Başlıktaki “Sağcı Hastalığı”, yazar İskender Pala’dan alıntı.
İskender Pala, Askeriye’den uzaklaştırılmasına kendisini sık sık ziyaret ederek ve her ziyaretlerinde yeni bir talepte bulunarak ‘katkıda’ bulunan bazı “sağcı tiplere” dikkat çekiyor.
Askeriye’deyken kendisine büyük ilgi gösteren bu sağcı tiplerin, “atılma”nın ardından selamı sabahı kestiklerini...
Hatta bunlardan bazılarının, “İskender Bey, lütfen cep telefonunuzdan benim ismimi ve numaramı siler misiniz!..” dediklerini anlatıyor Yazar Pala.
Maalesef, böyle bir hastalık var.
“Sağcı” denilen tip, menfaati olduğunda yanaşıyor ve menfaat ihtimali kalmadığında hele minicik de olsa bir “risk ihtimali” belirdiğinde anında satışa geçiyor!..
İstisnalar müstesna, büyük resim böyle!..
“Öbür tarafta” bunun örneklerine pek rastlamıyoruz...
Bakın; Ergenekon-Balyoz dava süreçlerinde ne adamlar içeri alındı, kimlerin başına hak ettiği ne kadar sıkıntı varsa geldi ama içlerinden fire veren neredeyse hiç olmadı.
Siz hiç;
“Bizimkiler yanlış yaptı, şimdi özeleştiri zamanı” türünden ifadelerle gündeme gelen bir “Ergenekoncu” gördünüz mü?..
Arkadaşını satan bir Ergenekoncu!..
Aksine; her türlü kirli ilişkileri ortaya döküldüğü halde dimdik ayakta duruyor, birbirlerini yurtiçinde ve yurtdışında, bulundukları her ortamda savunuyorlar.
Günlüklere bakın; terör faaliyetinden en müptezel seks partilerine kadar her türlü pisliğe bulaşmış olan bu adamlar, “Bâtıl” davalarına nasıl da sahip çıkıyorlar!..
Cezaevlerine seri ziyaretlerde bulunmaktan, “Onlar hapisteyse bizi de hapse atın!” demekten çekinmiyorlar.
Ben görüşlerine katılmasam da tavrına saygı duydum:
CHP’nin ağır toplarından Emine Ü. Tarhan, “Ben Militan Hakim İstiyorum!” şeklindeki sözlerinin medyaya yansımasından sonra, “montaj” filan demedi..
Dişi aslanlar gibi sözlerini sahiplendi.
Ve aynen tekrar etti!..
Ne diyelim;
Erkek kadınmış!..
•
Vural Savaş’a bakın; Türkiye’ye ne büyük zararlar verdiği ayan beyan ortaya çıktığı halde duruşundan zerre geri adım atmadı.
•
Hakaretlerle dolu o berbat yazısından sonra, “Pako’nun Babası” Bekir Coşkun’u savunmak kolay mı?..
Adamlarını gördünüz, çıktı ve çatır çatır savundu!..
•
Kendilerini “Sağcı”, “Muhafazakar” vesaire olarak isimlendirenlerin büyük bir bölümü ise adeta “Satışa” âmade.
Bir “Muhafazakar”ın dili mi sürçtü; Ergenekoncu takımı zaten taarruza hazır, yardımcıları da “Muhafazakârlar!..”
O “Sütü Bozuk” 28 Şubat sürecinde yaşananları hatırlayın; o dönemin mağdurları bir yandan darbecilerle uzantılarının ve en acısı diğer yandan da “kardeşlerinin” hücumlarına maruz kaldılar.
•
Bu “ezik” ruh halinin tespit ettiğimiz çok olumsuz yansımaları var.
Makam, mevki sahibi olan pek çok “Millet Adamı”, en ufak bir tökezlemede, kendi adamları tarafından da hedefe yerleştirileceklerini bildiklerinden her ortamda ürkek ve de ezik duruma düşüyorlar.
Makamlar, mevkiler sanki bu “Hassas İnsanların” ellerine geçtiğinde gücünü, icra kabiliyetini yitiriyor.
İktidarda “Hassas İnsanlar da” olsa, özellikle bürokraside, işleri bitiren, boruları öttüren “Ergenekoncular” oluyor!..
•
Bu AK Parti’nin iktidara geldiği döneme kadar hep böyleydi.
Aslında şimdi de böyle...
Recep Tayyip Erdoğan’ın o, “adamına sahip çıkan”, “adamını parçalattırmayan” duruşu olmasa...
Başta “Özgüveni yüksek” bir Lider olmasa, AK Partililer iyice ezilecek.
•
Evet, hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapmamak lazım.
Bu böyle de...
“Hassas İnsanlara” da haksızlık yapmamak lazım!..
•
Devlet dairelerini turlayıp da, AK Parti’ye büyük hizmetlerde bulunmuş ve alanlarındaki liyakatlerini de fazlasıyla ispat etmiş “dostları” kıyıda köşede; resmen Ergenekonculuk yapanları ise etkili pozisyonlarda gördükçe canım sıkılıyor da...
Sizlerle dertleşiyorum böyle!..
FACE-NOTUMUZ:
Bu sütunda yer alan bazı konuların ayrıntılarına yer yetmezliğinden dolayı giremiyorum. Ayrıntılar için, http://www.facebook.com/serdararseven1 adresinde buluşabiliriz. Oraya da desteğinizi bekliyorum.