Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Bu milletin nesi olursunuz?

Bu milletin nesi olursunuz?

Değerli Habervaktim okuyucuları;
Ali Bayramoğlu ve DPI ile ilgili haberlerimiz gündemdeki yerini koruyor.

“Ermenicilik yapılıyor demek mi faşistlik?” başlıklı iki hafta önceki yazımızda, şöyle demiştik:

“ ‘Hepimiz Ermeniyiz’ciler tek vücut olup, Habervaktim'e saldırıya geçtiler. Taraf'ından AGOS'una, Hristiyan Gazetesi'nden ANF'sine kadar…Bir tek Kaos GL'ciler eksik.”

Tahmin ettiğimiz isimler birbirleri ardına topa girerek, Ali Bayramoğlu’nun Ermenicilik yaptığını ve gizli toplantılarına katıldığı DPI’ın terör örgütü ile bağı bulunduğunu ortaya koyan Habervaktim’i “ırkçılıkla” suçluyorlar.

Yazı ve yorumlarıyla hep “Türkiye karşıtlarını sevindiren” bu tayfaya son olarak Ruşen Çakır dahil oldu.
12 Eylül darbe döneminin en ateşli Dev Genç’cilerinden, “Kemal” kod adlı Ruşen Çakır, Habervaktim’i “Bayramoğlu’na karşı ırkçı-faşist bir kampanya yürütmekle” itham etti.

Kendisi de Bayramoğlu gibi “Kürt sorunu” ile yatıp “Ermeni meselesi” ile kalktığından, olaya böyle yaklaşması gayet normal.

Değerli okurlarımız;
Bu tayfayla ilgili değerlendirmemiz ilk günden itibaren çok net:

Kim ki bunlar?
Bu aziz milletin nesi olurlar?
Elbette böyle konuşacaklar.


Bayramoğlu ve DPI ile ilgili yayınlarımız karşısında öyle gocundular, öyle gocundular ki…
Saldırıda bireyselliği aşıp organize de oldular.
Tayfadan 221’i biraraya gelip, Habervaktim’e karşı bir bildiri yayınladı.

221 imzacıyı tek tek incelediğimde “Bir tek Öcalan ile Sarkisyan eksik” demekten kendimi alamıyorum.

İşte o isimler:

Cengiz Çandar, Ahmet İnsel, Hasan Cemal, Ergun Babahan…

Azınlık bülteni Taraf’ın hemen hemen tüm yazarları…

Örneğin, Yasemin Çongar,

Örneğin, Roni Margulies.

PKK propagandasından mahkum olmuş Özgür Gündem adlı “gazete”nin hemen hemen tüm yazarları…

Birgün adlı “gazete”nin kimi yazarları…


Ermeni ve Yahudi cemaatlerinin tanınmış isimleri…

Örneğin İshak Alaton,

Örneğin AGOS yazarları…

"Komünizm ve Kürtçülük propagandası yapmaktan" 9 yıl hapse mahkum olan ve cezaevinden kaçan bir isim olan Taner Akçam…

Cem Boyner…

ECZACIBAŞI ailesinden Füsun ECZACIBAŞI...

“Bu topraklarda Türkler 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü” diyen Yazar Orhan Pamuk…

BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir…

BDP Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder…

BDP Milletvekili Sebahat Tuncel…

BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü…

BDP'den milletvekili adayı olan Baskın Oran…

Odatv davasında yargılanan Ahmet Şık'ın Avukatı Akın Atalay…

Taraf eski Yazarı Alev Er…

Aydınlıkçı Alp Orçun….

"Kürt Aydın" Tarık Ziya Ekinci…

Feminist Yazar Şirin Tekeli…

Listede Can Peker gibi TESEV'ciler de bulunuyor.

Listede ayrıca, Zaman yazarları Ermeni asıllı Etyen Mahçupyan ile ateist Şahin Alpay bulunuyor.

Liste bu şekilde uzayıp gidiyor.

Bu liste bile tek başına, Habervaktim’e karşı oluşturulan “cephe”nin iç dünyasını ortaya koyarken, bunu “doğru yoldayız”ın teyidi olarak değerlendiriyor ve yineliyoruz:

Bunların saldırıları Habervaktim’i alçaltmaz, aksine yüceltir.

Nitekim bu yönde gelişmeler yaşanıyor.

Bakın ne oldu:

Yeni Şafak’tan Abdülkadir Selvi, “Ali Bayramoğlu’na sahip çıkıp, Habervaktim’i karalayayım” derken, ikinci bir “Önder Sav Vakası”na imza attı.

Selvi bir taraftan “beni dinliyorlar” diyerek kendini önemli biri gibi göstermeye çalıştı, diğer yandan bu iddiası üzerinden Habervaktim’e ağır suçlamalar yöneltti.

DPI'ın, PKK ile bağını ortaya koyan haberlerimiz üzerine Galatasaray Üniversitesi'nin iptal etmek zorunda kaldığı ancak daha sonra başka bir mekanda gerçekleştirilen gizli toplantının davetlilerinden birinin de Abdülkadir Selvi olduğunu deşifre ederek, şöyle yazmıştık:

“A.S., Habervaktim'in ifşaatları üzerine okurlarından çekinerek, İstanbul'daki toplantıya katılmaktan son anda vazgeçti. Oradan bir kuyruk acısı oluştu Habervaktim'e karşı.”


(28 Nisan'daki toplantının üzerinden iki ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, bu bilgiyi Yeni Şafak okurlarından gizliyordu.)

DPI'ın o toplantıya kendisini de davet ettiğini bu yazımız üzerine açıklamak zorunda kalan bu şahıs, şöyle yazdı: “DPI'nın daveti bana gazetemizin santralinden bağlanan sabit telefonla ve gazetemizde ilan ettiğim mail adresi üzerinden yapıldı.”

Ardından da “Ama ben bunu yazmadım. Yani açıklanan bir durum değildi” diyerek, DPI üzerindeki gizliliği itiraf etti.

Habervaktim.com olarak bizim de başından beri “gizli işler çevirdiğini” ifade ettiğimiz DPI'ın basına kapalı toplantısına kimlerin davet edildiği bilgisine nasıl ulaştığımızı sorgulayan şahıs, gazetecilik başarımızı şu garip sorularla gölgelemeye çalıştı:

“Bunu hangi yöntemle öğrendiniz? Yeni Şafak Ankara Temsilciliği'nin santrali mi dinleniyor, yoksa benim kişisel cep telefonum mu? Ayrıca gazetedeki maillerim mi izleniyor?”

Oysa biz katılımcıların isim listesini bizzat Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga'dan almıştık.

Toplantıyı duyduğumuzda yani PKK'nın DPI üzerinden İstanbul'da toplantı yapacağını öğrendiğimizde, gazetecilik gereği toplantıya ev sahipliği yapacak mekanı aramış ve davetli listesini Rektör Bey’den almıştık.

Ama ünlü olmak için entelektüel yardakçılığı, PKK ve KCK övücülüğünü seçen bu şahıs, tüm bunları görmezden gelip “dinleniyorum” diye yaygara kopartarak, kendisini önemli biriymiş gibi göstermeyi seçti.

Aslında biz bunlara alışığız.

Önder Sav da benzer yaygarayı koparmış sonra rezil rüsva olmuştu.

Görüyorsunuz değil mi, diğer yandan da ayaklarına nasıl dolanıyor, yalanları, iftiraları…

Bu şahıs tüm yazılarını, haberlerini böyle yazıyorsa, “yazık” Yeni Şafak okurlarına…

Yazık ki ne yazık.



Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi