AK Parti... İyi ama bunlara -da- dikkat!..
Türkiyenin her durumda Erdoğanın yöneteceği AK Partiye ihtiyacı var.
Bu on yıllık dönemde olmaz denilenler oldu.
Misal; on bir sene evvel bir teğmeni yargılamak bile büyük meseleydi.
Devleti yönetenlere kameralar önünde küfreden generallerin terfi ettirildiği günleri gördük biz!..
AK Partinin artıları için yarım kilometrelik bir köşe lazım.
Eksileri için ise yüz metrelik bir yer ihtiyacı da yok değil.
Bazı önemli meseleler var, Sayın Başbakanın ilgilerine sunayım:
1- Bu sınav işleri fena halde kafa bozuyor, güven dağıtıyor. İşte şimdi de, KPSS sınavında, soruların aşırıldığı iddiaları. Bunlar doğru olmayabilir, tezgah da olabilir, adli konu. Ama her sınavın tartışmalı hale gelmesine de bir dur demek lazım. Erdoğan kovayı doldurdukça birileri boşaltıyor. Sınav beceriksizlikleri, Ergenekonun değirmenine su taşıyor!.. ÖSYM hükümet değil ama, hükümet gibiymiş algılanıyor!.. Aman dikkat!..
2- Eğitim sistemi fecaat; veliler ve öğrenciler sınav yorgunu, okullarda Türkçe bile öğretilmiyor, eğitimimiz hayattan kopuk... Tek olumlu söylem Bakan Nihat Ergünden geldi; Üniversite sınavının -ALES sınavı gibi- yılda birkaç kez yapılacak olması iyi. Stresi azaltır, öğrenciye nefes aldırır. Mesele çok olduğundan ayrıntıya giremiyorum, eğitimdeki çarpıklık Türkiye için de iktidar için de büyük tehdit.
3- Akla ziyan; öğretmenler için eş durumundan tayinler iyice zorlaştırılıyor. Bakan Ömer Dinçer, bu duruma Öğretmenlerimiz kızabilir ama öğrenci odaklı eğitimden yanayız! açıklamasını getiriyor... Öğretmenle öğrenciyi, öğretmenle veliyi karşı karşıya getirecek değerlendirmelerin âlemi yok. En önemlisi de, Sayın Erdoğanın her vesileyle dikkat çektiği Aile Mutluluğu ve En az üç çocuk hassasiyetlerine aykırı bir tutum bu. Üç veya daha fazla çocuk, ya anasız ya babasız büyüyecek!.. Olur mu!
4- Kamu personeli arasında büyük ayrımcılıklar var. Mesela; kelle koltukta dolaşan ve yaşadığı stresten dolayı zaman zaman bizim kellelere de kast eden polis kardeşlerimizin göstergelerine bakın... Aynı işi yapan subaya var, polise yok. İkisine de olsun!.. Polis de insan, onun da ailesi var, bırakın devlet helikopteri ile pikniğe gitmeyi (hatırlayın, şimdinin zanlısı bir general gitmişti!), ailesiyle birlikte evin yakınındaki parka gidecek vakti yok. Bunlar ses çıkartamasa da, alttan alta köpürmeler var, ilginize.
5- Taşeron işçilik yaygınlaşıyor. Tam manasıyla kölelik modeli, bu konuda ne yapılabilir bilemem ama kaynamayı haber verebilirim.
6- Mevzuat hazretleri, gittikçe ağırlaşıyor (Yeni Ticaret Kanunu Hükümleri mesela); yumuşatılmış hali bile çok ağır. İş yapanın halinden iş yapan anlar; müteşebbisleri kepenk indirmeye zorlamanın ne anlamı var. AB standartlarına uyum deniyor!.. AB bize uysun, dökülüyor adamlar!..
7- İlle de emeklilikte yaşa takılanlar. Bu grup fena teşkilatlanmış... Milyonlarca mağdur var, Yaşar Okuyan döneminde haksızlığa uğratılmış... Adam 5 bin gün prim ödemekle mükellef, 8 bin gün ödemiş ama emekli olamıyor. Prim ödemesine de gerek yokmuş; Bekle aç sefil, beş ya da yedi yıl! deniyor. Sağlık hizmetinden faydalanabilmeleri için de külliyatlı para isteniyor. Kanun geriye doğru işleyince böyle oldu; milyonlar vuruldu. İşe başvur, Yaşlısın, iş yok!, emekliliğe başvur Yaşlı değilsin maaş yok!.. Hak edilmişse maaş ödenir, kimsenin genç yaşta emekli olmak gibi bir talebi filan sözkonusu değil. Otuzuna kadar yatan yaştan emekli oluyor, 18inde başlayıp aralıksız prim ödeyen emekli olamıyor, ortada açık bir haksızlık var, tepki buna!.. Benden söylemesi, bu büyük kitledekilerin kahir ekseriyetini geçtiğimiz seçimlerde AK Partiye oy vermiş vatandaşlarımız oluşturuyor.
Derin meselelere girdik, yerimiz haliyle kifayet etmedi...
Neyse, @sarseven twite yazar, bizi arar dertlerinizin gündeme taşınmasına yardımcı olursunuz...
Bu dünya böyle, isteyene var!..
Sayın Erdoğanı hizmet yarışından alıkoymak isteyen şer odakları vatandaşın problemleri çözülmesin ki AK Parti kan kaybetsin ister.
Ben bunu istemediğim için yazıyorum!..
Yoksa kolayı var, yıka ve yağla!..