Cemal Nar

Cemal Nar

Milli Eğitim’de Acil İşler

Milli Eğitim’de Acil İşler

Nureddin Topçu “bir milletin kurtuluş savaşı maarifte verilir” derken çok haklıdır. Cumhuriyeti kuranlar da bunun farkındadırlar. Onlar da yeni nesli öğretmenlere emanet etmişlerdir. O zaman öğretmenler subaylarla denk bir saygınlık ve ücret içindedirler. Sistem Milli Eğitimle toplumun ana damarlarına sürekli kendi resmi görüşünü pompalamıştır.

Şimdi CHP nin 4+4+4 kesintili eğitime neden karşı olduğunu ve bunu bir hayat memat meselesi yaptığını biz çok iyi biliyoruz. MHP nin tavanına takındıkları yakışır, ama oy tabanına ters düştüklerini bilmem anlayabilirler mi? BDP ye bir sözümüz yok zaten. Onlar CHP nin Kürt versiyonudurlar. İslam açısından bir farkları yok yani.

Bize emanet yavrularımızı mektepler bir yandan bilgi ile donatırken, bir yandan da küçük yaşta iyi alışkanlıklara alıştırmalı, görgü ve terbiye kurallarını öğreterek geleceğe iyi insanlar olarak hazırlamalıdırlar. Yoksa kötü alışkanlıkların giderilmesinin ne kadar zor olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Oysa zamanında iyi alışkanlıklar verilseydi, şimdi kötülerle uğraşmaya hiç gerek kalmayacaktı.

Bu yüzden Milli Eğitime ve eğitimcilere çok büyük işler düşmektedir. Her şeyden önce bakanlık, millete giderek, demokrasinin bir gereği olan halk iradesini gerçekleştirmeli, “nasıl bir mektep istersiniz?” diye bir kamuoyu araştırmasına girişmeli ve gereğini yapmalıdır. Milletin tasvibinden geçmeyen mektepten hayır gelmez.

Bakanlık kendine düşeni yapadursun, bir öğretmen isterse büyük çabalara girmeden çok büyük işler yapabilir. Bunun için gerekli olan sadece meslek sevgisi ve cesarettir. Bir başka ifade ile kendisine verilen yetki ve insiyatifi güzel kullanmaktır.

Diyelim her sınıfa bir internet sayfası yaptırarak öğrencilerin yazı yazma kabiliyetlerini görsel olarak teşvik edebilir. Bu arada internet sayfasına dini milli bilgiler ve büyüklerimizi tanıtan yazılar koyarak okunmasını sağlayabilir. Bence bunu her okul kendi içinde mutlaka sağlanmalıdır.

Seçmeli ders şeklinde de olsa okulda Diyanet İşleri Bşk.nın “Kur’an Meali”ni ders kitabı olarak okutmak, artık Milli Eğitim Bakanlığı üzrinde kaçınılmaz bir borçtur. Bizim medeniyetimizin kitabı Kur’andır. Kur’ansuz bir mektep, mabetsiz bir millet kadar garabettir. Yeni getirilen sistemde buna imkan verileceği söylenmektedir. Kimilerini kudurtan da galiba bu ve benzeri gelişmelerdir. Bizim tenkitten başka iş bilmezlerimiz bunu da beğenmezler ama malum Allah Teâlâ’nın işleri tedrici yarattığını biliyor ve biz bu uygulamayı alkışlıyoruz.

Bu arada ceddimizin bize bıraktığı kitapları okuyabilmek için “Osmanlıca” seçmeli ders olursa, bu iki ders aynı zamanda birbirini tamamlar, daha güzel hale gelir.

Bu arada “Mabetleri Tanıyalım” sloganı ile bir gezi din bilgisi veya sosyal bilgiler yıllık ders programlarına konulabilir. İmamlar derse davet ile mabetler hakkında bilgilendirme yapılabilir. Trafik Haftası”nda Emniyetçilerin okula gelip seminer vermesi gibi, “Camiler Haftası” veya “Kutlu Doğum Haftası”nda Müftü ve vaizler okulda seminer verebilir.

Her okulda namaz kılanlar da vardır kılmayanlar kadar. Onları merdiven altı ilkelliğinden kurtararak bir odayı “ibadet odası” şeklinde düzenlemek, bütün personelin ayıbını giderir diye düşünüyorum. Artık bu çağda ibadet hakkını bodrum katta veya merdiven altında kullanmak, o kurumun idareci ve personeline de ar olmalı değil midir?

Kız öğrencilerin büluğ sonrası başörtüsü takmalarına sert tepkiden kaçınarak olumlu yaklaşma telkin edilebilir. Bu bir haktır. İnsan hakları, Din ve vicdan özgürlüğü, ibadet özgürlüğü bu hakkı vermiştir. Bunu bir lütuf şeklinde de almamalıdır.

Din dersi öğretmenleri ile işbirliği yaparak değişik faaliyetlere teşvik edilebilir.neler yapılabilir? Birkaçını sayalım isterseniz:

Milli ve dini günlerde veli ve öğrencilere daha çok program sunulabilir.

Okullarda alkol, uyuşturucu ve fuhuş aleyhine daha etkin çalışmalar ile öğrenciler şuurlandırılabilir.

Kütüphaneler kampanyalar ile zenginleştirilerek faydalı kitaplar alınabilir ve okuma kampanyaları düzenlenebilir.

Çevrede bulunan yazarlar okula davet edilerek öğrencilerle sorulu cevaplı sohbetler sağlanabilir.

İl çapında öğrenciler arası çeşitli ilimlerde bilgi yarışmaları vs. düzenlenebilir ve sonuçlar törenle açıklanabilir.

Bir de şu “Andımız” gibi ilkel törenler artık mutkala kaldırılmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı artık çağın gereklerine göre hak ve hukuk çerçevesinde insana değer veren her güzelliği yavrularımıza sunmalı, kör taklitten ve tek tip insan yetiştirme safsatasından vazgeçmelidir. Aydınlanma için özgürlük şarttır.

Kalbimizde ve zihnimizde olduğu kadar dış dünyamızda da hayatımıza müdahale eden bütün putları kırarak “Daha özgür günlere” diye dua edelim inşallah.





Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi