Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Hakimler ‘Siyasi İktidarın Sopası’ imiş

Hakimler ‘Siyasi İktidarın Sopası’ imiş

Sopa yemeyen sopadan ne anlar...

Aslında Kılıçdaroğlu’na hakaret madalyası takmak lazım.

“Bizimkileri” mahkeme bırakmadı diye al sana hakaretler, tehditler...

Dilin kemiği yok ya...

Dışarıdan mahkemelere gazel okuyana bu millet nasıl olsa mesai ücreti de ödemiyor. Aksine, her dönem sandıkta yıkıyor... CHP her dönem yıkılır ama akıllanmaz, uslanmaz...

Bu bir tarihi CHP zihniyetidir. Mahkeme de olsa, bizim dediğimiz olacak.

Suçsuz diyorsak suçsuzdur, bırak diyorsak bırakılacak.

Bor’un pazarı geçeli çok olmasına rağmen, Kılıçdaroğlu hâlâ “yat uyu” alfabesi ile meşgul.
Hakimlere iktidarın “yargıçları” diyor.

Aslında “yargıç” ne demekse.

Hakimler kanununda “yargıç” diye bir kelime yok.

Kılıçdaroğlu, bilmemiş olabilir, yanındaki hukukçulara sorsun ve öğrensin, 2802 sayılı kanunun adı “Hakimler ve Savcılar” kanunudur...

O bakımdan, yargılama yapanların önce adını doğru koyalım, değilse bu yargıç kelimesi tersten okunduğunda başka anlamlar çıkar, komik olur...

Ana muhalefet anayı da tanımıyor babayı da... Silivri’deki kapalı cezaevine “Toplama Kampı” diyor. Dediğimiz olmuyor diye neler söylemiyor ki...

“Bu yargıçlar da yargıç cübbesi giydiklerinde yargıç olduklarını sanıyorlar. Bunlar yargıç değiller, siyasi iktidarın sopasıdır. Sopa görevini yerine getiriyorlar.”

Erenlere salla deyince bu kadarı da fazla.

Eskiler öyle derdi, diline eşek arısı soksun senin hemi!

Muhalefet aslında balarısı olmalı, acı değil, tatlı konuşmalı.

Muhalefet lideri acısından demek istiyor ki, bu hakimler delil olmadan, keyfi tutukluyor. Hatta Başbakan tut deyince tutuyorlar, sal deyince salıyorlar...

Hadi yargıda bir kısım yanlışların olduğunu kabul edelim, ki mutlaka oluyor, ama bu kadar hakim ve savcıyı itham altında bırakmak (bunların içerisinde sosyal demokrat görüşte olanlar da vardır) bilen işi değil, ayak takımı işidir. Boyacı muhabbeti...

Eskiden mahalle kahveleri vardı, şimdi gidin bakın orası da düzen değiştirdi.
CHP’nin düzeni bir türlü değişmiyor... Nasıl olsa İş Bankası hissesi para basıyor, yap hakaretini ödesinler tazminatını... Kaybedeceğin bir şey yok... Yine de merakım tuttu, ey hakimler, sizler gerçekten Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi misiniz?

Milli iradeye saygınız yok mu?

Veya sopa mısınız?..

Değilseniz, ses verin... Gereği neyse yapılsın... Giydirmenin bu kadar ağırı, eski hakim ve savcı olmam nedeniyle kanıma dokunuyor, şu anda görevde olsaydım hemen dava açardım, suç duyurusunda bulunurdum. Duruşmada azıcık ileri gideni tutuklayan hakimler, okkalısına herhalde kayıtsız kalmazlar... Yok öyle yağma, elinde en ufak bir delil olmadan hem suçlama, hem de hakaret hakimlik mesleğine saygısızlıktır. Başta HSYK tavrını koymalıdır.

Silivri diye tutturdular... Önümüzde Sivas mahkûmları var...

Bu millet Sivas davasının seyrini çok iyi biliyor.

Silivri’ye kimseler müdahale etmiyor ama, Sivas davasında Türkiye Barolar Birliğinden tutun da ne kadar derincilerle ilişkisi olan kuruluş varsa hepsi mahkeme salonlarına dolmuştu.
Estiler, savurdular, köpürdüler... Mahkemelere baskı, hakimleri tehdit mi ararsınız hepsi oldu.
Madımak Danıştay cinayeti gibi bir senaryo. Kurşunlanarak mı öldürüldüler, dumandan mı boğuldular iddiası gündemde, yakında inşallah bu sır perdesi kalkarsa altından hangi çapanoğlunun çıkacağını hep birlikte göreceğiz. Çırpınanların neden çırpındığını, hakimlere saldıranların neden saldırdığını göreceğiz... Öyle ya, neticede bazı koltuklar bir şantaj sabahı beleşten kapıldı.

Be ağabey, şantajlar bizim işimiz!..

Koydurursun adamın kaçamaklı yatak odasına bir kamera, ertesi sabah kendini başkanlık koltuğunda bulursun... Az kaldı bunların da sırrı çözülecek.

Bu millet kimin sopa, kimin davul olduğunu yakında görecek inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi