Hatırlarsanız Hasan Doğan kardeşimizin vefatından sonra icraatlarını dile getiren değil, iki çocuk babası mükemmel bir aile reisinin aramızdan ayrılışıyla verdiği kederi ve üzüntüyü yazmıştım. Yüz küsur günlük bir görev süresinin hele hele bu görev Futbol Federasyonu gibi ateşten bir gömleğin içindeyse kesin yargıya varılamayacağını dile getirmiştim. Ama ne yazık ki artık yağcılıktan vıcık vıcık hale gelmiş Türk spor basını yanına diğer köşe yazarlarını da alarak çok yakında meydana çıkabilecek hataların, yanlışların hatta ayıpların getireceği hayal kırıklığının farkında değillerdi. Sanıyorum Doğan federasyonunu eleştirebilmek hakkı sadece bu satırların yazarının ellerinde kalabilmişti.

Aurelio'nun Fenerbahçe'nin malı olduğunu açıklayan Doğan Federasyonu'nu sadece yine bendeniz tefe alırken ardından Türk hakemliğini yerle bir edecek bir büyük ayıp patlayıverdi. Hikaye şu: FIFA kokartlı hakemlerimizden ama Doğan federasyonunun aforoz ettiği Bülent Demirlek Intertoto kupasıyla ilgili UEFA'dan ismen görev almıştı. Tabi görev alan başka hakemlerimiz de vardı. Ne yazık ki günümüz futbol federasyonu görev alan hakemlerin isimlerini açıklarken Bülent Demirlek'i unutuyordu. Acaba mı? Bence kasıtlı davranmıştı. Nitekim Bülent Demirlek, THY'den biletini alıp yardımcıları ve dördüncü hakemle maçı yönetmek için uçağa binmek üzereyken UEFA'daki görevinin futbol federasyonumuzca daha doğrusu federasyonun başvurusu ile iptal edildiğini öğrenmiştir. Yani UEFA bir Türk hakemine bir Avrupa kupası maçında ismen görev veriyor, bizim federasyon bu kutsal görevin verilişini kamuoyundan saklıyor. Bununla da yetinmeyip UEFA'ya başvurarak Demirlek'in Türkiye'de bir kaç aydır görev yapmadığını öne sürüp görevden alınmasını talep ediyor. Türk hakemliğine bundan daha yıkıcı bir darbe vurulabilir mi? Bakalım 143 günlük icraatları göğe çıkartanlar Türk hakemliğine indirilen bu ağır darbenin yorumunu nasıl yapacaklardır.