Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

İran düşmanlığı nereden çıktı?

İran düşmanlığı nereden çıktı?

Basına bakıyorum, çalakalem gidiyorlar.

Yok efendim, İran Şia imiş.

Ya neydi?..

Yoksa İran, Suriye karışınca mı Şia oldu?..

Var bunda bir terslik...

Haklılık dururken bakmışsınız bazı cemaatler Masonları destekliyor. Veya “Dinler Arası Diyalog” diyerekten Papa’nın kapısına kadar dayanmışlar...

Haçlılar kendilerine uzanan diyalog elinden memnun.

Laiklik denilen İslam karşıtı ideolojiyi sistemleştirmek için masayı tercih etmek elbette ki daha akıllıca. O yüzden, işgallerle bir sonuca varamayacağını anlayan ABD, Mısır’daki Müslüman Kardeşler teşkilatına “birlikte çalışalım” çağrısını yapıyor.

Bu bir laikleştirme projesidir.

Laikleştirme ne işe yarar demeyin.

Müslüman laikleştirilmeden asla sömürülemez.

Ortadoğu’da baş aktör İsrail.

Bize düşen görev, dolaylı da olsa İsrail’in değirmenine su taşımaktan Allah’a(c.c) sığınmaktır. Bakan gözler elbette ki görür.

Libya’dan başlayan karartma operasyonu, bugün Suriye ile İran’a, yarın elbette ki sıra bize gelecek. “Olmaz” diyebileceğimiz garantimiz var mı?

Suriye çok kan döktü...

Halkı ayaklandıranlar bekliyorlar daha çok kan döksün ki Suriye halkının bir araya gelme imkanı kalmasın. Öyle olacak nitekim.

Suriye bu kadar kandan sonra bir daha kolayına toparlanamaz, bölünür.

Ortadoğu yeniden bölünme projesi kapsamında.

Ortadoğu bu halde iken İran’ın Şiası ile uğraşmak bize mi düşüyor?

Daha dün, Gazze’ye yapılan hava saldırısını Hizbullah füzelerle karşılayarak İsrail’i ateşkese mecbur etti. Lübnan saldırısında da aynısını gördük.

Demek ki Suriye sahası İsrail için önemli.

Çünkü silahlarla yardımlar bu sahadan geliyor.

İsrail anladı ki Suriye koridoru kapatılmadan Hizbullah’ı durdurmanın imkanı yok.

O halde Esat yönetimi alaşağı edilmeli.

Ne var ki bu Esat, babasının oğlu olunca ne yapacağı da pek belli olmaz.

Esat, sonuçta Batının adamıdır.

Koltuğu hesabına bakmışsın ki koridoru İsrail hesabına kapatmış.

Olur mu olur.

Neresinden bakarsanız bakın, Ortadoğu’daki Arap Baharı denilen zamansız ve de başsız dipsiz ayaklanma Müslüman halkın kısa mesafede yararına olmadı.

Aynı oyun Abdülhamid’e de oynandı.

Tarihe bakın, zamanın aydın geçinenleri Fransa’nın kışkırtması ile “hürriyet” diye tutturmuşlardı, sonrasında ne görelim, altından İsrail çıktı.

Libya üçe bölündü diyorlar...

Kim bilir Suriye kaça bölünecek?

Asıl önemli olan ondan sonrası...

Yedekte Kürtçülükle, Alevicilik var...

Bir Mart Teskeresine iyice dikkat edin...

O teskereye kimler karşı çıktıysa bugün onların çoğunluğu hapiste.

Milletvekili olanlar da Meclis’te değil...

Ama biz biliyoruz ki hapse girenlerin ekseriyeti Amerikancı...

Olsun, kural öyle, kullanırlar yeri geldiğinde siler atarlar.

Benim korktuğum, Türkiye bu hallere düşmesin...

Alet olmayalım, sebep olmayalım, şerik olmayalım, yem olmayalım...



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi