Ve bir savcı çıktı, iplerini çekti!
AYM “özgürlükleri” iptal edip rafa kaldırdığı gün memleket özlemi içerisinde eğitimini yabancı ülkede sürdürmeye mecbur bırakılan Neslihan ağlamıştı. “Türkiye’de geleceğim karardı, rüyalarım öldü” diye.
Sonra Van Yüzüncü Yıl üniversitesi kampüs girişinde, üniversiteye öğrenci taşıyan bir otobüs kolluk güçleri tarafından durdurularak içindeki başörtülü öğrenciler herkesin gözleri önünde seçilerek otobüsten indirilmişti.
Başlarını açmayanları kampüse almayarak öğrencilerden birisine cinnet geçirtmişlerdi.
Ve hızlarını alamadılar.
Az kalsın yurdumu yeniden kana bulayacaklardı.
Gözlerini kin bürüyen milli egemenlik düşmanı katiller!
Bütün uyarılara aldırmadılar.
Ergenekon adında bir çeteyle darbe hazırlıklarını hızlandırdılar.
1980’de ben beş yaşındaydım.
Hiç unutamıyorum dayım anneme: “Bu gün darbe oldu” demişti.
O gündür bu gündür benim için o tarih bir “travma”
Sıktı artık!
Şimdi de oğlum Mehmed 5 yaşında.
O’na da mı dayısı : “Darbe oldu” haberini verecekti!
“Kaderde bu da mı varmış?
Yoksa genetik mi bu iş!”
Diye bir taraftan kara kara düşünüp diğer taraftan da “çıkmadık candan ümit kesilmez” diyordum.
Hatta bir keresinde geleceği sezercesine iyiden iyiye ümitlenip:
“Tahtınız da kurtarmayacak sizi, tacınız da!
Alıcı kuş kadar bile sürmeyecek fiyakanız!
Bilmez misiniz zulüm ile abad olunmaz.
Sizin de bir gün bulunur; gözünüzü yaşlı bırakan!
Boynunuzu büken!
İpinizi çeken!”
Diye yazmıştım.
Ama yine de sıkıntılıydım.
Meğer karanlığın en koyu olduğu dönemmiş!
Sezgilerim boş yere değilmiş.
Ha işte şimdi oldu.
Bir savcı çıktı!
İplerini çekti!
Tüm iplikler pazarda!
özgürlükler henüz halledilmemiş olsa da!
Elini çabuk tuttu da en azından oğlum Mehmed’in makus talihini değiştirdi.
O, yürekli savcı.
Hayra alamet…
Bu günler…
İyi günler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.