Faruk Köse

Faruk Köse

Şemdinli’de neler oluyor?

Şemdinli’de neler oluyor?

Terörle mücadelede gelinen noktanın vahametine dair ciddi “soru işaretleri” bulunuyor.

Bu kapsamda Güneydoğu’da, özellikle de Şemdinli merkezli bölgede yaşanan, her geçen gün de hızını ve şiddetini artıran terör saldırılarına dair Sayın İçişleri Bakanı’na ve Sayın Milli Savunma Bakanı’na sormak istediğim bazı sorular var. Bunları sizlerle de paylaşarak kamuoyuna maletmek istiyorum.
Güneydoğu’da “iki aydır yaşananlar” kamuoyuna “gerçek boyutları”yla açıklanıyor mu? Terör örgütü “vur-kaç taktiği”ni bırakarak “sürekli ve yaygın saldırı” yapacak noktaya kadar nasıl geldi? Örgüt, bölge üzerindeki etkinliğini iki aydır süreklilik arz edecek şekilde “alan kontrolü” sağlamaya, “terörist cenazelerine eskortluk” etmeye, “şehir merkezlerini kuşatma”ya, “yol kesme”ye, ölen teröristler için “dağlarda cenaze töreni” yapmaya kadar nasıl ilerletti?
PKK’nın kontrolündeki web sitelerinde öyle “iddialar” var ki, yenilir yutulur cinsten değil. Yetkililerin, bu iddialara karşı “somut veriler”le “Güneydoğu gerçeği”ni, bugün gelinen noktanın ne olduğunu, orada terör örgütü tarafından ele geçirilen ve “güvenlik kuvvetlerinin giremediği alanlar”ın bulunup bulunmadığını açıklamaları gerekmez mi?
Teröristlerin, 23 Temmuz’dan beri sürdürdüğü “ardı arkası kesilmeyen saldırılar” neyin işareti? Örgüt bu kadar uzun bir süre boyunca, belli bir alanda her gün “etkin ve kanlı saldırılar” düzenleyebiliyorsa, bazı alanları kontrol altına aldığına dair “iddiaların yetkili makamlarca dikkate alınarak gereğinin yapılması” gerekmez mi?
Çukurca ve Şemdinli’de “olup bitenler” bütün boyutlarıyla ve bütün açıklığıyla kamuoyu ile paylaşılıyor mu, yoksa “gizlenen nâhoş gerçekler” mi var? Mesela, teröristler için kullanılan “etkisiz hale getirildi” ifadesinin anlamı ne? Öldürüldüğü söylenen onlarca “terörist cesedi” nerede? Yoksa basına rastgele rakamlar mı servis ediliyor? Açıklanan “asker kayıpları”nın dışında asker kayıpları var mı? Kamuoyundan gizlenen başka “ölüm”ler sözkonusu mu?

Yapılan saldırılar hakkında bütün gerçekler açıklanıyor mu?
İki aydır “karakolların teröristler tarafından kuşatma altında tutulduğu” iddiaları doğru mu? Askerlerin karakolların dışındaki alanlara çıkamadığı, “karadan denetim ve hakimiyette süreklilik”in kaybedildiği, teröristlerin “kırsal kesim”in hakimiyetini ele geçirdiği, ya da kırsal kesimde devletin ciddi bir “hakimiyet zaafiyeti” içine düştüğü iddialarında gerçeklik payı var mı?
Teröristler, “aynı gün içinde birkaç noktadan”, ya da aynı noktaya farklı günlerde tekrar tekrar saldırabilecek kadar etkinliğe nasıl ulaşabildi? Bu esnada “nasıl bir güvenlik politikası” sürdürülüyordu? Terör örgütünün bu etkinliği ne zaman kırılabilecek? Böyle bir etkinlik yoksa, Şemdinli ve çevresinde iki aydır yaşananların “gerçek boyutlar”ı nedir de her gün cenaze haberleri geliyor?
O bölgede ne kadar “aktif terörist” var ve bunlar “kaç noktada mevzilenmişler” ki, kırsal alanları, yolları, askerin geçiş hatlarını kontrol edebiliyorlar; hatta şehir merkezlerine kadar “etkili saldırılar” düzenleyebiliyor, saatlerce çatışabiliyorlar?
Terör örgütüne “istihbarat” desteği veren, “askeri hareketlilikleri gözlemleme”lerini sağlayan kaynaklar ve imkânlar nelerdir ve bunları kimler, nasıl sağlıyorlar? Bu hususta güvenlik birimlerinin elinde “gerçekçi bilgiler” mevcut mu? Buna karşı “nasıl bir strateji” ve program takip ediliyor?
Bölgede savaşan “askerlerin ruh hali” böyle bir mücadeleyi sürdürebilecek “nitelik”i ve “yeterlilik”i taşıyor mu? Teröristlerin saldırılarına verilen karşılıklar “bilinçli ve hedef belirlenerek” mi yapılıyor, yoksa panikle, “rastgele” mi karşılık veriliyor?
Ordunun sahip olduğu “teknik imkânlar” ve “istihbarat desteği” nasıl oluyor da bölgedeki “olayları kontrol etme”ye imkân vermiyor? 
ABD’den gerçekten destek alınıyor mu? Alınıyorsa, bu göz boyama kabilinden mi, yoksa yeterli nitelikleri taşıyor mu? “ABD’nin terör örgütüne sağladığı imkânlar”a karşı hâlâ göz yumulacak mı? Ne zaman gereği yapılacak?
Şemdinli’de ve diğer bölgelerde neler olduğuna dair her şey kamuoyu ile paylaşılıyor mu? Paylaşılmayan, “gizlenen gerçekler” var mı? Güneydoğu’da “devletin halk desteği” kaybedilmiş durumda mı?


Terör örgütünün halk üzerinde tam etkinlik ve denetim kurmasının, “toplumsal desteği sağlama”sının yollarının kapatılması için bir şeyler yapılıyor mu? Terör örgütünün, tüm bölge halkının kesin desteğini sağlamak için geliştirmeye çalıştığı “her evden bir kişi”nin örgüte katılımını sağlamaya yönelik stratejisinin akamete uğratılması için neler yapılıyor?
Güneydoğu gerçeğine dair ve terör örgütünün propagandalarına karşı anı anına hakikatleri kamuoyuna bildirecek bir Enformasyon Merkezi kurulamaz mı?
Devletin, bu işin sonunun nereye varacağına dair bir öngörüsü var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Faruk Köse Arşivi