Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Nekrofili veya “ölü sevicilik”

Nekrofili veya “ölü sevicilik”

“Ölü sevicilik” konusu, kürtaj ve sezaryen tartışmaları arasında kaynadı gitti. Oysa “ölü sevicilik”, ikisinden de önemli.

İnternetten bulabilirsiniz ama ben gene de yazayım... “Ölü sevicilik” (nekrofili) bir cinsel sapıklıktır ve ölü ile cinsel ilişkiye girme hastalığıdır...

Başbakan, PKK ve siyasi uzantıları için “Bunlar ölü sevici” dedi.

Doğrudur...

Değil PKK ve uzantıları, dünyanın bütün ideolojik hareketleri nekrofili hastasıdırlar; yani “ölü sevici”dirler. Bunlar, kendilerinden birinin ölmesini ve onun için “muhteşem”(!) bir cenaze töreni düzenlemeyi; ondan sonra da ikide bir de o ölüyü kullanmayı çok severler. Ayrıca, kendi şiddetlerini, ölülerle meşrulaştırmaya çalışırlar.

Başbakan’ın kasd ettiği anlam, elbette sapıklık değil... Kelimenin Türkçesi açık: “ölü sevici”... Yani, ölüyü istismar etmek, ille “cinsel ilişki” demek değil ki...

Bu terimi, ben ilk defa 10 Mayıs 2008’de katıldığım Ceviz Kabuğu programında kullanmış ve 68 kuşağının “ölü sevici” olduğunu söylemiştim; köpürenler ve hatta bana küsenler olmuştu. (Sanki umurumdaydı küsmeleri... “Taksim’den aşşa, Kasımpaşa” deyip geçmiştim.)

Sapıklık olarak “ölü sevicilik” elbette tıbbın konusu ama politik olarak “ölü sevici” olanların, ölünün üzerinden çemkirenlerin çaresi, siyaset sahnesidir. “Birileri ölse de bunun üzerinden siyaset yapsak” diyenler; kendi şiddetlerini, ölü sevicilikle meşrulaştırmaya çalışanlar, siyaseten hesap vermek zorundadır.

Alız size 68’lileri... Her sene Mayıs ayının ilk haftasına musallat olmuşlardır ve dini ritüellere benzeterek idam edilenleri anarlar. Şâyet, o 3 kişi idam edilmeyip yaşasalardı; bunların istismar edecekleri ve matah bir şey kalmayacaktı.

İçinden çıktıkları 68’liler bunu yapar da PKK ve uzantıları yapmaz mı?

PKK ve uzantıları, 30 yıldan beri binlerce asker, polis, öğretmen, korucu, sivil vatandaş ve örgüt içi infazla 17 bin Kürd’ü öldürürken susanlar, çatışmalarda ölenler için veya Uludere’de olduğu gibi vahim bir hata sonucu ölenler için açıyorlar ağızlarını, kapatıyorlar gözlerini, saldırdıkça saldırıyorlar. Hani bir hata oldu ve 34 vatandaş öldü ya... Güya akıllarınca iktidarı ve devleti köşeye sıkıştıracaklar.

Şayet Uludere’de, hiç kimsenin onaylamadığı o yanlışlık yapılmasaydı, PKK ve uzantılarının bugünlerde ağızlarını açacak durumları yoktu. Çünkü, terör konusunda, sosyal irade, siyasî iradeye tam destek vermeye başlamış; çözüm adımları atılır olmuştu. Uludere hatası, sosyal iradeyi etkileyecek şekilde gelişme göstermeye başlayınca, bunu fırsat bilen PKK ve uzantıları da hemen yapılan hataya abandılar. Başbakan da bu durumu bildiği için, çığırtkanlık yapanlara “ölü sevici” dedi. Son derece normal ve doğru bir tespittir bu. Yukarıda da dediğimiz gibi, ideolojik hareketler, istismar etmek için ölüyü severler. Tıkandıklarında, hemen ölümler üzerinden siyaset üretirler.

“Ölü sevicilik” mutlaka sapıklık anlamında kullanılmaz ki... Her ne surette olursa olsun, ölüyü istismar etmek de bir “ölü sevicilik”tir. Ne yani, “PKK bu ülkenin baş ağrısıdır” dediğimizde, “baş ağrısı”nın mecâzî kullanımı uygun oluyor da, “ölü sevici” kavramı, anlam genişlemesiyle, Başbakan’ın kullandığı anlamda kullanılırsa, hata mı yapılmış olur be echel-i cühelâ!..




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi