Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Sorumlulukları dengeli paylaşmak

Sorumlulukları dengeli paylaşmak

Fıtratı medenî olan insan başkalarının yardımına ihtiyaç duyacak şekilde yaratılmıştır. Aciz ve zayıftır aynı zamanda. Bu acizliği, fakirliğidir ki, bir arada yaşama, yardımlaşma, dayanışma mecburiyetindedir.
Aile, ortak bir hayat alanıdır.
İşte, evliliklerde en çok yaşanan sıkıntıların başında yardımlaşmanın gereği gibi olmaması gelir. Çoğunlukla bütün yük anneye kalır, kimi zaman da babaya. Fedakâr ve feragat sahibi olan kadın annelik duygusuyla her işin üstesinden gelmeye çalışır. Fakat onun da bir sınırı vardır. Bir noktadan sonra ipler kopabilir.
Oysa, erkek, haftada bir gün dahi olsa eşine soluk aldırmakla ona yardımcı olabilir. Meselâ yemek yapma sorumluluğunu bazı günler alabilir. Çarşıya, pazara çıkar, evin eksiklerini gidermeye gayret eder. Bulaşıkları makineye dizebilir. Gece yarısı bebeklerine bakabilir. Eşinin zorlandığı işlerin bir kısmını kendisi yaparak, onun sorumluluğunu hafifletebilir.
Diğer taraftan, bazen çocukların eğitimi ve sâir konuları babanın üzerinde kalabilir. Yani, dış işlerin ağırlığında çalışırken, ev işlerini de üstlenmesi, onu bunaltabilir. Burada iyi bir mesai taksimi yapmak gerekir.
Kadın, “müdir-i dahili” dediğimiz sorumlu müdürdür. Ev idaresinden çocuk eğitimine kadar olan iç işlerini üstlenmeli. Zira, çocuğun en büyük ve ilk hocası annesidir. Fıtraten bir eğitimci ve düzenleyici olarak yaratılmıştır anne.
Bütün bunları yaparken Allah rızasını gözetirlerse eğer, hem sadaka vermiş hükmünde olur, hem de sevap kazanırlar.
«««
Aile içinde sorumlulukları paylaşma ve dayanışma dersini, kâinattan da alabiliriz:
“Kâinatın mevcudatı, envâları en muntazam bir fabrika çarkları gibi birbirine muâvenet [yardım] eder, birbirinin vazifesini tekmile [tamamlamaya] çalışır. Öyle bir tesanüd [dayanışma], öyle birbirine muavenet, öyle birbirinin sualine cevap vermek ve birbirinin imdadına koşmak ve birbirine sarılmak, birbiri içine girmek suretiyle öyle bir vahdet-i vücut [tek bir vücut] teşkil ediyorlar ki, bir insanın cesedindeki unsurlar gibi, birbirinden kabil-i tefrik [ayrılması mümkün] olmaz.” (30. Lem'a, 4. Nükte)
Dostluk ve dayanışma dersini, kubbe ve kemerli yapılarda bir araya gelen taşlardan da alabiliriz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi