Milli Savunma Bakanı Kafirun sûresini okudu
Geçen hafta geçti, ama esintileri hala geçmedi...
Mecliste hükümete Kuzey Iraka sınır ötesi operasyon yapma yetkisi veren tezkerenin görüşmeleri sırasında tartışmalar yaşanırken, Milli Savunma Bakanı sayın İsmet Yılmaz, konuşmasının içeriği daha da iyi anlaşılsın diye Kafirun sûresini okudu.
Okuna ama dokuna...
CHPnin en çok bağırıp çağıran, nara atan milletvekillerinden İnce namında ki bir yiğit sahaya çıkıp Bu Mecliste gavur yok demez mi?
Dedi ama, salondan kısık sesler duyulmadı değil.
Acabaaa!..
Efendim, gavurluk sadece İslamın şartlarını ret etmek anlamına gelmez, başka şekilde gavurluklar da var. Eskiler gavurun oğlu gavur derlerdi...
Baba gavur bir tarafa, onun da gavurluk yapan oğlu varmış, halkın sorunları konu edilince oğul hep gavurluk yaparmış...
Yine de biz işin o taraflarını fazlaca kurcalamayalım da, İncenin bakana inceden çektiği Diyanet İşleri Başkanlığı benzetmesi yanı sıra, uçağımızın ne ile düşürüldüğü sorusuna dönelim.
Füzeyle mi düşürdüler yoksa sapanla mı düşürdüler, buna cevap verin.
Bu soruya hem bakan, hem de iktidar yetkilileri kaç sefer cevap verdiyse de CHP anlamaz, veya anlamak istemez. Eski CHPnin mirasçısı yeni CHP ister ki Suriye boyutunda sular bulansın, dereler taşsın, işler karışsın, savaş olsun, barış olmasın da AK Parti iktidarı koltuktan düşsün, ben de kapayım... Öylesi tuhaf bir beklenti.
Benzetme gibi olmasın, karabaşın fikri neyse zikri de odur.
Bilirsiniz karabaş sürekli koça yakın yatar.
Sebebi ise, koçun altında ki ağırlıklar düşecek o da onları kapacak.
Koç bu; hiç kaptırır mı?
Olur ya; ya düşerse!
Karabaş, hep gözetler. Koç hareket etti mi karabaş kafayı kaldırır bekler, yine olmadı, düşmediler...
Ömrü böyle geçer bizim karabaşın...
CHP bu, yıllardır halktan yüz bulamamanın, iktidar koltuğuna oturamamanın hırsını taşıyor.
Düşünebiliyor musunuz? Suriyede kan gövdeyi götürüyor, CHP rafızi diktatörün değirmenine durmadan su taşıyor.
Ne imiş?
İktidar olamamanın hırsı; düşerse kapacak...
CHP rahat dursa, halkla barışsa, halkın değerlerine ikide bir saldırmasa iktidar belki de koltuk değiştirir. Terörü desteklemekle, Suriye diktatörüne gaz vermekle bu koltuklar kolayına değişmez, CHP de iktidar olamaz.
Öyle ya, beterin beteri var. Halk bakıyor ki bu CHP iktidar olursa canımıza okur. Çünkü geçmişte hep okudu. O zaman denize düşen yılana bile sarılır.
AK Parti yanlışlar yapmış olsa da, halk sırf CHP korkusuna bu yanlışları görmezden geliyor. Dünyanın en pahalı benzinini kullanan bir ülkeyiz, buna rağmen muhalefet korkusuna iktidara devam. MHP de halka güven veremedi.
Hoş iktidar; hep doğrusunu yapıyor değil, yanlışları da oluyor. Sağlık sorunu, yollar, dışa açılmalar.. Dün neydi, bugün ne oldu?..
Tamam da, seçilme yaşını 18 olarak kim düşünmüşse... Uzmanlar bu konuyu enine boyuna araştırdılar mı bilemem.
Ülkemizde 18 çelik çomak yaşıdır. Bu yaştaki bir gencin ne idare bilgisi var, ne oturaklıdır, ne uzmandır, ne öğrenme yaşı tamamdır.
Çırak yaşı bile değilken, sen kalkar böyle birisini beldeye başkan seçtir. Veya milletvekili yaparsan, meclis denilen milli irade çocuk parkına döner.
Çocuklarımız 18 yaşında milletvekili olabilecekse, o zaman binbir zahmetlere katlanarak neden okuturuz? Salalım siyasete, asgari ücretten maaş alacağına 15-16 bin TL milletvekili maaşı alsınlar...
Hadi bu düzelir diyelim, ülkenin dünyada en pahalı yakıtı kullanması, önemli bir sorun. Giderek yük ağırlaşıyor, halk bu ağır yükü daha fazla çekemez.
Sonuçta biz de şunu ekleyelim, Kafirun sûresi demokratik düşüncede olanlara okunsa; bir anlamı olur, kafasında sürekli devletçilik zihniyeti taşıyana bu sûreyi okumak biraz da boşuna değil mi?.. Anlar mı? Hele de ayet, hadis dedin mi adamlar çarpılıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.