Tek Vatan + Tek Bayrak + Tek Devlet = Federasyon mu?
Hükümetin, terörü gerçekten bitirmek istediğinden kuşku duymuyorum. Ancak çözüm için ileri sürülen formüllerde sanki ne yapacağını bilemez hali var gibi görünüyor. Baştan itibaren istikrarlı bir çözüm stratejisi projelendirilmiş de takip ediliyor mu? Hayır! Gelişen yeni durumlara ilişkin olarak anlık üretilmiş yeni çözümlerin sıralanmasında görüyoruz bunu. Anlayacağınız, köklü bir stratejinin istikrarlı takibi sözkonusu değil. Toplumsal sorunların çözümüne dair getirilen yaklaşımlar bile sosyolojik gerçekliki gözetmekten uzak bir nitelik arzediyor. Kimse esasa dair bir çözüm peşinde değil; hiç kimsenin tabu haline getirilmiş ve ülkenin sosyolojik dokusuna uymayan rejime dokunmaya niyeti yok.
Çözüm sürecine katkı sağlayacak partner arama çabaları, Anadoluda Kürt Devletini reddederken Kuzey Irakta kurulan Kürt Devletine razı olma duruşu, İsraile posta koyarken İsrailsiz ve İsrail çıkarlarının hilafına adım atmayan ABDyi çözüm sürecinin en önemli aktörü haline getirme politikası, bölgesel oyuncuları yok sayarken onların ayağa dolanması karşısında ne yapacağını bilemez haldeki bocalamalar, uluslararası arenadaki diğer etkin güçlerin oluşturduğu bölgesel dengelerin odak noktasını keşfedememiş, bölgesel denklemleri çözememiş olmanın getirdiği şaşkınlık ve daha niceleri... Bütün bunlar, terörü bitirmek için oluşturulmaya çalışılan iyimser havayı dağıtan unsurların en önemlileri.
Hükümetin, terörü bitirmek için takip ettiği çalışmalarda tek istikrarlı nokta, Başbakanın her fırsatta dile getirdiği tek vatan, tek bayrak, tek devlet ön şartı. Başbakan, bunları olmazsa olmaz sayıyor ve çözümün, bu üç kırmızı çizginin oluşturacağı üçgen içinde bulunması şartını koşuyor. Şimdi asıl konu, resmi söylemce çözümün olmazsa olmazı kabul edilen tek vatan, tek bayrak, tek devlet kırmızı çizgilerinin teşkil edeceği üçgenin içine nelerin girebileceğine karar verilmesi. Satranç tahtasının başına oturanlar, üçgene kendilerini temsilen daha neleri sokabileceklerine dair hamleler yapacaklar. Yeni anayasa çalışmaları da bu satranç müsabakasının aşamalarından biri, aslında.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalayın PKK dağ kadrosu ile Kuzey Irakta silah bırakmaya giden görüşmeler olduğunu açıklaması, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun görüşmelerin uzun süredir devam ettiğini, Amerika, Türkiye ve Irak arasında üçlü mekanizmanın çalıştığına dikkat çekmesi, kırmızı çizgiler üçgenine ABDnin ve Kuzey Irak Kürt Yönetiminin çözüm partneri olarak kesinlikle girdiğini gösteriyor. Hatta bundan, Türkiyenin, Kuzey Irakta kurulan Kürt Devletini resmen tanımaya razı olduğu anlamı bile çıkarılabilir. Şimdi sırada silah bırakmanın üçgene girip giremeyeceği var. Zira Başbakan Yardımcısı Beşir Atalayın Kuzey Irakta silah bırakmaya, teslim almaya kadar giden görüşmeler var sözlerine karşın, PKK bölücü terör örgütünün siyasi kanadı olan BDPnin milletvekili Hasip Kaplan, Twitter üzerinden bunu yalanladı; Hayaldir, aldatmacadır dedi. Kırmızı çizgiler üçgeni tamam, şimdi içi dolduruluyor.
Bu kapsamda, merak ettiğim bir hususu Başbakana sormak istiyorum: Sayın Başbakan, Tek vatan, tek bayrak, tek devletten müteşekkil kırmızı çizgiler üçgenine federasyon dahil mi, değil mi? Zira tanımı yapılmaksızın ısrarla vurgulanan kırmızı çizgilerin oluşturacağı bu üçgen dahilinde olmak şartıyla her türlü çözüme razı olma gibi bir durum anlaşılıyor.
Gelinen aşamada Devlet, Türkiyenin siyasi-idari yapısının yeniden biçimlendirilerek federal bir yapıya dönüştürülmesine razı mı oldu? Eğer vatan bölünmeyip tek kalırsa, şekli şemaili değişse de tek bayrak dalgalanacaksa, farklı unsurlar tek devlet çatısı altında kalacaksa, federasyon da olur, eyalet sistemi de olur, güçlendirilmiş yerel yönetimler de olur, yerel özerklik de olur veya başka bir tanımlama da olur mu?
Nitekim çözüm sürecinin partnerlerinden ABDnin idari yapısı eyalet sistemi. ABD, tek vatanda dalgalanan tek bayrak altında tek devlet; ama federal bir idari sistem sözkonusu. Her eyaletin kendine özgü yapısı, sistemi, hukuki farklılıkları, yerel güvenlik birimleri, meclisi falan var. Yani Başbakanın üç kırmızı çizgisinin teşkil edeceği üçgenin içine federasyon rahatlıkla girebiliyor. Zaten bu tip bir sistemi AKH (Ayrılıkçı Kürt Hareketi) de zaman zaman dillendiriyor. Şimdi, tek vatanda egemen olan tek bayrak altındaki tek devlet yapısı üniterlikten çıkarılarak federal bir yapıya dönüştürülecek mi, dönüştürülmeyecek mi? Bu yapılırken, AKH (Ayrılıkçı Kürt Hareketi)nin rızası gözetildiği kadar, ihmal edilemez bir kitle teşkil eden Türk unsurunun ne düşündüğüne de bakılacak mı?
Peki, Kürtüyle, Türküyle müslüman olan bu toplumun İslami duyarlılığını hesaba katan var mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.