Gelmiş geçmiş en büyük illüzyonistimiz...
İnsan büyüklerini özler ve hatırlar. Bu fıtrî, tabiî bir şeydir.
Demirel bu tasnife girer mi?
Bana sorarsanız, kenarından bile geçmez! Asla ve kata!
İşte tam unutmanın mutluluğu içindeyken, birden ortaya çıktı. Hasta olmuş, gripal enfeksiyon! Önce geçmiş olsun!
Hastalığı geçer ama Demirel geçmez!
Türkiye tarihinin en yanlış/yanıltıcı görüntü veren simalarından biridir o. 1960dan sonra Menderese varis olmak iddiasıyla ortaya çıkmış, ama İnönü karakterli bir siyasetçi olmuştur.
Menderesin fikri, zikri, tabiiliği, samimiyeti... Onda bunları boşuna ararsınız. Siyaseti yanılsama (illüzyon) üzerine kurulmuştur.
Dindar görünmesi bir yanılsamadır.
Demokrasi muhabbeti bir aldatmacadır.
Onun tek hakikati kendisidir, nefsidir, iktidarıdır. Gelmiş geçmiş en büyük illüzyonistimiz Demireldir!
İlk iktidarını Menderes muhibliği ile, Said Nursi hayranlığı ile kurmayı başarır. İktidarını bunlarla sürdürmeye ihtiyacı kalmadığı zaman, başka çıpalar bulur.
80 darbesinden sonra umutsuzluğa kapılmıştır. O sıralarda onun saç sakal birbirine karışmış vaziyette, Kuran tilaveti ile meşgul olduğunu söylerler...
Gelecekte Türkiyenin iktidar talebini/temayülünü görmüştür Demirel. Fakat sıfırdan başlayacak yaşta değildir. O yüzden mevcutu kullanarak yarım iktidar olabilir. O andan itibaren de hiçbir şey yapacak durumda olmadığı için, cumhurbaşkanlığının hesaplarını yapar.
Çankayanın şişmanı. Bu onun merhum Turgut Özal için kullandığı sıfattır. Türkiye Cumhuriyetinin ilk gerçek seçilmiş cumhurbaşkanı Turgut Özaldır. Celâl Bayarı unuttun! diyenler çıkacaktır. Bayar İttihatçı gelenekten gelen komitacı bir siyasetçidir. Seçilse de seçilmese de baskındır bu karakteri.
Özal bu toprakların ruhuna sadık ilk cumhurbaşkanı olarak yeni dönemi başlatmıştır. Fakat, erken veda etmiştir. Bu erken vedadan daha kötüsü, yerine Süleyman Demirelin geçmesidir.
Turgut Özal işbaşında olsa idi, 28 Şubat olur muydu?
Turgut Özal makamı, mevkiiyi sırf kendi iktidarı için isteyen bir şahsiyet değildi. O yüzden 28 Şubat için kapısına dayananlarla işbirliği yaparak iktidarını sürdürmek gibi bir yola tevessül etmezdi.
Demirel, Türkiyenin demokratik hayatını sekteye uğratan 28 Şubatın bir numarasıdır. Olmazsa olmazıdır.
Eğer 28 Şubat yargılaması olacaksa, bu asla Demirelsiz olmaz...
12 Eylül yargılanıyor. Doksanlık Kenan Paşa mahkemelik.
28 Şubat 12 Eylülden daha karanlık bir müdahaledir. Bu müdahaledeki rolü Demirelin yargılanmasını gerektirecek önemdedir.
Demirelin Balyoz yorumundan bu kuşkuyu hissetmemek mümkün değildir. Ona Balyoz kararlarını soruyorlar, o da Köprülerin altından daha çok su akar, dünyanın sonu değil diyor.
28 Şubattan beri köprülerin altından çok sular aktı... Akmaya da devam ediyor. Fakat bu geçiş, bu gidiş nasıl bir noktaya varacak, şimdiden kestirilemez. Çünkü 12 Eylülden bu yana akan sular, 28 Şubattan daha fazla!
27 Mayıs karşıtlığı ile iktidar ol, 12 Eylül karşıtlığını hâlâ hayatının sebebi say, 28 Şubatın başmimarı olarak kurum sat.
İşte formül: Darbe benimle yapılırsa, koltuğumu muhafaza ederse, beis yok!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.