Kırlangıç
Akşamları evde soruyorlar: 'Bugün okulda neler oldu?' Ufaklık da her gün düzenli olarak anlatıyor.
Okulun ilk gününden itibaren bu şekilde devam ediyorlar.
Bir gün şaşkınlık içinde anlatıyor okulda olan biteni.
'Bugün öğretmenin sorduğu bir soruya cevap verdim. Öğretmen hem çok güldü, hem de kızdı.'
'Nasıl oldu?'
'Birleşik kelimelere bir örnek vermemizi istedi. Ben söyleyince gülmeye başladı, sonra da sinirlendi.'
'Neydi örnek kelime?'
'Kırlangıç.'
Çocuk bunu söyleyince, anne babası da gülmüştü.
Üç kelimeden oluşmuş tek kelime sanıyordu çocuk 'kırlangıç' kelimesini.
Kır, lan ve gıç.
O ufaklık büyüdü, koca adam oldu.
Şimdi makine mühendisi.
* * *
Kırlangıçlarla ilgili Osmaniye Kadirli mahreçli haberi görünce yıllar öncesini hatırladım.
Kadirli Belediyesi'ne ait asfalt şantiyesinde yol yapımında kullanılmak üzere depolanan kum yığınlarına kırlangıçlar yuva yapmış.
Kırlangıçların bina saçaklarına ve balkonlara yuva yaptıklarını biliriz.
Gagalarıyla taşıdıkları çamur ve minik taşlardan öyle güzel yuva örerler ki görenler hayranlıkla izler.
Adeta, insanlara nasıl duvar örüleceğini göstermek için çalışırlar.
Bu defa kum yığınlarını tercih etmişler.
Antik çağlarda kayalara oyulan mezarları, Ihlara Vadisi içindeki kaya kiliselerini andıran bir manzara oluşmuş.
Yüzlerce kırlangıç yuvası.
* * *
Kırlangıçlar yuva yapınca, şantiyenin o kısmından malzeme almaktan vazgeçmişler.
Ancak bu defa insanlar merak edip gelmeye başlamış.
Belediye Başkanı Ömer Tarhan şöyle söylüyor:
'Duyup merak edenler bu yuvaları görmeye geliyor. Biz de yuvaların bozulmaması için özen gösteriyoruz. En zararsız hayvanlardan olan kırlangıçların şantiyemizdeki kum yığınına yuva yapması bizleri mutlu etti. Her canlı gibi yaşama hakkı olan kırlangıçlara zarar gelmemesi için çalışmalarımızı yuvaların olduğu yere dokunmadan sürdürüyoruz.'
* * *
Kırlangıçlar çok hızlı uçan ve havada ani dönüş yapabilen kuşlardır.
Yağmur öncesi gruplar halinde telaş içinde büyük daireler çizerek uçuşarak yağmuru haber verirler.
Sosyal yönden gelişmiş hayvancıklardır. Toplu halde yaşarlar.
Kışları sıcak bölgelere göç ederler.
Telefon tellerine yanyana bir dizilişleri vardır ki görmeyenlere ne kadar hoş bir görüntü olduğunu anlatmak zordur.
Bir hususu daha belirtelim.
Kırlangıçları vurmak hoş karşılanmaz.
O yüzden, elinde sapanla dolaşan çocuklara 'Aman ha' diye uyarıda bulunur büyükler, 'Sakın ola kırlangıçlara taş atmayın!'
* * *
Sebep?
Sebep şu:
Onlar da leylekler gibi havalar soğumaya başlayınca sıcak bölgelere göçer.
Sıcak bölge neresi?
Güney elbette.
Bazıları Mekke'ye, Medine'ye gider, kışı orada geçirir; sonra dönerler.
Hacı sayılırlar yani.
Bize oraların havasını, oraların kokusunu getirirler.
O kokuyu getiren güzelim minik kuşları vurmak olur mu hiç?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.