Yeni fetihler için Kurân ve namazla diriliş seferberliği
Bu sayfalarda yeniden siz aziz okuyucularımla buluşma öykümüzü bu yazıya bırakmıştık...
Biliyorsunuz, 2001-2010 arasında yaklaşık on yıl Akit/Vakit gazetesinde her hafta sizlerle birlikte olduk. Vakit kapandı, Yeni Akit yayına başladı ve bir süre yazmaya ara verdik. Bu arada yarım kalmış bazı kitap çalışmalarımızı tamamladık, elhamdülillah. Namaz Gönüllüleri Platformu olarak 2006 sonlarında başlattığımız Namazla Diriliş panellerini ise, hız kesmeden hatta faaliyet alanını Avrupa ve Balkanlara da taşıyarak sürdürüyoruz elhamdülillah. Seminerler, sohbetler, fuarlar da cabası...
Mayıs başında Malatya Kitap Fuarında imza ve sohbet programımız vardı. Malatyalı has ve sıkı okuyucularımızla birkaç saat de olsa birlikte olmak, bizi ziyadesiyle bahtiyar etti. Yazdıklarımızın ve söylediklerimizin muhataplarımız tarafından dikkate ve ciddiye alındığını görmek ve onların bizlerden beklentilerini müşahede etmek ise, omuzlarımızdaki sorumlulukları bir kat daha artırdı doğrusu...
Saatler süren imza sırasında, bir hanımefendinin koltuk değneğine yaslanarak sırasını beklediğini fark ettim. Diğer okuyucularımdan, hanım kardeşimize öncelik tanımalarını istirham ettim. Kardeşimiz, yıllardır kitaplarımı okuduğunu, Vakitteki yazılarımı ve Hilal ve Dost TVdeki Namazla Diriliş programlarımızı kaçırmadığını belirttikten sonra, bir konuyu özellikle paylaşmak istediğini belirtti...
Hocam dedi; yıllar önce Vakit gazetesinde bir yazı yazmış ve her ev bir Kurân Kursu olmalı demiştiniz. Ben bu yazınızı bir talimat kabul ederek, derhal evimde çocuklara Kurân öğretmeye başladım. Ve şu ana kadar 100den fazla öğrenci yetiştirdim. Hocam, Allah rızası için yaptığım bu Kurân eğitiminin sevabının bir kısmı da inşallah size aittir. Allah sizden razı olsun...
Doğrusu çok etkilendim. O yazıyı da hatırlamıştım; başlığı Bir Milyon Kurân Kursu şeklindeydi. Hatırlarsınız, 2000de çıkarılan bir yasa ile 12 yaşından küçük olanların Kurân Kurslarına gitmeleri yasaklanmıştı. Özellikle yaz aylarında camilerde açılan Kurân Kurslarına çocukları gönderememenin gelecek nesiller üzerinde nasıl bir manevi boşluk oluşturacağı konuşuluyor, tartışılıyordu. Yakınıp durmaktansa kolları sıvayıp işe koyulmanın ve çocuklara Kurân öğretebilecek her sorumlu müminin evini bir Kurân kursuna dönüştürmesinin elzem olduğunu belirtmiş ve bunu yapabilecek en az bir milyon insanın mevcut olduğunu yazmıştım, 2001de. Bir hayli de olumlu cevap ve destek almıştım...
İşte Malatyalı hanım kardeşimiz de, bu seferberliğe katılan müstesna bir Kurân hizmetkârı imiş... Kardeşimiz, şimdilerde hasta olan annesine bakmak zorunda olduğunu, inşallah iyileşince Kurân hizmetine devam edeceğini de ekledi. Yüce Rabbimiz acil şifalar versin...
Şimdi, koltuk değneği ile ayakta durabilen Kurân âşığının bu örnek hizmeti; Kurân ve Siyer derslerinin milyonlara taşınacağı şu günlerde hepimiz için bir mesaj niteliği taşımıyor mu? Herkes dersini almalı!
Bu olayı, Yeni Akit yönetimi ve özellikle Mustafa Karahasanoğlu ağabeyle paylaşma gereği duydum; zira bu hayırlı çalışmalara aracılık eden de gazetemiz idi. Öyleyse bu hayır yarışı devam etmeli idi... Böylece Üç Ayların başında 1 Recebde tekrar bismillah dedik. Rabbim bereketli eyler inşallah...
Bugün 29 Mayıs 2012. İstanbul fethedileli 559 yıl olmuş. Fatih Sultan Mehmet, Konstantinopolisi fethettikten sonra, bu şehre İslâmı bol olan şehir manasında İslâmbol adını vermişti. Sonra Osmanlı Saltanatının merkezi olduğu için Pâyitaht-ı Saltanat, Tahtgâh-ı Saltanat, Makarr-ı Saltanat, Darüs-Saltanat; daha sonra dünya Müslümanlarının halifeliği görevi Osmanlılara geçince, Darül-Hilafet gibi unvanlar verilmiş. Geleneksel anlamda saltanat ve hilafet makamının kutsallığı ve adaletin de buradan yani sarayın eşiğinden dağıtıldığı inancı ile, buraya Dersaâdet, Âsitâne denmiş. Ayrıca İstanbula dua makamında isimler verilmiş: felaketlere ve adaletsizliğe karşı Allah tarafından korunmuş anlamına gelen el-Mahmiyye, el-Mahruse gibi. Resmi olarak da İstanbula Darul-hilafetil-aliyye ve makarr-ı saltanat-ı seniyyem olan mahmiyye-i Konstantiniyye şeklinde göndermeler de yapılmış. Daha da önemli ve anlamlı iki isim ise şunlar: Dârün-Nasr ve Medînetül Muvahhidîndir. Kısaca ecdat, İstanbula oldukça güzel tevhidî ve Kurânî isimler vermiş.
Bu vesileyle, 26 Mayıs Cumartesi günü İstanbulun tekrar Tevhid Yurdu olması için Ayasofya camii önünde onbinlerle sabah ve öğle namazı kılan Alperen Ocakları ve Anadolu Gençlik Derneğini tebrik ediyor; bu güzel Tevhid Eyleminin, inşallah Namazla Dirilişimizin ayak sesleri olmasını diliyorum.
DAVET: 29 Mayıs 2012 Salı günü saat: 20.30da Antalya Erdem Bayazıt Kültür Merkezinde Abdullah Yıldız, Cemil Tokpınar ve Ahmet Bulutun sunacağı Namazla Diriliş paneline davetlisiniz. (ANSED tlf: 0533 490 28 77)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.