Beşşar başarıyor!
Neyi? Sorusu bana göre abes!
Apaçık ortada adamın ne yaptığı, neyi başardığı, becerdiği... Bu kirli savaş devam ederse, Suriyenin mamur şehirlerinde taş üstünde taş kalmayacak.
Şimdiden iki milyondan fazla binanın tahrib edildiği söyleniyor. Bu aşağı yukarı ülke nüfusunun yarısının hanesinin harab olduğu anlamına geliyor.
Suriye mesela en amansız düşmanı İsraille harbe girse idi, bu kadar harabiyet olmazdı.
Düşmanın yapamayacağını bizzat Beşşar yapıyor.
Efendim, bir kısmını da muhalifler, Hür Suriye Ordusu yapıyor, denilebilir. Onların Esed kadar yıkıcı olması mümkün mü?
En azından Beşşarın özel yıkım aracı mevkiindeki hava kuvvetlerine, bombardıman uçaklarına sahip değil muhalifler. Onların tahribatı kendilerine göredir, mütevazıdır.
Esed ve taifesi kendini ülkenin gerçek sahibi olarak görse idi, bu harabiyete mahal vermezdi. Bir anlaşma yolu arar bulurdu. Fakat yakmak, yıkmaktan, öldürmekten başka bir yol aradığı yok.
Hani meşhur hikâyedir, bir çocuk üzerinde iki kadın annelik iddia ediyormuş da, hâkim çocuğu ortadan kesip pay edeceğim deyince, kadınlardan biri hakkından vazgeçmiş ve hakim de çocuğun gerçek annesinin o olduğunu anlamış.
Sonunda ülkede sağlam yapı ve sağ insan kalmayacak, Beşşar da dimdik ayakta o ülkeyi hiçbir şey olmamış gibi yönetecek!
Bu mümkün mü?
Bu kadar insan öldükten sonra, bu kadar kan aktıktan sonra, ülke bu kadar tahrib edildikten sonra Beşşar orada koltuğunda rahat oturabilir mi?
O iş bitti!
İslâm dünyası tahribat deyince Moğol istilasını hatırlar. Bundan 8-9 asır önce Moğollar İslâm dünyasının mamur beldelerini yerle bir ettiler.
Suriye ikinci ve daha dehşet verici bir Moğol istilasını yaşıyor.
Biz bu mevzu üzerinde düşünürken, Emeviye Camiinin tahrib edildiği haberi ile karşılaştık. Yüreğimiz bir daha burkuldu.
Emeviye Camii Şamdadır.
İslâmın ilk ve önemli camilerinden biridir. Hâlâ dünyanın en büyük camileri arasında sayılır.
Meğer tahrip edilen camii Halepte imiş. Ona da Emevi Camii deniliyor ve Şamdakine benziyor ama, daha çok Hz. Zekeriya Camii denilir o camiie. Çünkü bu Peygamberin kabri o camidedir. Halep çarşısının ortasında açık ve kapalı mekânlarıyla büyük yer kaplayan camiin bir kısmının bile tahrip edilmesi içler acısı bir durum.
Halep Emeviye Camii ile ilgili bilgi araştırırken, bir turizm firmasının verdiği malumat dikkatimi çekti. Moğol İmparatoru Timurlenk Halepi işgal edince camiyi harabeye çevirmiş!
Timuru Moğol imparatoru sananın bilgisine itibar edilebilir mi?
Hz. Zekeriya Camiinin tarihimizde önemli bir yeri var.
Yavuz Sultan Selim, Mısırın fethinden sonra İstanbula dönerken Halep menzilinde mezkür camide Cuma namazı kılar. Hatib, hutbede onun adından Hâkimül Haremeyn (yani iki mukaddes beldenin Mekke ve Medinenin sahibi) olarak bahseder, Selim Han da oturduğu yerden hatibi, Hadimül Haremeyn olarak düzeltir. Yani mukaddes beldelerin sahibi değil, hizmetçisi!
Allah Suriye halkına kuvvet versin. Esed zalimine akıl versin demiyorum, artık bu saatten sonra gelen akıldan bir halt olmaz!
Ya Türkiyede Esedçilik yapan ehl-i hamakata ne demeli?
Onlara kalırsa, Esed memleketinde koltuğunu koruyamazsa, Türkiyede pek âlâ koltuğa oturabilir! Nezdlerinde prestiji öylesine yüksek!
Onlara da söyleyeceğimiz şu: Akıl akıl, gel çengele takıl!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.