Boşalmak
Cinsel çağrışım yaptığı için üzgünüm. Oysa niyetim o değildi.. Ya da bu ifadeyi ilk kullananın niyeti..
Nitekim ben ödünç aldım boşalmak sözünü.. Ben olsaydım çünkü boşalmak yerine onlarca farklı şey söyleyebilirdim.. Ama Süleyman Demirel; Boşalmak demeyi tercih etti.. Konuyu anımsatayım müsaadenizle.. 28 Şubat süreci.. Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Osman Özbek, Erbakanı kastederek p....vnk dedi.. Milletin oylarıyla seçilmiş bir insana, merhum Erbakan gibi seveni, oy vereniyle sınırlı olmayan bir şahsiyete, adam p....vnk dedi ya hu... Hangi saikle söylemiş olursa olsun.. (-ki bunun söylenebileceği bir saik de bilmiyorum ben) Bunun bir cezası olmalıydı.. Oysa ödüllendirildi.. Tuğgeneralken Tümgeneral rütbesine terfi ettirildi.. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirele bu söz hatırlatıldığında; Paşa boşalma hakkını kullanmıştır demişti.. Şaka gibi değil mi?.. Bakın üzerinden kaç yıl geçti, benim için orada, (kendi koyduğu yerde yani) durmaya devam ediyor.. 28 Şubat gözaltıları başladığında, yayında ismini andık. Ben de bağlanacağım, cevap hakkımı kullanacağım diye aradı.. Bağlandı yayına, bana hakaret edildi burada dedi.. Ben de buyurun cevap verin o zaman dedim. Aslında; ben de, Osman Özbek de, izleyiciler de o kadar iyi biliyorduk ki verilecek herhangi bir cevap olmadığını.. Dolayısıyla orada söylenebilecek bir tek söz vardı, o da Osman Özbekin, bu sözü nedeniyle gecikmiş bir özür dilemesi olacaktı.. Şöyle deseydi mesela; Allah (c.c) rahmet eylesin. Sağlığında helallik dileyemedim. O zaman bir cahillik edip yanlış bir söz kullandık. Şimdi hem Allah (c.c) affetsin hem de manevi şahsiyeti huzurunda sevenleri deseydi, çok güzel olacaktı.. Tabii ki demedi. Ben küfretmişsem bu, onunla benim aramda, sana ne oluyor ki? dedi.. Sözlerin tükendiği yer..
ERBAKAN NEDEN SESSİZ KALDI?
Ben tabii ona söylemedim. Merhum Erbakan, hükümet içinde kendisine yönelik baskı nedeniyle görevden alınmasına dair yazıyı yazmış, altına da imzasını atmıştı.. Ama işleme koymadı.. Neden biliyor musunuz? Hz.Ali, bir kâfiri yere atmış, çekmiş kılıcını tam saplayacak, kâfir Hz.Alinin yüzüne tükürmüş.. Bunun üzerine kâfiri bırakmış, kesmemiş. Ve kâfir, ona demiş ki: Neden beni kesmedin? Cevap şu; ....Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün, hiddete geldim, nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım zedelendi. Onun için seni kesmedim... Ey gidi Osman Özbek.. Seni kesmediyse Erbakan, tükürdüğün için yırttın bilesin..
HEYKELCİ DOĞU
Yeri gelmişken birkaç ismi daha analım.. Sultanbeylinin heykelcisi vardı mesela. Nerede şimdi o? Doğu Silahçıoğlu.. Sultanbeylide yeteri kadar büst olmadığını düşündüğü için, ilçenin ortasına Atatürk büstü koydurup, vatana hizmet için teslim ettiğimiz evlatlarımızı da bir beton kaide önünde 24 saat nöbet tutturmuştu.. Vay be.. Hizmet içi eğitim ve konferanslarında söylediği sözleri hatırlarsınız.. .....Ezan sesi, beni çok rahatsız ediyor!.. Günde 5 vakit ezan sesi duymaktan kafam şişti. Türklerin asıl dini, İslâm değil, Şamanizmdir! İstiklâl Marşının, İstiklâl Savaşının kargaşası içinde Türk Millî Marşı olarak kabul edilmiş olması büyük bir talihsizliktir.. Başörtüsü, eski Sümerdeki tapınak fahişelerinin kıyafetidir....
SÜNGÜCÜ EROL
Erol Özkasnak vardı bir de.. Süngücü.. Mehmet Altanı bir süngünün ucuna oturtup (terbiyem böyle ifade etmeye yetiyor.. Yoksa sözün aslı bu değil) cephe cephe dolaştırmayı taahhüt etmişti.. Gazeteciler Bodrumda, zevk-i sefa içindeki Özkasnakın evinin önünde neden hareketlilik olduğunu merak edip haber almaya gittiler.. Arabasından tehditler savurduktan sonra soytarılar diye bağırdı.. Bir dönem emrinde olduğu için gazeteler, eski alışkanlıkla gidin buradan deyince, meslektaşlarımın gideceğini zannetmiş olacak.. İlahi Özkasnak.. Daha var.. anlatacağız hepsini.. Kalın sağlıcakla.