PKKya sert Kürtlere mert!...
Bu millet bugüne kadar, kan kustuğu halde Kızılcık şerbeti içtim dediyse; şehit haberlerinde sokakları savaş meydanına çevirmediyse; bütün psikolojik saldırılara soğukkanlılıkla cevap verdiyse, korkaklığından değil, âlî-cenaplığındandır.
Bu millet BDPlilerin kostaklanması karşısında galeyana gelmiyorsa, korkaklığından değil, âlî-cenaplığındandır.
Bu millet, hayat felsefeleri öldürmek olan köpeklerle kucaklaşanlara tahammül ediyorsa, korkaklığından değil, âlî-cenaplığındandır.
Bu millet kardeş kavgasına geçit vermiyorsa, korkaklığından değil, âlî-cenaplığındandır.
Çünkü bu millet merde mert, serte de sert bir şekilde davranmayı bilir.
Kadife eldiven içinde demir yumruk olan bu millet, kadifeyi hak edene kadifeyi, demiri hak edene demiri göstermeyi çok iyi bilir. Kadife de demir de bu milletin yaradılışında vardır.
Artık, yol ayrımındayız. Devir, teröre demir yumruğumuzu indirme devridir
23 Temmuzdan bu yana Şemdinli, Çukurca ve Beytüşşebap ilçelerini koparılmış bölge yapıp terör üssü hâline getirmeye çalışan PKK, istediği dili kendisi tercih etmiştir.
Bazı sol liberallerin ve bunlara yanaşmaya çalışan kompleksli yanaşma İslamcıların 1990lara mı dönüyoruz? Güvenlikçi politikalar geri mi döndü? demelerine aldırmayın.
Bugün Türkiyedeki tek sorun, güvenlik sorunudur...
Sadece Şemdinli, Çukurca ve Beytüşşebapta değil, başka il ve ilçelerde de, mesela Foçada, İstanbulda, Tokatta, Reşadiyede, Hınısta, Erzincanda, Tuncelide de bir güvenlik sorunu varsa, Türkiyenin tek sorunu güvenliktir.
Bu yüzden, sert isteyene, sert davranma zamanıdır.
Hükûmet, gazetelerde televizyonlarda safdillik yapan mutlu azınlığın, tuzu kuruların ve aymazların dediğini ciddiye almamalıdır. Sessiz çoğunluk, sert dilden yanadır.
Sessiz çoğunluk, nasıl sert dil talep etmesin?!...
Terör bölgesinden gelen şehitler, onun evine geliyor... Ateş düşen ocak, onun ocağı... Giden evlat, onun evladı; mutlu azınlığın değil!...
Sert dil karşısında, sert dil kullanmak şarttır. Şayet kullanmazsanız, güçsüzlüğe verilir ve kaybedersiniz!...
Tabii, sert dil kullanılırken, bütün Kürtleri PKKlı kabul edip toptancı bir zihniyet gütmemek lazımdır. Çünkü bütün Kürtler PKKlı değildir ve PKK teröründen en çok etkilenenler de Kürtlerdir. Devamlı silah sesi, bomba patlaması uçak cayırtısı duyan Kürtlerdir. Bombalamalarda bağı-bahçesi, mal-maşatı, hayvan-haşatı telef olan Kürtlerdir. Çoğu zaman kepenk indirip kazancından olan Kürtlerdir.
Kürt halkı ve aydınları, PKKya karşı tavır geliştirmedikçe, bu zulüm devam edecektir.
PKKya karşı tavır geliştiren, kardeşlik zihniyetini güçlendiren, ortak duygu ve düşünceleri zenginleştiren Kürtler, mert insanlardır...
Ahmed-i Hânînin, Seyyid Tahanın, Seyyid Salihin torunlarına karşı, mert insanlara karşı da mert tavır gerekir.
Tıpkı, Terörle mücadele, siyasetle müzakere sözünde olduğu gibi, sert olana sert, mert olana mert!... Yani anlayana, anladığı dilden cevap!...
Değil kendilerini, teröristlerin kan ve ayak izlerini, gözyaşlarını bile o dağlardan kazımadıkça PKK tarihe gömülmez!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.