Köksüz sol, kahraman yaratma peşinde
Türk solu köksüzdür. Köksüz ve tarihsiz hiçbir ideolojik hareketin başarı şansı olmadığı bilindiği için, kendine tarihte kahramanlar aramış ve ıkına sıkına Şeyh Bedrettin (Ö.1420)e kadar gidebilmiştir. Tabii, bu bir zorlamadır. Nereden bakarsanız bakın, Şeyh Bedrettin, İslam akaidi ve fıkhı çerçevesinde hareket eden bir tasavvuf ehlidir.
Solun 1960lara kadar geçen dönemde, kahraman yapacağı biri yok. 27 Mayısta öldürülen Turan Emeksizle başlayan Yeni kahraman yaratma projesi, 1968lerdeki Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) ve Türkiye Halk Kurtuluş partisi Cephesi (THKP-C) ile güncel kahraman yaratma sevdasına dönüştü. 3-5 tane kabına sığmayan genç, üniversite koridorlarında ve yurt odalarında güyâ vatan kurtarma aşkıyla gerillacılık oynamaya başladılar.
Derin güçlerin temin ettiği silahlarla banka soygunları
Adam kaçırmalar
Fidye istemeler
Kırdan şehre ve şehirden kıra fantazilari, öğrenci yurdu odalarında tartışıldı
Başta ODTÜ kampüsü olmak üzere uyduruk gerilla kampı romantizmi körüklendi.
15-20 genç güyâ tarihî misyonu üstlenmişti
Örnek aldıkları kahraman(!) ise orta Amerikadan Che Guevera idi.
Baba parasıyla ve banka soygunuyla devrim yapacaklardı.
Dağcılar, dağa çıkarlar
Malatya Kürecik civarındaki dağlar ve Nurhakta gerillacılık yapmaya kalkışırlar. Dağa çıktıkları ilk günlerde postu deldirirler
Arkasından hapishaneler
Hapishanelerden adam kaçırmalar
Sivas Gemerekte, Karanlık bir geceydi
Gökten yağmur, askerden kurşun yağıyordu romantizmi ile silahı ve ölümü kutsama âyinleri
Çatışmalar
Hapisler
Yargılamalar
Ölümler
İdamlar
O dört yıl, oldu mu sana bir Asr-ı Saadet(!)?... Sahabiler(!) de hazır
Hâlâ televizyonda konuşuyor, gazetelerde yazıyor bu sahabiler(!)
Sol, kendi kutsallarını ve kahramanlarını yaratmıştı
Yapay, şişirme, fantazist ve gofret kahramanlar
Eh!
Kahramanlar yaratıldı, bir de kutsal mekân gerek
Kutsal mekân, idol uğruna kan dökülerek yaratılmalıydı
Onu da 1 Mayıs 1977de Taksimi kana bulayarak yarattılar. (Ben söylemiyorum; Halil Berktay öyle diyo.)
Kahraman var, menkabe var, meydan var, gün var (6 Mayıs)
Bir de ilahî gerek
Bir değil pek çok ilahî yazıp bestelediler. Hepsi de salya-sümük ilahîler
Nurhaklı, Gemerekli, Kızıldereli ilahîler
(Şimdi Kutsal metin nerde abi?... diye sormayın
Kutsal metine gerek yok
Kahrolsunlu, Yaşasınlı birkaç slogan yeter de artar bile!...)
Bütün bunlar yapılmalıydı ki, yeni ümmetler tavlanabilsin
Olan biten bir şey yoktu
Birkaç heyecanlı genç, baba parasıyla veya banka soygunuyla, üniversite kampüslerinde devrimmm macerasına girmişler; ilk işe çıktıklarında da ay erken doğmuştu
O kadar
3-5 eylem, birkaç adam kaçırma-öldürme ve forumlar
Ama derin bir tarih ve kökten yoksun olan Türk solu, 1968-1972 yılları arasından, yani bu 4 yıldan, yani Sol asr-ı saadet(!)ten, onlarca efsane çıkarmayı başardı. Bu romantik dönemi, gözleri yaşlı bir şekilde anlatanlara sorun, ne Çanakkaleyi bilirler doğru dürüst, ne Millî Mücadeleyi!...
12 Eylülde asılan gençleri, eylemleri değil, asılmaları kahraman yaptı
Bakın o günlerden kalanlara
Kimisi kapitalist oldu, kimisi de kapitalistlerin gazetelerinde gazeteci
Hangisi kahraman kalanların?... Asılanlar sağ kalsaydı, muhtemelen onlar da, şimdi birer kapitalist olmuşlardı.
***
68 kuşağı, direniş kuşağı falan değildir. Onlar, 27 Mayıs artıklarının pohpohladığı, romantik maceracılardır. Bugünden bakınca elbette Asılmalarına gerek yoktu. diyoruz ama bir de o günlerden bakın
Herhalde o gençleri, namaz kılarken cami avlusundan toplamamıştı polis. Gerçi bir ham hayal ama kırsaldan şehirlere doğru aksalardı, onlar da PKK gibi pek çok asker ve polisin kanını dökeceklerdi; içlerinden bazıları o yıllarda Apoluğa soyunacaklardı belki. Apo hangi tezgahtan geliyor zannediyorsunuz?
68 kuşağı, ölmeyi, öldürmeyi ve kanı kutsayan bir dil tercih etmiştir. Bağımsız Türkiye aforizması, yapılanları meşrulaştırmıyor.
O yıllara bugünden romantik belgeselci gözüyle bakar, o günlerde yaşanan toplumsal gerilimi ve terörü görmezden gelirseniz, gençliğe kanı, silahı ve ölümü idolleştirme telkini yapmış olursunuz.
Tarihsiz ve köksüz sol bunu yapacak. Yapmaya mecbur
Bu hikâyeleri hafızalarından silerseniz, bomboş bir sol kalır ellerinde. Kahramansız, meydansız, menkabesiz ve ilahîsiz bir sol
Böyle bir sol da kamuoyunda yankı bulamaz.
Şimdi de o gençlerin idamına, konjonktür gereği oy veren ve sessiz kalan sol siyasetin yeni başı ve baş ilahicisi, İstanbul Ataköyde kahraman parkı açıp bir de heykel dikecekmiş
Yanlarına bir de o geleneğin çocuğu Hasip Ağayı alsınlar
Yakışır Hasip Ağama
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.