Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Kimin dindarısın beybaba!

Kimin dindarısın beybaba!

Mahalli seçimler yaklaştıkça CHP’nin Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu, siyasi havayı dindarlar mahallesine doğru estirmeyi sıklaştırdı.
Kurumuş göle maya, ya tutarsa...
Erenler demek istiyor ki bizim dindarlığımızda tuzlama da, haşlama da yok...
Karışık salata yeterli...
CHP dindarlığı!
Eskiler derlerdi, “can çıkar da huy çıkmaz” ...
Geriye doğru bakın, göreceksiniz bu oyun yeni oyun değil, eskiden de birkaç sefer oynandı.
MSP-CHP koalisyonu kurulmadan önce CHP grubu mecliste dindarlık atağına kalkmıştı.
Gözlerimize, kulaklarımıza inanamadık.
Sanki eski CHP gitti yenisi geldi!
Konuşmacıları görseydiniz; ayetler, hadisler...
Meclis kürsüsü CHP hatipleri sayesinde cami gibi olmuştu.
Benim aklımda kalanlardan İsmail Birler, kürsüden birkaç hadis okuyarak MSP’yi aklamış, Adalet Partilileri “gerici- tutucu” olarak nitelendirmişti...
Ecevit’in meşhur “tarihi yanılgısı” Milli Selamet Partililer için söylenen bir sözdür.
Maksat, Erbakan Hocayı memnun edip başbakanlık koltuğuna oturmak.
Nitekim Ecevit o koltuğa oturdu, ama aynı Ecevit Ana-Sol Me koalisyonu döneminde başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’ya kükremişti.
“Bu hanıma haddini bildirin, devlete meydan okuyor...”
Merve Kavakçı’ya, Mesut Yılmaz ile Bahçeli sayesinde haddi bildirildi; hem milletvekilliği gitti, hem de vatandaşlıktan acilen tart edildi.
İşte CHP’nin dindarlığı... İşte CHP’nin koyunu sonra çıkar oyunu....
Baykal da aynı telden çaldı ama tutmadı.
CHP bu, bir taraftan çarşafa rozet takarken, diğer taraftan laiklik adına fakülte kapılarında zorba örtü düşmanlığını yapar. Başörtülü öğrencileri merdiven altı işkencesine tabi tutan Nur Serter denilen hanım bu işleri iyi bilir, herhalde partinin Kemalist ideolojisine zarar veriyor diye Kılıçdaroğlu ile aynı kafada değildir. Veya tecahül-i arif yapıldığının farkında...
Gençler bilmeyebilir, ama benim yaşımda olanlara soralım.
Ezanı 18 yıl kim yasakladı?
Risale-i Nur okuyanları yıllarca kim hapse tıktı?
163 denilen işkence ceza maddesi kimin eseridir?
Hatta Latin tohumu laiklik...
Bu ülkenin öz insanı olan Müslüman kadınları yıllarca kim horladı, kim aşağıladı, kim işe almadı, kim kamu alanlarına sokmadı?
CHP derler buna...
Hatta Kemalist siyaset de diyebilirsiniz.
Bu siyasetin kuralları böyledir, köprüyü geçinceye kadar...
1950 öncesinde cenazeleri yıkayacak görevli bulunmayınca o zamanın CHP’si, cenaze yıkayan imam yetiştirmek için birtakım İslami kursların açılmasına müsaade etmiş olsa da halk bu numarayı yutmadı. 1950 seçimleri Şef’in son durağı oldu...
Dedik ya, bu bir Kemalist politikadır, 1924 öncesi Mustafa Kemal’in söyledikleriyle, 1924 sonrası yaptıklarını karşılaştırın. Hiç alakası yok...
Kılıçdaroğlu, kapılarının herkese açık olduğunu söylemekle kapılar açılmaz, her politikacı bu kaypak cümleyi kullanır ama gel gör ki bu halk lafa değil, eyleme bakar.
Eylemin ne senin?
“Ey AK Parti, inanç bazında (örtünme de dahil) ne kadar yasaklama, kısıtlama varsa getir kaldırmaya ben varım” diyebiliyor musun? Yoksa, bir harman laf, gerisi laiklik salatası...
Yine de ne yalan söyleyeyim, Kılıçdaroğlu Hz. Muhammed(sav)’e inanan herkesi devrimci ilan ettikten kere ben de az da olsa rahatladım.
Of be devrimciymişiz...
Halbuki Batı Çalışma Grubu’nun fişlemesinde “irtica yanlısı hakim” yazıyor...
Benim ismimin altında Doç. Recep Akdağ (şimdiki Sağlık Bakanımız).
Ona da aynı cümleyi kondurmuşlar...
Görüyorsunuz ya, her şey siliniyor da hafızalar silinmiyor... CHP Genel Başkanı eski havalarda meydana çıkınca, Ecevit’in “tarihi yanılgı” deyip de 28 Şubat kazığını bu millete soktuğu günler aklımıza geliyor. Sonra da Öcalan’ın ipten kurtarılma hikayesi...
Kılıçdaroğlu... “Nenen çaruk giyerdi bunları unuttun mu?!.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi