Halep orada, sen neredesin be?
Basın tarihimizin en muhteşem, çarpıcı, şoklayıcı ve zonklatıcı manşetini okuyabilmek için, Taraf jurnalinin sahaya-i neşriyata çıkmasını beklememiz gerekiyormuş...
İki asırlık intizar sona erdi! Bizler o kadar şanslı ceride sever kaarileriz ki, böyle super quality bir gazetenin neşredildiği bir devri idrak ediyoruz.
İlk işaretleri, Radikalde layt-kürtçü haberler tertiplemekle maruf Cevcet efendi verdi.
Güneydoğumuzda bir kaza merkezinde devletimiz bir zamandır kontrolü kaybetmişti. Bunu BBP, PeKeKe ve hatta DDT doğruluyordu! Devlet de bu durumu bir türlü açıkla(ya)mıyordu. Elbette vatandaşın bilgilenme hakkı vardı....
Demek ki bu kripto jurnaliste kuvvetli telkinler ulaşmış ve olacaklar olmuş gibi bildirilmişti.
O aslında şunu bekliyordu: Operasyon öncesinden çok bilmiş bir eda ile, ben dememiş miydim? afisi kesmek!
Evet düşman senaryoyu yazmış, oyunun sonunu da uzantılarına, eklentilerine bildirmişti...
Düşmanın kahramanına can feda, onunla iftihar edilir! Hain değildir, kancık değildir. Kimsenin taşeronu değildir... Öyle düşmanı öp de başına koy... Tabii PKKnın böyle sıfatlara sahip olması asla ve kata mümkün değil, olduğu an kendini feshetmesi gerekir!
Cevcet habire soruyor:
Şemdinlide neler oluyor?
Cevcet senaryonun gerçekleşeceğine iman etmiş. O edayla sorguluyor. hakikati benden saklayamazsınız ha!
Bir süre sonra ne olduğu ortaya çıktı. Hainler Suriyedeki Baasçı ağababalarına destek olmak maksadıyla bir dağ kasabasını ele geçirip bayrak dikeceklermiş!
Kuzey Irak, Kuzey Suriye ve Güney-Doğu Türkiye!
Bunun için neredeyse bir yıldır hazırlık yapıyorlarmış...
Planı bilenler, ufak ufak kamuoyunu yoklamaya başlamışlar. Haberler, yazılar ve hatta manşetler bile hazır...
Hay Allah!
O kadar zahmet çektik, kafa patlattık, müthiş bir manşet bulduk. Şimdi ziyan mı olsun yani?
Halep oradaysa Şemdinli burada!
Bu müptezel, ilaveten mürezzel, dahası iğrençlik numunesi sevinç çığlığı insanın hangi uzvundan fırlar?
(Little DAltan birader cevabını hatıralarını yazdığı, ahir ömründe verir her halde!)
Evet, Halep orada! Son ittihatçılar yani Baas rejimi ölüm kalım savaşı veriyor. Ölüm kesin, kalım her hâlde imkânsız...
Halep, bu zulüm rejiminin anıt kabrini inşa ediyor.
Peki Şemdinli ile Halep arasında ne gibi bir benzerlik bulunabilir?
İki isimde de l harfi bir defa geçiyor. Ha! eler de bir tane! Daha fazlasına ihtiyaç yok ki!
Şemdinli gerçekten düşse idi, bu müptezeller, bu ahlâk yoksunları hangi kınaları nerelerine yakacaklardı?
Bu düşmanlık kime?
Ülkeye mi, devlete mi, millete mi?
Her halde hükümete!
Başbakan Tayyip Erdoğana!
Ona bir türlü diş geçiremediler, yön veremediler. Yular takamadılar. Yıkamadılar. Başarısız kılamadılar. Bu basın tarihinde ilk defa oluyor. Hayır buna bir çare bulmak lâzım!
Bir yolunu bulup (temiz olması şart değil, her türlü pisliği barındırabilir) ondan kurtulmak elzem!
Bunun için BDP ile, KCK ile ve hatta PKK ile bile yatağa girerler!
Girdiler nitekim: Gerdekte kulaklarına fısıldananı manşet yaptılar!
Şemdinli fiyaskosu karşısında yine aynı nakaratı tekrarlıyorlar. Neden bilgilendirilmiyoruz?
Devlet belki de bilerek açıklama yapmıyor!
Belki yüzlerce terörist öldürüldü!
Birden açıklanması gerekmeyen bir rakam var belki de ortada...
Belki işin ucu bir yerlere gidiyor... Şimdilik açıklanması gerekmeyen bir yerlere...
Evet! Halep orada! Orada bir millet ölüm kalım savaşı veriyor ve Baas zulmüne topuna, tankına, tayyaresine rağmen karşı duruyor.
Sen Halepin Baas zulmünden kurtulmasından memnuniyet duyacak mısın?
Sanmam! Böyle bir hissiyatın olsa idi, Şemdinlide yapılmak isteneni lânetlerdin, eğer elinle bir şey yapamıyorsan, dilinle men etmeye çalışırdın...
Halep orada, sen neredesin be?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.