Mısır'da Başkanlık Mücadelesi
Mısır'da geçici askerî yönetim merhalesinin sonuna yaklaşılıyor. Ancak Yüksek Askerî Konsey (YAK)'in görev süresinin sona ermesi ve sivil yönetime yetkilerin tamamen devredilmesi için cumhurbaşkanının da seçilmesi gerekiyor. Bunun için 23-24 Mayıs tarihlerinde seçim yapılması planlanıyor. Herhangi bir aksama veya erteleme söz konusu olmazsa belirlenen tarihte seçimler gerçekleştirilecek ve geçici yönetim merhalesi tamamlanarak sivil yönetime geçiş işlemi tamamlanacak.
Biz de geçen haftaki yazılarımızın sonuncusunda Mısır'da yeni dönemde cumhurbaşkanlığının taşıdığı önem ve İslâmî hareketi temsil eden, parlamento seçimlerinde de en geniş kitlesel tabanın desteğine sahip oldukları görülen üç aday hakkında bilgi verdik.
Gelişmeler başkanlık seçiminin bayağı sıkıntılı olacağını gösteriyor. Sebebi ise Mısır halkının tercihiyle uluslararası güçlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin tercihlerinin tamamen farklı olmasıdır. Bu uyuşmazlıktan dolayı uluslararası emperyalizm ve onun himayesi altındaki siyonist işgal devleti tedirgin durumdadır. Bu tedirginlik, Mısır'daki kitlesel devrimin arkasında emperyalist güçlerin olduğu iddialarına dayanan komplo teorilerinin de tutarsızlığını ortaya koyuyor. Söz konusu güçlerin kendi çıkar hesaplarını riske atacak bir oyun oynamış olabilecekleri iddiası tamamen saçma ve tutarsızdır. Fakat o güçlerin gelişmelerden dolayı endişeli ve tedirgin oldukları, gidişatı kontrol altına alabilmek için muhtelif oyunlar oynamaya çalıştıkları bir realite olarak karşımızda duruyor.
Parlamento seçimlerinden çıkan sonuç, Mısır halkının cumhurbaşkanlığı seçiminde de İslâmî değerlere saygılı, bu değerleri hayata hâkim kılma idealine sahip, siyonist işgalle işbirliğine karşı, Gazze'ye uygulanan insanlık dışı ambargonun bekçiliğinin Mısır'a yaptırılmasına kesinlikle razı olmayacak birini tercih edeceğini ortaya koydu. Bu durum karşısında birinci merhalede halkın önüne böyle bir adayın çıkmasının engellenmesi için tasfiye uygulamasına başvurmak, ikinci merhalede de seçilebilecek kişi üzerindeki baskı mekanizmasını daha etkin hale getirmek ve onu özellikle bölgesel konularda uluslararası güçlerle işbirliğine, pazarlığa, dayatmalara boyun eğmeye zorlamak istiyorlar. Birinci merhaledeki tasfiyeyi ikinci merhaledeki baskı ve tehdit politikasının da bir göz korkutma aracı olarak kullanmaları muhtemeldir. Bu yöndeki politikalarının etkin olabilmesi için geçiş merhalesinde yetkileri devralan Yüksek Askerî Konsey'in aradan çekilmesinden sonra yargı mekanizmasının bir baskı aracı olarak devreye girebilmesi böylece sivil yönetim üzerinde bir yargı cuntası kurulması için şartları oluşturmaya çalışıyorlar. Kahire İdari Mahkemesi'nin Anayasa Komisyonu'nu ilga etmesinden sonra yine bir yargı organı sıfatı taşıyan ve aldığı kararlar aleyhine mahkemede dava açılamayan Cumhurbaşkanlığı Seçim Kurulu'nun İslâmî camiayı temsil eden etkin isimlerin adaylıklarını reddetmesi bunu gösteriyor.
Halk başta Hüsnü Mübarek'in yardımcısı ve istihbarat bakanı Dr. Ömer Süleyman olmak üzere dikta kalıntısı adayların başvurularının reddedilmesini istiyordu. Cumhurbaşkanlığı Seçim Kurulu da bu talebi değerlendirerek dikta kalıntısı adayların başvurularını reddederken, İslâmî hareketi temsil eden güçlü adayları da onlarla aynı pakete koyarak listeden çıkardı. Sadece Abdulmunim Ebu'l-Futuh'un başvurusunu onayladı. Bunu da belki onun arkasında cemaat veya siyasi hareket desteği olmadığı için seçilse bile dayatmalar karşısında zayıf kalacağı ve pazarlıklara daha açık olabileceği beklentisi içinde olduklarından yapmışlardır.
Cumhurbaşkanlığı Seçim Kurulu kararı aleyhine dava açılamadığından söz konusu red kararının iptali talebinde bulunulamıyor. O yüzden Selefi kesimi temsil eden Hazim Salah Ebu İsmail kitlesel eylemlerle tavrını ortaya koymaya çalışıyor. Bu amaçla taraftarlarıyla Kurul'un binası önünde oturma eylemi başlattı.
Müslüman Kardeşler'in de başvurusu reddedilen Hayrat eş-Şatır'ın yerine Hürriyet ve Adalet Partisi'nin Genel Başkanı Prof. Dr. Muhammed Mursi'yi aday göstererek seçime katılacağı açıklandı. Ancak bir yandan da Şatır'a destek ve Cumhurbaşkanlığı Seçim Kurulu'nun red kararına tepki eylemleri de sürüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.