Samimi Mümin En Çağdaş, En Modern, En Bilgili İnsandır-I
Son birkaç haftadır "dindarlık" kavramı üzerinden yapılan tartışmaları izliyorum. Dindar nesil kavramına karşı duran kesimin çoğunluğunun dindar olarak tarif ettiği ve örnek verdiği kişilerin, "dindar" görünümü altında İslam'a ters düşen davranış ve görünüm içerisindeki insanlar olduğu anlaşılıyor.
Dinden uzak yaşayan kimseler görüşlerini açıklarken, dine karşı olumsuz eleştirilerde bulunur, saldırgan bir davranış sergilerler. Dine saldırı malzemeleri de, Müslümanlık adı altında yaşanan, ancak içine hurafelerin, adet ve geleneklerin katıldığı, dinin özünden uzak olan anlayışlardır. Gerçek Müslümanlık, hedef alınan bağnaz din anlayışına tamamen zıttır. Bu yüzden eleştirdikleri, gerçek İslam değil hurafe dinidir; Kur’an'da bildirilen gerçek din bundan çok farklıdır.
Burada, samimi dindar Müslüman ile gerçekte dindar değil müşrik olan bağnaz karakter arasında bir karşılaştırma yapmak isterim...
Samimi mümin için hayat rehberi Kur'an'dır. Yolu, Peygamber (sav)'in davet ettiği Allah'ın hayat veren yoludur. Yobaz zihniyet ise dini kendi istek ve arzularına, çıkarlarına göre değiştirmeye, özünden saptırmaya çalışır. Kur'an hükümlerinde kendince ilave ve değişiklikler yapar. Allah'ın indirmediği hükümler öne sürer, Allah'ın helal kıldığı rızıkları haram kılar.
Bağnaz sistem Kur'an'ın tam aksidir. Kur'an sevgiyi, yobaz sevgisizliği, Kur'an barışı, yobaz kan ve düşmanlığı savunur. Allah barış yurduna çağırır. Yobaz, Kur'an ayetlerini görmezden gelir; İslam'ın savaşa teşvik ettiğini iddia eder. Yobazlar, Kur'an’da olmayan şeyleri dine dahil etmeye çalışır, hurafelerine uymayan hükümleri reddederler. Onların yaşadıkları, hak dinle aynı ismi taşıyan ancak İslam dışı batıl bir dindir.
Kur'an haktır; Allah, hak olan Kur'an'a uymayı emreder. "İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir; sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah'tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi söze iman edecekler? (Casiye Suresi, 6)" buyurur ancak yobaz, kendi hurafelerine tabi olur. Mümin ise hurafelerle hiç muhatap olmaz, yalnızca Kur'an ve sünneti kıstas alır.
Allah dini kolaylaştırdığını buyurur ve Resulullah "kolaylaştırın" tavsiyesinde bulunurken, yobaz, dini zorlaştırıcı eğilimdedir. Kendince din ne kadar zor yaşanırsa o kadar takva sahibi olunacağını zanneder. İslam'ı baskıcı ve yasakçı olarak gösterir. Allah'ın kolaylaştırdığını haber verdiği dini zorlaştırarak Allah'a iftira eder. Allah adına ortaya çıkar, büyük bir çirkin cesaret sergiler.
"Din güzel ahlaktır" buyurur Peygamberimiz (sav). Yalnızca belli ibadetleri yaparak din gerçek anlamda yaşanamaz. Yapılan ibadet insanı çirkin davranışlardan, Allah'ın sınırlarına yaklaşmaktan alıkoymalıdır ki Allah Katında makbul olsun. Mümin, Allah'tan içi titreyerek korkar, O'nun sevgisini, rahmetini, rızasını yitirmekten şiddetle sakınır. Allah'ın emrettiği ahlakı hem yaşamaya hem yaygınlaştırmaya gayret eder.
Müminler Allah'ı anarken, Kur'an ayetlerinden, Peygamberlerin kıssalarından ve Peygamberimiz'in(sav) hadislerinden söz ederken, dini konularda sohbet ederken son derece titiz, özenli ve dikkatlidirler.
Ancak yobaz, Allah'a karşı saygıdan uzak bir üslupla konuşur. Allah hakkında -haşa- arkadaşıymış gibi sokak üslubu tarzı ifadeler kullanır. Özellikle ahirette Allah huzurunda yaşanacakları Kur'an'a uygun olmayan bir tarzda anlatır. Hatta fıkra tarzında, eğlenerek anlatır. Düzeysiz konularla eğlenmeye ve insanları eğlendirmeye çalışmak Allah'tan saygıyla korkan vicdan sahibi müminin asla yapamayacağı davranışlardır.
Kur'an ahlakının mümine kazandırdığı derinlik, akılcılık, modernlik, yobaz zihniyetin Müslüman modelinin özelliklerinin tam aksidir.
Yobaz zihniyet yıllarca bilimin insanları dinden uzaklaştıracağını zannetti. Oysa bilim, üstün güç sahibi Allah’ın yarattıklarını incelemek için vardır. O’nun yarattığı her şey, O’ndan gelen bir mesajdır. Okuyabilenler için her mesaj, Allah’ın yüceliğinin ve büyüklüğünün kanıtıdır. İlk emri "oku" olan Kur'an, insanı bilime yönlendirir. Nedir okuyacağı; öncelikle Allah'ın peygamberiyle yolladığı mesajı. Mümin ayrıca kâinat kitabını ve kendi kitabını okur. Evrendeki yaratılış mucizelerini öğrenir, inkârcılara yaratılışın delillerini sunar. Bağnazlar ise bilimden uzak durur.
Yobaz, İslami yaşamın "bir lokma bir hırka" anlayışıyla yaşanabileceğini zanneder. Bu anlayışa göre Müslüman zengin değil, yoksul olmalı, elindekilerle yetinmeli hatta gerektiğinde aç kalmalıdır. Bu şekilde daha takva sahibi bir mümin olunacağını zanneder. Allah Kur'an'da, aktif bir mümin modeli önerirken yobaz, pasif bir Müslüman modeli dayatır. Ve bunu Kur'an adına yaptığını iddia eder.
Oysa var olan her güzellik, onları takdir edebilen müminler içindir ve bunlarla kıyaslanamayacak nicesi de, "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır..." (Araf Suresi, 32) ayeti gereği ahirette yalnız müminlere verilecektir.
Devam Edecek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.