Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Esed’in vahşeti ve kuzuların sessizliği

Esed’in vahşeti ve kuzuların sessizliği

Afganistan işgalini anlatan, 2007 yapımı “Kuzular için Aslanlar” (Lions for Lambs) filminde ‘kuzular’ tabiri, ‘aslanlar’ı (askerleri) savaşa gönderen ve siyaseti belirleyen politikacılar için kullanılmıştı. 1991 yapımı “Kuzuların Sessizliği” filminde ise ‘kuzular’ tabiri seri katillerin kurbanlarını ifade etmek için kullanılmıştı ve film kitle katiline dönüşmüş yamyam bir psikiyatrist (Dr. Hannibal Lecter) ile bir FBI ajanı arasındaki konuşmaları ve sonunda FBI ajanının Faustiyen (şeytanla bahse giren Faust’tan mülhem) tavrı yüzünden Hannibal’ın kaçışını hikâye ediyordu.


Bugün Suriye siyasetinde, küresel ve bölgesel ölçekte hatta sadece Türkiye’de bile bu iki filmdeki karakter ve teşbihlerle birebir uyuşan (f)aktörler mevcut.

Oturduğu yerden Suriye savaş meydanını kızıştıran siyasiler ve kalemşörler de, yamyamlaşmış seri katiller de, seri katillerin ‘hürriyeti’ için haysiyetini satan kişi ve kurumlar da mebzul miktarda var bugün.

Tüm bu şeytani ve garip ilişkiler ağı hayatiyetini sürdürürken, imansız ve amansız Esed (aslan) ve müttefikleri vahşi katliama ve masum Suriyeliler de (gerçek ‘kuzular’) acı ve ıstırap çekmeye devam ediyorlar.

Tarihin gördüğü bu vahşet gözlerimiz önünde sürüp giderken Türkiye kamuoyundaki duyarsızlık, ilgisizlik neden sizce?

İslam kardeşliği, İslam birliği bir ideal olmaktan öte zor ve şiddetli bir imtihan; romantik bir retorik değil bu, reel, gerçek bir er meydanı!

Nerede o anlı şanlı sivil toplum kuruluşları?

Hani “Halep, Şam, Hama bizimdir” diyenler, miting meydanlarını başka meselelerde dolduranlar, yardım kampanyaları düzenleyenler?

Bugün nerede Allah aşkına!

Bu yazıyı kaleme almadan dakikalar önce görüştüğüm Lazkiyeli bir dostum, “Bir tır un getirttim ama pişirecek mazot yok!” diye dert yanıyordu.

“Kış geliyor, havalar soğuyor, ne yapacaksınız?” diyorum. Mütevekkil bir eda ile cevap veriyor: “Yapacak bir şey yok, devlet gücüyle savaşıyoruz. Helikopterler, uçaklar büyük tenekelerle TNT’ler, bombalar yağdırıyor üzerimize. Ama sonuna kadar direneceğiz!”

Hani bizim ‘sesi gür’ milliyetçi, ülkücü kardeşlerimiz?

Türkmen cephesinin acil yardıma ihtiyacı var, bugün değilse ne zaman seferber olacaksınız?

Esed, son zamanlarda Lazkiye bölgesinde, sınıra yakın yerlerde yeni bir taktik takip ediyor. PKK birlikleri ve ‘Özgür İskenderun Livası’ milisleri yardımıyla gerilla faaliyetlerini teşvik ediyor.

Nerdesiniz ‘vicdanı hür’, ‘irfanı hür’ vatanseverler?

Bir insani yardım kuruluşu yöneticisi ile sorumuza cevap arıyoruz: “Neden Türkiye kamuoyunda bir sessizlik var?

“Bir kuşak Suriye’yi hep düşman bildik! Kamuoyunun sessizliğinde bu algının payını yabana atma!” diyor, insani yardım uzmanı dostum.

Başbakan Erdoğan’ın “Hep birlikte Emeviye Camii’nde namaz kılacağız!” sözünü de “Suriye bizim iç meselemizdir.” tespitini de unutmadık elbette. Ama bu söz ve tespit gereklerini yerine getirmeyi zaruri kılıyor.

Haydi, o zaman gelin gelecek Kurban Bayramı ile kurban edelim bu sessizliğimizi, duyarsızlığımızı!

Yeni bir seferberliğe ihtiyacımız var!

Şam için, insanlık için! Halep için, insanlık için! Lazkiye için, insanlık için!

Var mısınız?!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Muhsin Meriç Arşivi