Şirk Nedir Müşrik Kimdir?
Bir vesileyle daha söyleyelim ki, bu ülkede çağın en büyük sorunu sahih bir imana sahip olarak yaşamak ve ölmektir.belki de bütün dünyada aynı sorun yaşanıyor maalesef.
Şirk Arapça "şerike" ve ondan türeme eşreke fiilinden alınmıştır. Manası ortak olma, eş ve denk koşma demektir. Dinde ise şirk, ilahın taaddüdüdür. Yani zatında, sıfatlarında ve fiillerinde Allah'a eş, denk, emsal, benzer ve ortak koşmak demektir.(Rağıb el-İsfahânî, el-Müfredât fi Ğaribi'l-Kur'an, II. 259.)
Kur'an ayetlerinden başka, çeşitli hadislerde ve ilmî eserlerde de şirk konusuna geniş yer verilmiştir. Allah'ın varlığına inanmakla beraber, birliğine aykırı olarak, ona ortak, denk, benzer ve eşit varlık kabul etmek şirk olduğu gibi, onun kudret ve tasarrufunda dahi yine O'na ortak kabul etmek şirktir.
Şirk'in diğer bir çeşidi de, yalnız Allah'tan beklenmesi gereken sonuçları, Allah'tan başka güç ve kişilerden beklemektir. Nitekim bir iki yazı öncesindeki makalelerimizde dinden dönen mürtedlerin nasıl müşrik durumuna düştüklerini görmüştük. İleriki yazılarımızda geniş olarak yine açıklanacaktır inşallah.
Bilindiği gibi insan, tarihin hiçbir devrinde küfür ve şirk denen zulmünü bırakmamıştır. Zira fıtratında biraz zalimlik vardır ve bunu terbiye ile gidermesi kendisine bir ödev olarak verilmiştir. Bu insanın imtihan alanlarından birisidir.
O fıtratı, yine fıtratında var olan bilgi, iman ve itaat ile iyiye ve hayra kaydıramayan birey ve toplumlar, Allahın dışında birçok mabutlar, ilahlar, tanrılar edinmiş ve onlara tapmışlardır. Bazen bu tapılan elleriyle yonttukları bir ağaç, bir taş olurken, ya da sıradan bir eşya olurken, bazen de asla erişemeyecekleri mesela bir güneş olmuştur, bir yıldız olmuştur. Rayından çıkan, fıtratını, tabiatını bozan insan, gerçekten de çok gülünç durumlara düşmüştür kimi zaman. Mesela helvadan put yapıp tapmış, acıkınca da yemiştir tanrısını.
Beşerin türlü dalaletleri var.
Putunu kendi yapar kendi tapar.
Bunu kim söylemiş biliyor musunuz? Tevfik Fikret. Hayret ki hayret. Bir taşa, bir oduna, bir bitkiye veya bir hayvana tapanlar ne kadar gülünçse, ruhlara, meleklere, mezarlara, krallara, konsüllere, meclislere tapanlar da o kadar gülünçtür.
Bütün bu şirklerin altında yatan, Allah Teâlâyı iyi tanımama cehalet ve gafletidir. Kahrolası nankör insanın zalimliği ce cahilliğidir bu.( Ahzab, 72; Abese, 17.)
Kendisi gibi bir insanı tanrılaştırması akılsızlığıdır.
Şirk'in zıddı tevhiddir. O da, Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmekle beraber, O'nun tasarruflarında tek kudret sahibi olduğunu, hüküm ve irâdesinin her şeyin üstünde bulunduğunu kabul etmektir.
İslâm dininde tevhid esastır. Hemen hemen bütün ibâdetlerin ana gayesi çeşitli konularda müslümanların arasında birliği sağlamaktır. Dünyanın her yerindeki müslümanların aynı ezanı okumaları, ibadetlerinde aynı kıbleye dönmeleri, aynı kitaptan ilim almaları, tevhidin birer göstergesidir. Şirk bunun tam zıddıdır.
Tevhid'in ana gayesi ve esas hedefi olan Allah'ın birliği hususundaki inancı zedelemek, O'na ortak kabul etmek demek olan şirk, en büyük ve anlamsız küfür kabul edilmiştir. Çünkü Yüce Allah Kur'an'da: "Muhakkak ki şirk büyük bir zulümdür"( Lokman, 31/13) diyerek, şirki bir zulüm olarak tanıtmıştır.
Nitekim şirke düşen insan, bu hareketiyle kendi nefsine zulmetmiş olur. Yine şirk göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların, maddenin ve hayatın zorunlu olarak teslim olduğu küllî bir kanuna, yani Allah'ın tek ilah ve Rab olduğu gerçeğine karşı gelinmekle, Allah'ın hakkını O'na teslim etmemek bakımından da bir zulümdür.
Şirk'e düşen insanın kendi şahsına zulmettiğini destekler mahiyetteki diğer bir âyetin meâli şöyledir:
Allah'a ortak koşmadan, halis olarak Allah'ı birleyenler olun. Kim Allah'a ortak koşarsa, o sanki gökten düşmüş de kendisini kuş kapıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir." (Hacc, 22/31)
Yüce Allah'ın şirk hakkındaki bazı âyetlerinin meâli şöyledir:
"Allah, kendisine ortak koşulmasını elbette bağışlamaz. O'ndan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, büsbütün sapıtmıştır" (Nisa, 4/116)
"Kitâb ehlinden ve (Allah'a) şirk koşanlardan kâfir olanlar, Cehennem ateşindedirler. Orada ebedî kalacaklardır. Onlar, halkın en şerlileridir" (Beyyine, 98/6)
Bir de küçük şirk dediğimiz riya vardır. Ama o, akaidin değil, ahlakın konusudur. Yazı uzar diye, onu şimdilik bırakalım inşallah.