PKK PR'cıları
Bölücü terör örgütüne destek ille eline silah alıp dağa çıkmakla mı olur;
Mehmetçiğe kurşun sıkmakla mı olur?
İlle açıktan “yaşasın PKK, mücadelesini haklı buluyorum” demekle mi olur?
Terör örgütünden “bir gerilla hareketi” diye söz etmek, PKK’ya destek olmak değil midir?
Örgütün kalleş eylemleri karşısında sessizliğe bürünürken, TSK operasyonlarını eleştirip, barışsever kesilerek “silahlar sussun” açıklamaları yapmak PKK’ya destek olmak değil midir?
Terör örgütünün eylemlerinde, planlarında “haklılık payı bulunduğunu” ima etmek dahi PKK’ya destek değil midir?
Ülkede dillendirilen kimi “haklar”dan söz ederken, lafı evirip çevirip PKK’ya getirip, örgütü bu hakların teslimi için mücadele ediyor gibi göstermek teröre destek değil midir?
Terösitbaşı’nın, PKK elebaşlarının açıklamalarını, herhangi bir siyasi liderin, STK temsilcisinin, grubun başkanının demeçleri gibi sunmak terör örgütüne destek değil midir?
Örneğin “PKK’ya/KCK’ya yardım ve yataklıktan” tutuklanmış bir akademisyen için “koskoca prefesör” demek örgüte destek değil midir?
Terör örgütü ile ilişkileri artık gün yüzüne çıkmış BDP’li Belediye Başkanlarınını; Özgür Gündem ve benzeri “haber” kanallarında çalışıyor gözüken kimi isimlerin tutuklanıp yargı önüne çıkarılması karşısında “siyasiler tutuklanıyor”, “gazeteciler tutuklanıyor” diye yaygara koparmak PKK’ya destek değil midir?
Değerli Habervaktim okuyucuları;
BDP’lileri geçtik…
Maalesef medyamızda PKK adına PR yapan çok sayıda yazar, aydın bulunuyor.
Medyamızdaki bu yazar ve aydınlar bir taraftan örgütün kanlı eylemlerini perdeliyor, diğer taraftan örgüte stratejik taktikler veriyor..
Bu şekilde himaye ettikleri örgüt adına kamu diplomasisi yapan, devleti terör örgütüne karşı taviz vermeye çeken yazar ve aydınlarımız bile var maalesef.
Ve bunlar o kadar pervasızlaşmışlar ki, “kardeşim ne yapıyorsunuz” dedin mi, bir taraftan “ifade özgürlüğü”nden dem vurup, sizi “cahillikle”, “faşistlikle” suçlayarak, üste çıkmaya çalışıyorlar.
Diğer taraftan da bir iki “derin” komployu delil göstererek “hedef gösteriliyoruz” diye kendilerini acındırmaya çalışıyorlar.
Ardından “Devletçi yaklaşım” diyerek, devletçiliği bile (ne alaka ise) suç kategorisine sokmanın gayretine girişiyorlar.
Tüm bu moda suçlamalar karşısında halen sinmedin, “kardeşim ne yapıyorsunuz” diye sormaya devam mı ediyorsun?
Orda da önce küfre başvuruyorlar…
Sonra da sirayet ettikleri “hatırı sayılır” yerler eliyle dilini koparmaya, kalemini kırmaya çalışıyorlar.
“Medyada PKK adına PR yapmak” da bu oluyor zaten.
Değerli Habervaktim okuyucuları;
Cengiz Çandar ile ilgili haberleri okuyorsunuz.
PKK paravanı olduğu ortaya çıkan DPI adlı Londra merkezli örgütün tertiplediği gizli toplantıların müdavimlerinden biri olan Cengiz Çandar, Taraf adlı gazetenin de desteği ile Akit’e, Habervaktim’e saldırıyor.
Akit’te önceki gün “Cengiz Çandar’ın PKK ve Öcalan propagandası yaptığı”yla ilgili bir haber çıktı.
Haberin kaynağı, yıllarca Kandil’de PKK yöneticiliği yapmış ve şimdilerde hapiste cezasını çeken bir isim.
Örgütü ve destekçilerini çok iyi bilen bu isim, Çandar’dan için “PKK'yı ve PKK şefini en fanatik PKK'lıdan daha fazla övüyor, abartıyor” diyor.
Bu haber sitemizde de geniş yer aldı.
Çandar, yukarıda aktardığım süreçte olduğu gibi, iddilara cevap vereceğine Akit’i ve Habervaktim’i önce “faşistlikle” suçladı, ardından küfre başvurdu.
Dün de Taraf adlı gazeteye koşmuş…
Ve PKK’nın yayın organı fıratnews de konuyla ilgili haber yapmış.
Fıratnews ve Taraf ile bir olup Akit’e ve Habervaktim’e saldırıyorlar.
Çandar’a ilk desteğin geldiği yer bile bize “ne kadar isabetli bir yolda olduğumuz” hissini veriyor ve tartışmayı noktalıyor aslında.
Ama yine de sormak istiyoruz:
Yalan mı Cengiz Çandar? PKK'yı ve PKK şefini en fanatik PKK'lıdan daha fazla övüyor, abartmıyor musun?
*İngiliz Avam Kamerası'nda “Ben de PKK olsam silahlarımı teslim etmem” diyen sen değil misin?
*Katıldığınız gizli DPI toplantılarında bir bildiri yayınlayıp şöyle bir karar çıkartabilir misin: “PKK bir terör örgütüdür…”
*DPI toplantılarında kimin ne konuştuğunu neden açıklamıyorsun?
*DPI legal bir kuruluşsa neden Galatasaray Üniversitesi'nin iptal ettiği toplantıyı Cezayir lokantasında yapmak zorunda kaldınız?
*Dağlıca'da 8 şehit verdiğimiz gün Galler'de düzenlediğiniz “bölümmüş toplumlarda anayasa” konulu DPI toplantısıyla amacınız bu ülkenin birlik ve bütünlüğü müydü?
Şu sözler sana ait değil mi: “PKK'nın gücü şuan Çukurca baskınından veya falanca yere mayın koymaktan gelmiyor. Siyasi alandan geliyor. PKK silahları teslim etsin olmaz. PKK elinde silahları olduğundan siyasi anlamda da güçlü. Ben PKK olsam ben de silahlarımı teslim etmem. Ben vazgeçtim alın silahları demek teslim olmaktır. PKK bunu yapmaz. PKK'nın silahlarını teslim etmesinin gerçekçi olmadığını, şuan ki siyasi gücünün kaynağının da silahlarının elinde olmasından ötürü olduğunun farkındayım.”
Değerli Habervaktim okuyucuları,
Cengiz Çandar’ı aslında en iyi Yeni Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez, bilir.
Terör konusundaki hassasiyetini takdirle karşıladığım; “milli duruş” örneği olarak gördüğüm; bu duruşundan ötürü de kimi liberal yazar ve kompleksli meslektaşları tarafından hedef haline getirilmek istenen Yener Dönmez bir yazısında, Çandar’ın “PKK silahları teslim etmez. Ben PKK olsam ben de teslim etmem” cümlesini şöyle yorumluyor:
“Çandar'ın bu tespiti PKK'nın silahlı terörünün haklı bir gerekçeye dayandığı kabulünü yansıtıyor…”
Cengiz Çandar’ın “Ben vazgeçtim alın silahları demek teslim olmaktır. PKK bunu yapmaz” sözüne yorumu ise şöyleydi:
“Aslında PKK yapmamalı diyecek de diyemediği için damardan girerek, ‘teslim olma’ vurgusuyla PKK'nın algısına operasyon yapıyor…”
“PKK'nın siyasi gücünün kaynağı silahlarının elinde olmasıdır” diyen Çandar’ın bu sözüyle de aslında BDP’lilere “Ey BDP'liler, PKK silahı bırakırsa sizin siyasi gücünüz sıfıra iner, sakın yapmayın” demeye çalıştığını ifade ediyordu, Yener Dönmez.
Sonrasındaki yaşanan gelişmeler, bugün gelinen nokta ne kadar doğruluyor Yener Dönmez’i.
Bu vesileyle medyanın milli kalemi Yener Dönmez’e sizler adına teşekkürü bir borç biliyorum.
Değerli Habervaktim okuyucuları;
Terör PR’cılarının peşini bırakmayacağız.
Bunların gerçek yüzlerini bir bir deşifre etmeye devam edeceğiz.
Bizi izlemeye devam edin.