Egemen Bağışa dikkat
Biliyorum bugün heryerde Aziz Yıldırım konuşuluyor. Dün de özel yetkili mahkemeler konuşuluyordu.
Önceki gün Zana-Erdoğan görüşmesi, daha önce de Suriye ile Jet krizi.. Bayılıyorum ülkemin değişen gündemine. Biz gazeteciler olarak bile yetişemiyoruz. Halkın yetişmesini beklemek insafsızlık olur. Oysa bugünlerde bizim neyi konuşmamız gerekiyordu? Sivası mı.. Yıl dönümü ya. Unuttuk değil mi? Peşinden Başbağları da unutursak tam olur.. Yarın Srebrenitsayı da unuturuz böyle giderse. Zira hangi gündemi koyarlarsa önümüze oradan gidiyoruz. Oysa bugünlerde bambaşka bir şeyi konuşmak üzere bir yıl önceden sözleşmiştik..
AB DÖNEM BAŞKANI KİM?
Ara başlıktaki ifadeyi görünce hatırladı bir çoğunuz değil mi? Evet bu ay itibariyle yıl başına kadar, entegrasyon sürecinde olduğumuz ABnin dönem başkanlığını, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi devraldı. Geçen yıl bu zamanlar, bir yıl sonrası için projeksiyon yaparken, mangalda kül bırakmayanların, bugün hiç bir şey hatırlamaması ne kadar ilginç değil mi? O zamanlar sorduklarında, 1 Temmuz 2012den itibaren AB defterini kapatalım diyenler, bugün GKRYnin dönem başkanlığı koltuğuna oturduğunu fark etmedi bile..
EGEMEN BAĞIŞ FAKTÖRÜ
Neden hissetmedik GKRYnin dönem başkanlığını devraldığını? Çünkü rasyonel zeka ile işleyen bir AB Bakanlığımız var.. Ve rasyonel zekasıyla süreci yöneten bir bakan; Egemen Bağış.. Kuşkusuz uluslarası toplantılarda, duygusal zekasını gösterip adından söz ettiren bir isim Egemen Bağış. Geert Wilders ya da aynı partinin milletvekili Barry Madlener gibi isimleri, dünya kamuoyunun karşısında nasıl zor durumda bıraktığını hatırlarsınız. Wilders için, it ürür kervan yürür, Madlener için (İslama hakaret içeren karikatürleri vermeye çalıştığı sırada) onu münasip bir yerine koy(!) ve en popüleri oğlum bak git diye seslenen Egemen Bağıştan söz ediyoruz. Yani istediği zaman duygularıyla espri yeteneğini birleştirip, yeri yerinden oynatan çıkışlar yapan bir politikacı Egemen Bağış. Dolayısıyla eğer isteseydi, GKRYnin dönem başkanlığını da dünyanın gözü önünde Türkiyenin konuşulduğu bir şova dönüştürmek onun için zor olmazdı. En çok; 23 Nisanda büyüklerinin koltuklarına oturan çocuklar gibi görüyoruz GKRYyi değerlendirmesinde bulundu. Ve devam etti.. Nereye devam etti? Türkiyenin çıkarlarına ve menfaatlerine..
DONDURMAK YA DA DONDURMAMAK
Neticede, bugün AB ile ilişkileri dondurmanın pratik bir faydası var mı yok mu? Bizim gibi dışarıdan olayları inceleyenlerin fark etmediği nüans bu. Son tahlilde elbette Avrupa komisyonu ile yürütülen katılım müzakereleri devam edecek. AB üyesi ülkelerde de ilişkiler sürecek. AP ile de ilişkiler sürecek. Bugüne kadar GKRY ile herhangi bir diplomatik ilişkisi olmayan Türkiyenin bundan sonra da bir ilişkisi olmayacak. Bağışın bu en sancılı süreçte direksiyondaki farkını görmemiz gerekiyor. Kalın sağlıcakla.