PKK'ya karşı kedi, Türkiye'ye karşı arslan(!)
PKK’nın “eş vekiller başı”, felâketlerden nemalanma hazzını yaşamaya cür’et etti. Afyon’daki patlamadan sonra “Zorla askere alınan evlatların canının bu kadar ucuz olmadığını asker anneleri göstermelidir” dedi.
Leylek bile, yutacağı kemiği önce boyuna ölçer, ondan sonra yutarmış.
Bunlar leylekteki basiretin zerresine bile sahip olmadıklarını göstermekte çok mahirler.
Bu güruha, yeter ki istismar edecek olay olsun; köpürte köpürte kullanmaya kalkarlar. Afyon’daki patlama ve 25 askerin şehadetinde de aynı istismarı yapmaya yeltendi.
Bu ülkede 10 senedir, Türk veya Kürt öldüren “fâili meçhul”cülerden takır takır hesap soruluyor.
Askerlik görevini yerine getirirken ihmal veya kasıtla şehit olan Mehmetçiklerin hesabı takır takır soruluyor.
Kendi döşediği mayınlarla Mehmetçiği şehit eden komutanlar, teker teker adalete hesap veriyor.
Pimi çekilmiş bombayı Mehmetçiğin eline verip patlatanların yakasına hukuk yapışıyor.
Çünkü beğensek de beğenmesek de, vatandaşın hesap soracağı bir devlet ve bir hukuk sistemi var bu ülkede...
Öyle üniversite bitirmiş, mektep-medrese yüzü görmüş vatandaşlar değil, okuma-yazma bilmeyen ana-babalar bile devlete takır takır hesap soruyor bu ülkede...
Sıradan vatandaşlar, sizin gibi silahlı teröristleri arkasına alarak değil, yürekleriyle dikiliyorlar devletin karşısına...
Hem bu ülkede, kimse gece yarısı gelip çocuğunu askere götürmek üzere alıp gitmez. Bu ülkede civan gibi gençler, kınalı koçlar gibi gider askere...
Davul zurnayla gider...
“Vatan namustur” diyerek gider...
“Ölürsem şehit, dönersem gaziyim...” diyerek gider...
Dağdaki katiller gibi bilmem kaçıncı kongrede aldıkları karar ile “Zorla askere alma” diyerek, gece yarısı zorla, sürüklene sürüklene gitmezler askere...
Mehmetçik, gece yarısı basılan bir Kürt evinden, zorla alınarak; tek çocukları zorla alınınca “Bizim kimsemiz yok... Bu çocuk bakacak bizlere... Götürmeyin!..” diyen Kürt ana-babaya, “Bundan sonra bakıma ihtiyacınız olmayacak!...” denip ikisini de öldürerek gitmez askere.
Mehmetçik, sürüsünü otlatan 15 yaşındaki Kürt çocuğu Baran’ın sürüsüyle beraber çalınarak götürüldüğü gibi gitmez askere.
Mehmetçik, PKK canilerinin yaptığı gibi “silahlı propaganda” dayatmasıyla gitmez askere...
Mehmetçiğin askerlikte başına bir iş gelirse, ana-babası da devletten hesabını sorar.
Peki sen Demirtaş efendi;
Sen hiç “örgüt içi infazla” katledilen 17 bin Kürt gencinin hesabını sorabildin mi PKK’dan?..
Sen hiç “çatışmada öldü” denerek dağ başında “taş altı” edilen Kürt gencinin hesabını sorabildin mi PKK’dan?..
Sen hiç evinden, ailesinden zorla koparılan ve 10 yıldır haber alınamayan yüzlerce Kürt gencinin akıbetini sorabildin mi PKK’dan?..
Asker ana-babalarını devlete karşı kışkırtmak kolay; sıkıyorsa, öldürülen Kürt gençlerinin hesabını sor PKK’dan..
Sıkıyor mu Selahattin?
PKK karşısında kedi bile olamayanların devlete karşı arslanlık taslaması kolay. Devlete karşı arslanlık taslamak, bu milletin âlîcenaplığındandır; korkaklığından değil.
PKK’lılarla kucaklaşanlar aradan çekilsin; o zaman bu iki halk dostça kucaklaşacak... Yeter ki kedi yapısıyla arslan gölgesi vermeye çalışanlar gölge etmesinler; başka ihsan istemez!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.