şaşmamak lazım.. Bu dönüşümün mimarı ise kuşkusuz Belediye Başkanı M.Tevfik Göksu ve ekibi.. Hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Aynı dönüşüm Türkiye’nin zihin dünyasında ve sosyal yapısında da yaşanıyor. Bu dönüşümün merkezinde ise gazeteniz başta olmak üzere darbelerle ve darbecilerle hesaplaşan, demokrasiye gönül vermiş insan haklarını önceleyen medya var.. Çok ilginçtir, o gece Esenler Halkı’nın teveccühü de bu medyadan yana olmuş gibi görünüyor.. Yeni Türkiye’yi inşa edecek olan medyanın yeni Türkiye’nin pırlantası Esenler Halkı tarafından ödüllendirilmesi çok anlamlı oldu.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi