Arap Baharı’nın Ortadoğu’daki güç dengelerini değiştirdiği, bu bölgede siyasi kartların yeniden karıldığı açık. Bu meyanda çok önemli bir gelişme Mısır’da yaşanıyor, değişim süreci ivme kazanıyor, belki de bir rüya gerçekleşiyor.
Tahrir Meydanı’ndaki halk ayaklanmasından sonra en ciddi gelişme geçen gün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimiydi. Gözlemcilerin genel anlamda özgür bir ortamda geçtiğini belirttikleri seçimlerde, dost ve düşmanların gözü İhvanı Muslimin’in kurduğu Hürriyet ve Adalet Partisi adayı Muhammed Mursi’nin alacağı oy oranındaydı.
Çünkü İhvan hareketi içe yönelik islahatçı olsa da dışa yönelik antiemperyalist karekterli, Ortadoğu’nun yerel kodlarını taşıyan ve gücünü İslâm’dan alan son derece örgütlü gerçek bir halk hareketidir. Osmanlının çökmesiyle hilafeti yeniden ihya etmek amacıyla birey, aile ve toplumsal islahı esas alarak kurulmuş bir özedönüş yapısıdır.
Bütün İslâm dünyasını etkilemiş kelimenin tam anlamıyla küresel bir harekettir de. Elbette bu hareketin yöntemi, bazı kriz dönemlerinde aldığı tutumlar farklı İslâmî yapılar tarafından eleştirilmiştir. Bu da bahsi diğer bir konudur.
Filistin direniş örgütü Hamas’ın İhvan orijinli bir hareket olduğu bir sır değildir. Hamas’ın işgalcilere karşı dik duruşu, gösterdiği fedakâr mücadele ana yapı İhvan’dan bağımsız düşünülemez.
İhvan’ın antiemperyalist karakteri devrelacakları bir Mısır yönetimi bağlamında küresel hegemonları ürkütüyor, buna kuşku yok. Mısır’ın yönetimine geçecek bir İhvan ABD ve şürekasının bölge halklarının aleyhine kurdukları düzenlerini önemli ölçüde bozacaktır zira.
Sandıktan çıkan sonuçlar en başta İsrail’in uykusunu kaçıracak neticelere işaret ediyor. Bu yüzden siyonist rejim farklı yollardan sürece müdahale etmeye ve süreci etkilemeye çalışırken diğer taraftan yakında oluşma ihtimali güçlü bir İhvan yönetimine karşı tedbirler üzerinde duruyor, başta Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi olmak üzere kimi Akdeniz ülkeleriyle içine girdiği askerî ve ekonomik stratejik anlaşmalarla kendini sağlama almaya çalışıyor.
İhvan’ın cumhurbaşkanı adayı Muhammed Mursi, halkı heyecanlandıracak karizmatik bir kişiliğe sahip olmaması nedeniyle seçim sürecinde zayıf kaldı, buna rağmen birinciliği elde etmeyi de başardı. Bu başarı şüphesiz İhvan’ın örgütlü yapısının başarısıdır. İhvan’dan ayrılarak bağımsız aday olan Abdulmunim Ebu El Futuh ise seçimi dördüncü sırayla bitirdi. Tabi Mursi’ye gidecek oyları böldü ve seçim sonuçlarını etkiledi.
Seçimi ikinci bitiren Mübarek rejiminin son başbakanı Ahmet Şefik ise bu seçimin süprizi oldu. Bir bakıma eski rejimin direnme gücünün derinliğine işaret ediyor bu başarı. Statükonun değişmesi toplumun önemli bir kesimini, özellikle de kurumsallaşmış bürokrasi ile Hıristiyanları korkutuyor.
Mevcut tabloya göre, hiçbir aday oyların yüzde 50 artı 1’ini alamadığı için en çok oyu alan Muhammed Mursi ile Ahmet Şefik ikinci turda yarışacak. İkinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi 16-17 Haziran tarihlerinde yapılacak. Bir anlamda eski rejim ile değişim isteyen İhvan arasında kıyasıya bir mücadele yaşanacak. Değişim taraftarlarının oy oranı yüzde 70’e tekabül ediyor.
Oyları bölünen İslâmcıların ve değişimden yana olanların tek adayda birleşmeleri, Muhammed Mursi’yi zafere taşıyacaktır.
Mısır’daki değişim süreci seçim sonuçlarının da gösterdiği gibi sancılarla devam ediyor. Eğer İhvan önemli bir hata yapmaz, halka daha fazla güven vermeyi başarırsa bu birliği sağlayabilir, tarihî bir rüyayı gerçekleştirebilir. Bunun Müslüman halkların uyanışına etkisi sanıldığından daha büyük olacaktır.