Aynı tayfa, aynı kin
DPI’cılar yine sahnede.
Bir bildiri de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e karşı yayınladılar.
“BDP’nin Diyarbakır mitingini engellemek için uygulanan devlet şiddetinden utanç duyuyoruz” deyip…
Bakanın kellesini istediler.
Şahin’in kabahati ne?
14 Temmuz’da yapılması planlanan “BDP/DTK” kılıflı sözde PKK eylemini önlemesi.
Öncesinde bölgede uzun namlulu silahlar ve tabancalar ele geçirilmiş…
“Bu silahlarla kalabalığın üzerine ateş açılacak ve suç devletin üzerine yıkılacak. İsyan kıvılcımını ateşleyecekler…” şeklinde istihbarat elde edilmiş…
Umurlarında değil.
İstanbul’da tuttukları köşe ve kürsü başlarından “Miting engellenmemeliydi”, “BDP’lilere müdahale edilmemeliydi” deyip; devlete, Bakan’a, Hükümet’e kin ve öfke kusuyorlar…
Sözde “aydın bildirisi”nin, BDP’nin Meclis Grup Konuşması’ndan fazlası var eksiği yok.
Önceki haftalarda da Habervaktim’e karşı bir bildiri yayınlamıştı aynı tayfa.
Habervaktim’in kabahati neydi!
Ali Bayramoğlu gibi isimlerin gizli toplantılarına katıldığı DPI’ın, PKK ile bağı bulunan bir örgüt olduğunu ortaya koymamız…
Ali Bayramoğlu’nun Ermenicilik ve Kürtçülük yapıyor olmasını sorgulamamız.
Her iki bildiriyi de alıp, isimlere bakıyorum…
İsimler aynı, kusulan nefret aynı, dil aynı.
Kimi iri medyada, kimi muhafazakar bir gazetede, kimi ülkenin önde gelmiş bir üniversitesinde, pek çoğu Taraf, Birgün, Özgür Gündem gibi yayın organlarında, kimi bilmem ne barosunda…
Yazıp çizdiklerinde, konuşmalarında olayları hep PKK’ya yontan bu isimler, içinde bulundukları en hafif tabirle gafleti yüzlerine vurduğunuzda birlik olup saldırıya geçiyorlar.
Bildirilerine imzacılar hazır.
Bir merkez organize ediyor, yazıyor metni, altına imzacıların listesi ekleniyor.
Sonra servis ediliyor medyaya, “aydınlardan bilmem neye tepki” diye.
“Ucube”ye “ucube” diyen Başbakan Erdoğan’a karşı yayınlanan bildiri de bu tayfının işiydi.
“Hepimiz Ermeniyiz” diye böğürenler de bunlardı.
KKTC’de “Türk askerini işgalci ilan eden” de bu “aydın”lardan başkası değildi.
Hep diyoruz ya, “milli olan” ne varsa, yakıp yıkmaya yemin etmişler adeta.
Bu son bildirileri de bunun kanıtı.
Değerli okurlarımız;
Bu son tartışmalarla ilgili sizlerden mesajlar gelmeye devam ediyor.
Ağırlıklı olarak “Sizden Allah razı olsun. Barışı, diyalogu, masayı ağızlarından düşürmeyen bu aydınların gerçek yüzlerini, neyin gayretinde olduklarını sayenizde çok iyi görüyoruz artık” diyorsunuz.
yorumcu55 rumuzlu okurumuz aynen şöyle yazmış:
“Örneğin Ali Bayramoğlu’nun yazılarında verilmek istenen mesajı artık çok daha iyi anlıyorum. Önceleri kimi yazılarını garipsemekle birlikte demokratlık böyle bir şey demek ki, diye düşünürdüm. Ama şimdi o mesajların aslında neye hizmet ettiğini çok iyi görebiliyorum.”
Evet, değerli okurlarımız…
Takke düşmüştür, kel görünmüştür.
Ama bitmedi…
Mücadelemiz aralıksız sürecek.
Ülkemizin bugün belki de en büyük sorunu olan bu “kel bölücülüğün” korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz.
Bu noktada hiç endişeniz olmasın.