Gelmiş geçmiş en iyi yetişmiş genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök'ün Silivri'de şahitlik yapmasıyla YAŞ toplantısının aynı günlere denk gelmesi manidardır. Hilmi Paşa'nın şahadeti, Yüksek Askerî Şûra'nın darbeye karıştıkları ithamıyla cezaevinde bulunan üst rütbeli subaylar hakkında verdiği emekliye sevk kararına ciddi bir destek olmuştur.
Hilmi Paşa, iki gün süreyle on buçuk saat tutan şahitlik yaptı. Önemli tesbitlerinden biri, 2004 yılında genelkurmaydaki bir toplantıda KK Komutanı Aytaç Yalman'ın hükümete muhtıra vermeyi telaffuz ettiğini açıklaması oldu. Diğeri ise Balyoz adı verilen harp oyunlarının haddini aşarak gerçek kişiler yani iktidar üzerine yöneldiğini ifade etmesidir.
Şahadetinde üçüncü mühim olansa devrin ABD dışişleri bakan yardımcısının kendisinden AK Parti hükümetine baskı yapmayı istemesidir...
Hilmi Özkök, yurt dışındaki harp akademileri dahil girdiği bütün okullardan birinci olarak mezun olmuş, yüksek başarı sahibi düzgün bir askerdir. Türkiye, bugünkü refah, huzur ve istikrarını kimlere borçlu ise onlardan biri de sayın Hilmi Özkök'tür. Hilmi Özkök yerine ordunun başında maceracı, Çankaya düşkünü bir sorumsuz olsaydı alt kademenin kendini darbeye zorladığı o günlerde her şeyi mahvederdi.
İşbaşında iken açık veya kapalı tehditler eksik olmadı. Hilmi Paşa'nın öğle yemeklerini sefer tasıyla evinden getirdiğini daha o zaman yazmıştık. Hatırlanacağı gibi bir ara pilot kıyafeti giyinip uçak kullandı. Denizci kıyafeti giyip denizaltıyla suya daldı. Bunları şunun için yapıyordu, darbeciler, Hilmi Özkök, genelkurmay başkanı kaldıkça darbe yaparak "gerici" iktidarı deviremeyeceklerini anlayarak yollarındaki engeli bertaraf etmek maksadıyla komplo düzenlemeye kalkıştılar. Bu maksatla O'nun rüşdünü yitirdiği iddiasıyla bir rapor tedarik edeceklerdi. İrade ve melekeleri bozuk birinin uçak ve denizaltı gibi son derecede zor taşıtları kullanması mümkün müdür?
Tertibi haber alan Paşa, oyunu bozmuştu.
Şimdi o darbeciler, sadece tutuklu değil, aynı zamanda emekliler. Bu emeklilik, ağır darbe oldu. Bundan böyle kendini milletin üstünde gören birtakım rütbeli insanlar, darbe yapmaya kolay kolay teşebbüs edemezler.
Yunanistan darbecilerini yargılayıp içeri attı.
Şili aynısını yaptı.
Bizde dokunulmazlıkları vardı.
Şimdi o imtiyazlar bitti.
Fakat bitmeyen bir şey var: Güneydoğu'da bu ihtilaf niçin azdı, ihanet niçin taraftarını çoğalttı?
Kürt ihtilafının devam etmesi kime ne kazandırdı?
Bu sorular, cevabını bulursa mümkündür ki Kürt meselesi o zaman çözülür.