Ersoy Dede

Ersoy Dede

Büyükşehir Çalışıyor

Büyükşehir Çalışıyor

Dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın cami ile ilgili değerlendirmelerini nakletmiştim. Bugün de bir parça ulaşım sorununa değinelim istiyorum.

METROBÜS ÇİLESİ


İlk olarak Vatan Şaşmaz’lı reklam filminden söz ediyoruz. Hani evinden çıkıp makam aracı yerine metrobüsü tercih eden işadamının metrobüs keyfi (!)’ni anlatan o video.. Hepimizde, izlediğimiz zaman nasıl bir tebessüm oluşuyorsa, Başkan’da da aynı tebessümün oluştuğunu görmek beni rahatlattı. Açık söyleyeyim Topbaş’ın metrobüste yaşananları bilmediğini düşünüyordum. Çünkü bu işler öyle raporlarla şikayetlerle anlaşılacak gibi değil. Metrobüs kullanmayanın bilebileceği şeyler değil. 35 derece sıcakta açılmayan klimalar, durakta birbirini ezerek araca binmeye çalışan yolcular, araç içindeki tacizler neler neler.. Topbaş, her şeyin farkında. Çözmeye çalışıyor. Açılmayan klimalarla ilgili gelen şikayetleri aktardım Dahası bizzat; “şoförler yakıt tasarrufu olsun diye klima açmıyor olabilir mi?” bile dedim. İşgüzarlığından klima açmayan şoför var mı bilmiyorum. Ama Başkan, bizzat; “yakıtla ilgili kimseye tasarruf edin talimatımız yok. Klimaların da açık olması gerektiğini söyledik. Her durakta dört kapı birden açıldığından içerinin serinliğini muhafaza edemiyorlar” dedi. Öyle değilse bile benim bu yazımı okuyan metrobüs şoförlerinin haberi olsun istedim. Ve bir telsiz sistemi çalışması başlatacaklarını anlattı. Arka arkaya gelen araçlardan bazılarının bazı durakları pas geçeceği bazı duraklara boş araçların yönlendirileceği bir sistem. Örneğin iki otobüs Zincirlikuyu’dan, arka arkaya yola çıkıyor. Arkadaki boş. Üç – dört durak boyunca ikinci aracı hiçbir yerde durdurmayacaklar. Ve boş olarak örneğin, Okmeydanı durağından yolcu alacak. Teoride süper fikir gibi görünüyor. Umarım uygulamada da isteneni, bekleneni verir.


PEMBE METROBÜS


Sadece kadınların faydalanabileceği seferler ile ilgili olarak ise bir sosyolojik çalışmanın sürdüğünü öğreniyoruz Topbaş’dan. Zira konu masada. Tartışılan ise; “pembe metrobüsü değil de diğerini tercih eden (belki hızla işe yetişmek için bekleyemeyen) kadınlarımızla ilgili toplumsal baskı olur mu?” sorusu.. Biraz daha zaman var demek ki o düzenleme için. Metrobüs içindeki tacizciler için ise, özellikle yeni araçlarda daha fazla olmak üzere iç kamera sistemlerinin devrede olduğunu söylüyor Topbaş. Dolayısıyla yapılacak bir suç duyusurunda, metrobüs tacizcilerini ağır cezalar bekliyor. Ve bu tacizleri tespit etmek artık çok kolay..


DENİZ ULAŞIMI MESELESİ


Denizlerimizden faydalanma konusu, tıpkı İstanbul’da yaşayan herkesin olduğu gibi Topbaş’ın da gündeminde. Toplam ulaşım sistemleri içinde karayoluyla ulaşım % 85’lik, raylı sistemle ulaşım %10’luk deniz yoluyla ulaşım ise % 5’lik bir yer tutuyor. Peki mesela “Bostancı’dan bir arabalı vapur kalksa da Beşiktaş’a yolcu taşısa, olmaz mı?” diye soruyoruz. Her gün sokakta herkesin yaptığı yorumlar bunlar. Hepsinin hesaplandığı, denizde geçirilecek olan sürenin ve enerji kaybının daha yüksek olacağı sonucuna vardıklarını söylüyor Kadir Topbaş. Ve bir de ihtiyaca göre iskelelerin şekillendiğini hatırlatıyor. Örneğin Üsküdar ve Kadıköy bu konuda merkez. Çünkü yakın yerleşim yerlerinden toplu taşıma ile vatandaşlar oralara geliyor. Ama kentin kuzeyinde oturanlar için bu iskeleler hiçbir anlam ifade etmiyor.


RUMELİHİSARI İSKELESİ


Bir çalışmayı müjdeleyebiliriz deniz ile ilgili olarak. Yolcuların Rumelihisarüstü Son Durak’a kadar toplu ulaşım yoluyla getirilmesi, oradan feniküler (tünel) sistemi ile aşağıya Rumelihisarı İskelesi’ne indirilmesi ve gemilerle Anadolu Yakası’na taşınması fikri. Bu, projelendirme aşamasındaki bir çalışma. Tek problem iskele Belediye’de değil. Özel bir işletmeye müstecirlik verilmiş durumda. (Denizcilik İşletmeleri zamanında) Kontratı dolunca hemen devreye sokulacak işlerden biri bu. Bu örnekten yola çıkarak atılabilecek diğer adımları da siz düşünün. Şimdi buraya “Büyükşehir Çalışıyor” diye yazacağım ve yazıyı öyle bitireceğim.. Ne diyeceklerini biliyorum. Olsun. Neye inanıyorsak, onu yazıyoruz. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi