Yeni haritayı biz çizmeliyiz
Irak işgali, burada bir özerk Kürt devletinin doğmasına vesile olmuştu. Geçmiş dönemler siyaseti, bizde Kürt varlığını kabul etmezken Irakta da bu gelişmeye tâ Kürt meclisi açılmasından başlayarak her safhada karşı çıktı.
Irak Kürt devletiyle başlangıçta ihtilaflar, atışmalar yaşandıysa da Türkiye sonunda akıllı bir strateji güderek bölücü örgütü arkadan dolaşıp tecrit etti. Bugün Irak Kürdistanıyla Türkiye, çok sıcak münasebetler içindeler.
Kuzey Irak, sanki Türkiynin eyaleti.
Diğer yandan bugün Suriye sebebiyle yeni gelişmeler olmakta. Suriyenin Kuzeyinde bir buçuk milyon kadar Kürt nüfus bulunuyor. Baas rejimi, Kürtleri hukuken yok sayıyordu.
Zoraki bahar, Suriyede taşları yerinden oynattı. Bu ülke, parçalanmakla karşı karşıya. Beşar Esad, Lazkiye merkezli bir nusayri devleti kurmaya niyetlenince Kürtler de kuzeyde teşebbüse geçtiler. Ancak burada Suriye Kürtleri iki tesir altındalar. Biri Kuzey Irak Kürdistan, diğeri de malum bölücü örgüt.
Geriye çekilip haritaya baktığımızda manzara şu şekilde. Irak parçalanmaya gitmektedir. Küçük parçaları saymazsak burada devletleşme anlamında şii Araplar, sünni Araplar, sünni Kürtlerin varlığı söz konusu. Irak Kürdistanı hariç diğer bölgeler kan gölü. Kürdistan ötesi bölgede İran ağırlığını hisssettiriyor.
Suriyedeki manzara da benzer durumda. Burada da nusayri Araplar, sünni Araplar ve sünni Kürtler mevcut. Irak Kürt devleti şimdi Suriyede de Kürt devleti kurmakta. Bunu yaparken herhalde yarına yatırım yapıyor.
Irakta şiiler İran himayesinde. Bir parçalanmada devletlerini kuracaklar. Bu devletin İrana nisbeti, Suriye Kürdistanının Irak Kürdistanına nisbeti gibi olur. Nusayriler de Lazkiyede devletleşince geriye Sünni Araplar kalacak. Irakta da geriye sünni Arapların kalması gibi.
Türkiye, Irakın da Suriyenin de toprak bütünlüğünden yana. Artık bu resmi tez ciddi şekilde düşünülmeli. Harita değişiyor. Bunun başka türlü görülmesi zor. BOPtan sonra Irak işgali yaşandı. Arap Baharından sonra Suriye vakası gündeme geldi. Baktığımızda ikisi de aynı sonucu veriyor. Acaba bunlar, bir plan dahilinde mi gelişti, yoksa kendiliğinden mi oldu? Şayet, Arap Baharı, Suriyede biter, daha öteye gitmez ve batıya petrol veren dikta rejimleri, sevimli rejim sayılırsa bu demektir ki bugün parçalanmakla yüz yüze olan Irak ve Suriye bir planın mahsulüdür.
Ozaman Türkiye, bir oyuna gelip gelmediğini ciddi şekilde sorgulamalı. Sorgulamalı ve bu defa haritayı çizen el kendisi olmalıdır.
Bu iki ülkede nusayri ve şii devletler kurulacaksa Türkiye himayesinde sünni Kürt ve sünni Arap devletler de kurulmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.