Eurovisiondan gelen mesaj
Alınan kötü neticeler sonrasında, Türk halkının gündeminden düşen Eurovision Şarkı Yarışması, şarkının dili ve kimin katılacağı gibi tartışmalarla, son birkaç yıldır yeniden ülke gündeminde yer almaya başladı.
Bu seneki Eurovision tartışmalarının sebebi ise, TRTnin, Sefarad (İspanya) Yahudisi bir ailenin çocuğu olan Can Bonomoda karar kılmasıydı. Şarkının dili meselesi bu sene yerini şarkıcının dini tartışmasına bıraktı. Bir başka ifadeyle, bir milleti millet yapan iki unsurdan biri olan dil meselesi halledilmiş, sıra din meselesine gelmişti.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Can Bonomoyu seçme nedenlerini o günlerde şöyle ifade ediyordu: Kendi geçmişi dolayısıyla en azından Türkiyeye karşı olumsuz tavır ortadan kalkacak ve büyük bir ihtimalle de bu, bizim puanlarımızın daha da artmasını sağlayacak. Can Bonomonun, Türkiyeyi temsil ettiği Love Me Back adlı İngilizce şarkının bir Balkan müziği havasında olduğunu ifade eden Şahin, bunun Balkanlardan oy getirebileceğini de söylemişti.
Peki, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahinin söyledikleri gerçekleşti mi? Bu sorunun cevabı, Türkiyenin aldığı puanlarda ve sıralamadaki yerinde saklıdır.
Türkiye, oy kullanma hakkına sahip olan kırk iki ülke arasında bulunan; Rusya, Karadağ, Sırbistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Hırvatistan, Slovenya, İtalya, İzlanda, Portekiz, Beyaz Rusya, Estonya, Norveç, Yunanistan, İspanya, Ukrayna, Letonya, İrlanda, Slovakya, Finlandiya ve Moldovadan puan alamadı.
İsrail, one minute! karşılığı olarak, Türkiyeye sadece bir puan verdi. Ne yalan söyleyeyim, yeter ki, gözü ve gönlü kirleten gecekondu İsrail devleti tamamen ortadan kalksın, ben o bir puandan mahrum kalmaya razıyım.
Her yıl ortalama 8-10 puan aldığımız Bosna-Hersekten de bu yıl sadece dört puan geldi. Balkan ülkelerinden Türkiyeye gelen diğer oylar ise şu şekildeydi: Arnavutluk on, Makedonya sekiz ve Bulgaristan yedi puan.
Bosna-Hersekten gelen dört puanın anlamını çözemeyenlere ufak bir hatırlatma: Ziraat Bankası ve Bosna-Hersek Hava Yolları ile THY ortaklığı! Türkiye, Bosnayı, ne yazık ki hep küçük kardeş olarak gördü. Yardım etmeye söz verdiği Bosna halkının, parasına göz dikti. Buna karşılık Bosna-Hersekten, olabilecek en zararsız ama dikkat çekici, uyarı fişeği atıldı. Boşnakların, Türkiyeye oy vermeme sebeplerinden bir diğeri de, Can Bonomonun, Yahudi olması imiş.
Türkiye, yarışmada oy kullanan diğer ülkelerden; İngiltere ve Litvanyadan bir, Danimarkadan iki, İsviçre, Avusturya, Romanya ve Macaristandan üç, Fransa ve San Marinodan beş, İsveçten altı, Gürcistan ve Belçikadan yedi, Almanya, Hollanda ve Maltadan sekiz puan alabildi. Türkiyeye tek on iki puan veren ülke ise Azerbaycan idi. Türkiye, toplam da elde ettiği 112 puan ile ancak yedinci sırada yer alabildi.
Mevcut tablodan da anlaşıldığı üzere, Türkiye adına yarışan Can Bonomonun elde ettiği netice, hiç de TRT Genel Müdürünün söylediği gibi olmadı. Türkiye, ne İsrailden ne de Balkanlardan beklediği desteği alamadı. Hatta tabiri caizse, dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da olduk.
Yeri gelmişken, uluslararası ilişkilere ilgi duyanlara küçük bir tavsiye: Eurovision, yıllık, uluslararası ilişkiler raporudur. Takip edin.
Ayasofya, ibadete açIlsIn!
Ayasofya, sıradan bir mabet değildir. Fatih Sultan Muhammed Hanın İstanbulu fethettikten sonra, ilk Cuma Namazını kıldırdığı mabettir. Aynı zamanda Ayasofya, Hakkın Batıla galebe çalması ve İstanbulun, İslam beldesi olduğunun nişanesidir.
Sultan Fatih, İstanbulun Fethinden sonra, Ayasofyayı yeniden imar ettirip, bahçesine medrese inşa ettirmişti. Vakfiyesinde, buranın başka bir amaçla kullanılmamasını tembihlemiş ve aksine davranacakları lanetlemişti. Bu sebeple, Ayasofya, tüm Müslümanlara emanettir.
İşte, bu şuurla hareket eden Anadolu Gençlik Derneği, 26 Mayıs günü, Fatihin torunlarını, önce Ayasofya önünde, daha sonra İnönü Stadyumundaki Fetih ve Gençlik Şöleninde bir araya getirdi. İstanbulun Fethinin 559ncu yıldönümü vesilesiyle, Ayasofya önünde saf tutan ve birlikte öğle namazını eda eden on binlerce Müslümanın tek bir talebi vardı: Ayasofyaya, bilet ile değil, abdest ile girmek!
Beklentimiz o dur ki, Sümela Manastırını ibadete açan, Akdamar Kilisesini onaranlar, 1934ten beri ezan sesine ve ibadete hasret kalan, Ayasofyayı da ibadete açsınlar. Ve azınlıklara gösterilen hoşgörü, bu toprakların kahir ekseriyetini oluşturan Müslümanlara da gösterilsin: Milli Gençlik Vakfının malları iade edilsin.
On binlerce Müslümanı, Ayasofya önünde ve İnönü Stadyumunda buluşturan Anadolu Gençlik Derneğine tek bir şey söylenebilir: Maşallah...
Ayasofya önünde saf tutan ve Fetih Şölenine iştirak eden kardeşlerimize de, selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.