MHP geç bile kaldı
Yola giden her aracın stepnesi olduğu gibi, her iktidarın da bir alternatifi olması lazım.
Öyle ya, teker patlarsa yolda kalmak da var...
“Makarios Müslüman olsun, Kıbrıs onun olsun” demişti merhum Necip Fazıl.
İktidarlar gelir gider, ama yerine gelecekler önemli. En kötü ihtimalle iktidar Makarios olsa da halkın değerlerine karşı Müslümanca tavır takınmalıdır.
Çünkü bu halk CHP’nin faşizan dayatmalarından çok çekti.
Okulundan çekti, kıyafetinden çekti, Kur’an öğrenme yasaklarından çok çekti...
Artık ülke yeni bir döneme girerken değişim rüzgarları içerisinde öncelikle MHP’yi görmek isteriz. MHP’nin şu andaki tutumu olumlu... Dileriz bu tutumunu devam ettirsin.
Hatta Kur’an dersi bence yeterli değil, asıl olan Osmanlıca’nın arka plana itilmesinin altında, tarihimize karşı duyulan “ittihatçı kini” yatar. İttihatçılar hem Osmanlı’yı yıktılar, hem de Osmanlıca’yı arşivlere mahkûm ederek bir asrı tarih olarak neslimize dayattılar.
Tarih deyince de devlet adamı yalnız kendileri, sanki onlardan başka devlet adamımız hiç yok.
O yüzden boyu bir karış olan “Cumhuriyet Tarihi” deniyor, “Milletin Tarihi” denmiyor.
Artık arşivleri halka sunmanın zamanıdır...
Arşivlerimizi biz okuyamadık, hiç olmazsa bizden sonra gelenler okusunlar ama nasıl okuyacaklar? O yüzden okullarımızda Osmanlıca’nın mecburi ders olarak okutulması gerekiyor.
Hem bu Osmanlıca sadece Türk çocuklarına lazım değil, Alevi’sinden tutun da Ermeni’sine kadar herkesime lazım. Çünkü herkes Osmanlıca’da var...
MHP milletvekillerinden bazılarının Osmanlıca’nın orta öğretimde ders olarak okutulmasına sıcak baktığını da biliyorum, ne var ki bu istek şimdiye kadar gündeme gelemedi. Gelseydi karşılığında anayasal olarak duran “değiştirilmez, değiştirilmesi de asla teklif edilemez” tabuları var.
Bu tabular artık yıkılmalı...
Kur’an’ın seçmeli ders olarak okutulmasına tahammülü olmayanların meclis kürsüsünden halka karşı savurdukları tehditleri gördük. Adamlar bir dahaki sefere meclise silahla geleceklermiş.
Zorba CHP zihniyeti, başka ne demeli...
Buyurun gelin de, silah meclise küçük gelirse isterseniz havan topu ile gelin, ama bilin ki bu halk gözünü iyice açtı, ucuz tehditlere pabuç kaptırmaya niyeti pek yok...
Bir diğer CHP’li vekil de Mehmet Metiner’i kindarlığın zimmetine kaydetmiş.
Gördüğü yerde mıhlayacakmış... Kaba kuvvet için en kolay iş zorbalık...
28 Şubat bin yıl sürecekmiş... Sayın Başbakan bu habis urun kökünü kazıdık deyince, Kılıçdaroğlu’nun da aklına Kur’an’ın kutsal olduğu yeni geldi.
“Yolsuzlukların önünü kutsal Kur’anımızla kestiler” söylemi dallardaki kargaları bile kahkahaya boğdu. Ne espri değil mi? Bir de Nur Serter’e sorsak, bu havada o ne diyor acaba?
Onun da eseri İstanbul Üniversitesi’ndeki merdiven altları ile ikna (zorba) odaları...
CHP’nin tarihi otağında Kur’an kutsal, kuralları yasak!..
Ne var ki yine Kur’an karşıtı “kuduz fareler” işbaşında... Hırslarından çatlamazlarsa korkarım pek yakında ishal olacaklar.
Ama faydasız, artık Kur’an’ı ders olarak okumak isteyen halk var, hiçbir güç bu hakkı halkın elinden alamaz, almaya kalkışsa o el demokratik kurallar ocağında yanar, kül olur, kaybolur...
Hürriyet diyorsak karşılığı işte budur, devlet ortamı kurar; isteyen alır, istemeyen almaz.
İsteyen Kur’an öğrenir, istemeyen öğrenmez.
Huzursuzluk çıkaracaklar ya, şimdi de tutturdular Kur’an dersi mahalle baskısı imiş!
O zaman sahnede bu kadar baldırıçıplak var; utanmaz, arlanmaz, sıkılmaz...
Onlarınki topluma, Müslüman ailelere baskı sayılmıyor mu?..
Bunları geçelim, çünkü zaman geçiyor, şartlar değişiyor... Portekiz gibi bir Hıristiyan ülkesinde “mini etek” cinsel suç algılanırken, benim Müslüman ülkemde örtü neden serbest değil?
MHP diyorum, artık bu kesimin de seçmeni değişiklik bekliyor...
MHP CHP’nin vagonuna takılacağı yerde iktidarın yanlışlarına dikkat etse ve de doğru olanı halka anlatsa rahatsız olmayız, aksine seviniriz. Şehitliği açıkladığı gibi bir de meşrebi, mezhebi, memleketi, milliyeti gayri sahih olan şu laikliği anlatsa, karşı dursa...
Yetmez, özellikle Osmanlıca’nın ders olarak okutulması için tuttursa...
Duruşmalara açılmadan giremeyen avukatların feryadına tercüman olsa, hanım memurlara uygulanan örtünme yasağına bayrak kaldırsa...
“Ben ülkücüyüm, ülkemin meseleleri benim derdim” dese...
Yeni bir MHP, hatta alternatif olarak çıksa sahneye...
Bunları yapar mı bilemem de, halk artık böyle istediğine göre ya yapacak, ya da kaybolup gidecek. Bu saatten sonra kimselerin üçüncü alternatifi yok...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.